şato demek yalnızlık demek. özenmeyin.
o kadar yalnız olursunuz ki uşakla hizmetçiyle sohbet etmeye çalışırsınız.
edirne de mahalle arasında iyi komşuları olan bir tupleks evi tercih ederim.
artık yazın er akşam düğün, kapıda gündündü çitlemeler, çay içmeler falan.
Kimsenin giremediği, ilk basım kitap ve orijinal tablolarla 16. Yüzyılda yapılmış antikaların bulunduğu geniş odalarında, klasik müzik eşliğinde sigara ve puro içerken, robdöşambrlarını giydikleri halde, altından yapılma koltuklarında ay ışığının vurduğu ormanın siluetini izleyen aristokrat yazarlardır.
benim vardi.
cok da guzeldi, sonra denizden bir dalga geldi yikti gecti guzelim kumdan satomu. ama gerekirse yeninden yapip yanina hamur yogurma makinesi de koyarim, hatta hamuru ben yogururum.
şatosu olanın her odada bir çift memesi de olur. sizin odaya sıra gelene kadar kuş kafesten uçar. şatosu olanın imanı vicdanı olmaz, 1+1 65 metre kareli erkek neyinize yetmeyyor.