bir tuncer cücenoğlu oyunu. esas kahramanın sürekli aksiliklerden kurtulamaması, okurken bana yaşar ne yaşar ne yaşamaz'ı anımsattı. yeter artık, olsun da bitsin derken buluyorsunuz kendinizi.
Başa giyilen başlık anlamında latince cappa anlamında bir kelimedir. Bay, bayan ve çocukların sokağa çıkarken gerek aksesuar, gerekse sıcak veya soğuktan korunmak için giydiği kumaş, hasır, fötr veya çeşitli maddelerden yapılmış değişik desen ve şekillerde olan kıyafeti tamamlayan bir aksesuardır.
insanların kafalarına belirli amaçlar için, ya da amaçsızca taktıkları, giygi. tam giygi mi aksesuar mı belirsizdir aslında. bu sorunun yanıtını umarım entarinin ilerleyen yerlerinde alırız. şapka aslında ülkemizde takılması gereken bir giygidir. evet buradan da anlıyoruz ki şapka giygi değil aksesuardır, nitekim giygi giyilir, aksesuar takılır. bu sorunu da hallettikten sonra, şapka takma zorunluluğuna geri dönelim. efendim biliriz hepimiz, atatürk'ün devrimleri arasında, şapka devrimi de yer alır. şimdi o zaman şapka takıyor olmamız gerekmez mi, ya da anarşist miyiz biz neden takmıyoruz, sadece hip-hop'çılar mı saygılı şapka kanununa, sorularını sorabiliriz kendimize. tabi amaç başkadır bu kanunda ama, ilkokuldaki bilgiler tazelenirse böyle bir zorlama-sonuç çıkarmak da mümkündür.
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum
bir gökyüzü var ki bu senin bilmediğin
bir kırmızı var ki bu senin hiç görmediğin
balıklar öyle yüzmez o sularda, sen yoksun
şarkılar bir böyle götürmez insanı erguvanlardan
sende hiç özlemek yok mu a bekleroğlu
sende hiç bunalmak yok mu a cennetmekan
ne tutarsın bu şapkayı başında
ne tutarsın bu başında şapkayı
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum
biliyorum nah işte mutluluk şuracıkta
şu kilidi kırdınmı arkası cennetiala
hidrojeni füzesiyle korkuya kuluçkada
höt desen devrim doğuracak perşembe gebe
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum
sen hiç vatansamaz mısın varsamaz mısın
sen hiç onursamaz mısın çoksamaz mısın
sen utanmaz mısın arlanmaz mısın
hele bir döndür başını da şu gidişe bak
hele bir döndür başını da şu düzene bak
hele bir döndür başını da şu haline bak
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum.
Köleliğin karşılığını buldum sözlükte
toplumculuk ne demekmiş biliyor musun
apartıman bundan çıkar biliyor musun
ondan sonra kulis mulis kilit milit mapusane
ondan sonra allah mallah yalan dolan kaşkariko
kimden aldın bu şapkayı başına
ne tutarsın bu şapkayı başında
neden yere çalmıyorsun bu şapkayı başına
yere neden bu başı şapkayına
bak işte görüyor musun diyemiyorum
dilimin ucuna dek geliyor diyemiyorum
giysi stillerine son derece bağımlı olan şapka, modanın genel evriminde yer alır. eskiden erkek şapkası, türkiye de xvıı. yy da, tibette otorite biçimde, fransa da konvansiyonel biçimde toplumsal sınıfları ve resmi görevleri ayırt etmeye yarıyordu. osmanlı da aynı şekilde görevlere göre her şapka değişikti. günümüzde şapka; kadın erkek kıyafetlerinde moda aksesuarı olarak kullanılmakta.
türkiye de şapka devrimi ile birlikte, ilk şapka satan ve şapka yı türkiye ye tanıtan isim vitali hakko dur.
beni ilkokul sıralarında yaşadığım kötü bir anıya götüren başlık.
şöyle ki.
ben ilkokul 3 e gidiyordum ve küçük bir öykünün özetini yazılı olarak çıkarmak ödevimizdi. defteri okuması için öğretmene uzatıp verdim.. öğretmen okurken bir yandan defter üzerinde birçeyler karalıyor bir yandan ise gülüyordu.... o an anladım bir ibnelik olduğunu. sonra defteri bana geri verdi öğretmen. manzara şu idi. benim özet makalemde belki 10- 15 tane şakba kelimesi( kurşun kalemle yazılmış tabi ki)öğretmenin kırmızı kalemi ile şapka olarak düzeltilmişti. ve altında 4.5 tan 5 pekiyi yazıyordu. yioaahahaaa..