"siz de benim gibi,
günleri
sevgiyle isteyerek
değil de,takvimden yaprak koparır gibi gerçek
bir sıkıntı ve nefretle yaşadınızsa,ankara güneşi sizin de
uyuşturmuşsa beyninizi.ata'nın izinde
gitmekten başka bir kavramı olmayan
cumhuriyet çocuğu olarak yayan,
pis pis gezdinizse (o sıralarda adı opera meydanı olan)
hergele meydanı'nda bu sarı ve tozlu alan
iğrendirmediyse sizi,
bir taşra çocuğu sıfatıyla özlemeyi bilmiyorsanız denizi,
kaybettiniz (benim gibi)
oysa,
aynı hergele meydanı'nda
gölgede on beş,güneşte yedi buçuğa tıraş eden
berberleri görmeden
yalnız renkli yanını yaşadıysanız hayatın
ve hergele ve beygir olduğunu duymadıysaniz atın
sakalı uzamış seyyar satıcılara kese kağıdı satmadınızsa,
icinde süt ve salebin olmadığı 'dondurma kaymak'tan tatmadınızsa
(aynı hergele meydan'ında)
kazandınız.(kimse yoktu -çirkinlikten başka-selim'in yanında)
..."