müzik piyasamızda son dönemde ortaya çıkan akımdır. şarkı sözlerinde çok derin manalar olmadığı zaten aşikar bir durum. ancak bazı şarkıcılarımız bu durumu abartarak seviyeyi iyice ilkokul düzeyine çekmekte.
sanırım bunu bilinçli yapıyorlar. böyle olunca daha "cool" oluyor diye düşünüyor olabilirler..
neden olmasın? zaten hayatımızda en önemli şey "cool olmak" oldu..
bir iki örnek verecek olursak:
ilk örnek feridun düzağaç'tan nadas adlı şarkı;
ne demiş:
"hiç bi şey diyen bir cümlenin
ortasına terkedilmiş bir kelimeyim;
öznesiz.. zamansız.. zarfsız... mektupsuz... adressiz..."
ilkokul üç bilemedin dördüncü sınıf seviyesinde iroik sözler. melankolik ciddi adam pozlarına yakıştı mı bunlar şimdi feri?
öznesimiş de zamansızmış da zarfsız mektupsuzmuş. ahaha çok komik valla ilk sen düşündün bunu helal sana..
bir diğer örnek bek sevimli hanım ablamız candan erçetin'in melek adlı eserinden;
kendileri buyurmuşlar ki:
"yuzumu guldurdun, basimi dondurdun
acimi dindirdin, yolumdan cevirdin
eglendirdin, sakinlestirdin,
ehlilestirdin, ve daha bir suru sey..."
bu sayın ablamız da bu dörtlüğünün son mısrasında bir şimarıklık edasıyla söz uyduramamışlığını perdelemek istemiş. "... ve daha bir sürü şey.." deyivermiş. "ve daha bir sürü ney?" okuyucunun yorumuna bırakmalı şarkı sözü yazmak diye bir konsept mi var yahu? *
ben insan değil miyim demeye lüzum mu var
kes cezamı hakim bey bende meçhul fail var
ona gitsem o dertli
buna gitsem bu dertli
el dertli komşu dertli
ben nasıl güleyim yar
ilkokul son, orta bir kıvamında sözler. yalandan bir kafiye, ilk mısradan altı karakter farklı bir ikinci mısra sonra ikinciden 10-15 karakter farklı üçüncü mısra.
"minimalizm böyle bir şey mi acaba?" diye düşünüyorum. "kasmadan aynı lafı çevire çevire yazınca minimalist mi oluyolar acaba?" diyorum o da değil. bu bildiğin vurdumduymazlık bu dinleyenlere * saygısızlık...
türkiyede barış manço ile bozulmuş ama onun ölümünden sonra bir daha bozmaya cesaret edilememiş bir akımdır. şarkılar hep aşkın esaretinde kelepçeli mahkumlardır,türk filmleri gibi mutlu sonla bitmez çoğu. ama gelin görün ki rahmetli barış mançonun şarkıları öylemidir, bir sarı cizmeli mehmet ağa, bir osman, bir hala kızı zehra, bir gülpembe aşk harici temalar işlemiş, farklı konulara notaların neşterinde hayat vermiştir.
sürekli kulağımıza çalınan şarkıların aslında ne diyor acaba dediğimizde; hiçbir şey söylemediğini farkettiğimiz şarkılardır. evet gerçekten bir akımdır. allah topunu hayreylesin!!!
kesinlikle türkiye'de büyük bir akımdır bu durum ve yıllar geçtikçe zaten basit sözlere sahip olan şarkı sözlerimiz iyice sığlığa hakim olmuştur,şarkılarımızın bir çoğunun sözleri aşktan sevgiden ibaret sanki hayat sadece sevgiden ibaretmiş gibi bu vaziyette müzik kesinlikle insan kültürünün gelişiminde aracı olduğu hayatımız da iyice basitleşmektedir.
ismail Yk'nın başı çektiği
Özenecek başka adam yokmuş gibi ismail YK'ya özenerek ortaya çıkan Salim, Cankan, Mustafa Gündüz Gece'ninde temsil ettiği akımdır.
kusura bakmayın ama türk popunun bu yüzeysellik konusunda ki şarkılar arasında ayrım yapılamayacak kadar genel bir akımdır ( sonuçta hepsi pop yapıyor). vur dibine kazmayı misali gün geçtikçe buğdaylar gibi üremektedirler. bakınız ben de yaptım az önce. insan ister istemez etkileniyor tabi. lanetli bunlar lanetli.
bir gün bir yazar yani şarkı yözü yazan bir şairi dinliyordum. adam eski şarkılarla yeni şarkıları kıyaslıyordu mesela bir örnek eskiden sevenler ayrıldıklarında suçu kendilerinde arıyorlardı diyordu örneğin
artık sevmeyeceğim
bütün kabahat benim
ne kadar ağlasam boş
...
şimdi ise diyor yazılan şarkılara bakıyorsun
allah belanı versin
allah seni kahretsin gibisinden
bende şarkı sözü yazan birisi olarak aslında bütün şarkılar çok basit ve anlamsız cümlelerden oluşuyor. ama bir şarkıyı anlayabilmek yani gerçekten anlayabilmek için gerçekten o anda şairin sahip olduğu piskolojiye sahip olmak gerek. yada o anlamsız gelen şarkılar o gün ki psikolojimizle çakışmıyor olabilir.