batı toplumlarının komplekslerini ve vicdan azaplarını doğu toplumlarını aşağılayarak tatmin etmeye çalışmasıdır. onlara göre doğuda akıl yoktur. örneğin; osmanlı devleti'nin yönetsel başarısını roma'dan aldığı yönetim sistemine bağlarlar. doğu pistir, akılsızdır, eğer bir şey başardıysa batının sayesindedir, batıdan almıştır. bu yüzden batı doğuyu sömürüyorsa haklıdır. doğunun kaynaklarını yağmalıyorlarsa yine doğu için yapıyordur. batının dikte ettiklerini doğunun yapması gereklidir. çünkü onlar zaten doğunun yerine de düşünüyorlardır. doğunun düşünmesine gerek yoktur. düşünse bile zaten yanlış düşünecektir.
batı her ne kadar sömürüyorsak, öldürüyorsak nedeni var savunma mekanizmasını kursa da yine de yaptıkları insanlık dışı eylemlerin vicdan azabını çekiyor. bu farkındalık batı toplum ve siyasal sistemlerini bir yol ayrımına getiriyor. ya doğuya karşı empati kurulacak. ya da size her şey müstehak zihniyeti ile doğu adamdan sayılmayacak. batı, doğuyu adamdan saymamaya devam ediyor. sonuç olarak; batının camiye, başörtüsüne, hatta batılı özellikleri de taşıyan türkiye'ye bakış açısında aşağılama olmaya devam edecektir. türkiye'nin gelişmişliğini görmek, göstermek yerine onlar için 2 cami minaresi, 3 tane kara çarşaflı kadını göstermek hep daha tatlı gelecektir. aşağılık olarak gördükleri bir kültürü bu şekilde resmetmek onların üstünlüklerinin bir ispatı olacaktır. batı geldiği noktada bu ispatı ekonomik, siyasal ve toplumsal açmazlarını perdelemek için kullanmaya devam edecektir. çünkü kendi toplumlarına daha fazla refah veremeyecekleridir. doğu-batı kıyası batı toplumları için "bakın ne kadar ilerdeyiz" afyonu olarak kullanılmaya devam edilecektir.