Kaynağından (doldurulmuş) testiler, ibrikler ve kadehler ki bundan ne başlarını bir ağrı tutar, ne de kendilerinden geçip akılları çelinir. (Vakıa Suresi, 18-19) ayetinin açıkladığı şarabın cennete içilmesidir.
tercüme hatasından kaynaklanan bir yorumdur. kuran-kerim'de geçen şarap, içecek manasındadır. hatta meşrubat, şarab aynı kökten türemiştir.
cennette aktığı belirtilen, bizim düşündüğümüz manada alkollü içecek olsa, arapça meysere ya da müskür denirdi. ama şarab kelimesi yani içecek kelimesi kullanılmıştır. türkçeye girince anlam kayması yaşayan kelimelerin sebep olduğu yeni bir problem daha. zaten aynı ayetlerde cennette içilen içeceklerin sarhoşluk yapmadığı da mevcut. lütfen eksik okumayalım.
dünyanın bir sınav olmasından kaynaklanıyor olabilir. ayrıca o şarap sarhoşluk verip insanların araba kazası yapıp başkalarına zarar vermesine, ya da şuursuzca yaşamasına, deliryum transa girmesine falan da neden olmuyor bildiğim kadarıyla.