bir acayip derde düştüm herkes gider karına
bugün buldum bugün yerim hak kerimdir yarına
zerrece tamahım yoktur şu dünyanın varına
rızkımı veren hüdadır kula minnet eylemem.
Bazen kendi gölgene basar sendelersin ıssız sokaklarda
Bir karayel eser üşütür yalnızlığını yüzüne vurur
Çıkar gelir pişmanlıklar en zayıf anında
Boğazında yıllanır bir düğüm
Umrunda mı zamanın senin küskünlüğün...*
Çok eskileri anımsatan bir melodi yağmur
Safi inat safi aptallık birazda gurur
Sardığım şarkılar ve sarmaya çalıştığım yaralar
Bi masalın ortasında kalmışım kan revan
Aşkın kara kökü matematiğime zıt
Yürek yoksa uzak dur kırılırsın çıt.
Düşünmekte bastırmıyor intikam duygusunu
Artık üşümüyorum havada benim kadar soğuk..
.......
Bu şehirde, bi evde mahkumiyetim..
Bütün iliklerime kadar hala seni isterim......
sarılırdım boynuna, sokulurdum koynuna
o gül dudaklarını öperdim doya doya.
sabah olmasın diye güneş durdururdum,
yanar dağlarda tüten ateşi söndürürdüm.