Batının teknolojik gelişmişliğini sadece teknolojiyi ithal etmekle alamazsın arkasındaki felsefeyi de alman lazım. Modern bir toplum yaratmak için görünüşü de değiştirmek gerekir. Ne yazık ki biz sadede görünüşü değiştirdik o ayrı konu.
Ülkenin nasıl sürekli ve zorla şeriat içinde yaratıldığını, Afganistan'daki halli bir yer olduğunu anlamıyor bu devrimlere gereksiz diyen. Medreselerde kuran ezberletmekten başka bir şey yapmayan, her yerde yaygın olan hastalıktan ölene yalnızca dua okuyan, çözmeye bile çalışmayan bir toplum var. Bunu da tümüyle kafasini değiştirerek yaparsınız. Şapka devrimine laf eden, ülkedeki herkesin sarık giymek zorunda olduğunu anlatmaz, dinsizlikle suçlayıp ne kadar kolay insanlara haksızlık edildiğini de yazmaz. Hep haklı, ebedi mağdur herifler.
Mustafa Kemal Atatürk’ü eleştirdiğim mevzulardan bir tanesine vurgu yapan sorunsal.
Milli mücadelesi, Ordu komutanlığı, milliyetçilik tanımlaması, demokratik düşüncesi ve devletçilik anlayışı olağan üstü olan Atatürk’ün, bir halk kahramanı olarak tabii ki de eleştirebileceğimiz yanları da var. Atatürk’e tanrı gözüyle bakmayan aklı selim herkes eleştirebilir. Eleştiremeyen kişi de çıksın açık açık “ben tanrımı eleştiremem” desin ve inandığı bu dini açık açık adlandırsın. Yoksa komik duruma düşer.
Demokrasi güzel mi? Güzel.
Zoraki Laiklik yanlış mı? Yanlış!
Laiklik olmadan da çok güzel demokrasi olur. Bakın Almanya’ya. Bakın Amerika’ya. Laikliğin l’si yok, ama tıkır tıkır demokrasi demesini biliyonuz ya hani.
Şapka kanunu yanlış, harf devrimi gereksiz, Türkçe ezan tamamiyle dalga geçmedir.
Devamında bu yanlışların arkasına sığınarak kafayı türbanla, heykellerle bozmuş inönü - Ecevit çağları gelmiştir.
Hele Atatürk’ten sonra bu güruhun tek derdi göz boyamalı boş ideolojik oyunlardı.
Sonra vay efendim batı daha zengin. Tabii daha zengin olur lan zırtolar. Doğu Avrupa bile fabrikalara, alt yapılara yatırım yaparken, biz türbanları nasıl yasaklarız, kuran’ı Arapça okuyanlara nasıl eziyet ederiz gibi işlerle meşguldük. Adamlar 2000 yılına kadar aldılar başlarını gittiler. Şimdi de malum çapulcular, güya o iğrenç siyasi ağızlarıyla kendilerince algı yapma peşindeler. Böyle boş beleş işlerle uğraşmasaydınız ve uğraşanları bugüne kadar kör kör savunmasaydınız, bugün bambaşka bi konumda olabilirdi ülke.
Ama bu ideolojik sapkınlığı & körlüğü, radikal düşünce biçimini benimseyen çapulcular,
suçu hiç bir zaman kendilerinde veya temsil ettiklerini iddia ettikleri geçmiş dönemin politikacılarında aramazlar.
Suçlu varsa, aradaki uçurum farkını 20 senede az çok kapatanlarda imiş. Bu uçurum farkının oluşumunda başından beri payı büyük olanlar değillermiş. He he.
Sürekli oy verdiğiniz dincilerin hepsi seçim ve demokrasi ile geldi. Hepsi de kendini zengin edip sizi soydu ama her seferinde yine onların peşine koşup sizi insan yerine koyanlara laf söylüyorsunuz. Ne biçim mal heriflersiniz.
bazı dangalaklar mı hödükler mi ne diyeceğimi bilmediğim kişiler hala şapka kanununu bir giyim aksesuarı ve bunu takmakla alakalı zorunluluk talimat yönlendirme bazında din ırk kimlik kültür özgürlük bazında tartışıyor.
tam tersini düşünelim, bazı kişiler de kadının kara çarşaf giymesini savunuyor. kadın kara çarşaf giymeden sokağa çıkmasın diyen basit bir giyime örtünme şeklini bireysel hak ve özgürlükleri mi, modayı mı savunuyor?
başına şapka giysin diye veya kara çarşaf giysin diye bir kanun yönetmelik çıkarmak ne moda ne din ne devlet ne milletin din kültür geleneğini ilgilendiren bir uygulamadır.
kara çarşaf ya da şapka giyme zorunluluğu devlet denen organizasyonu ortaya çıkaran ve devamlılığını sürdürecek olan halkın devlet denen yapının şeklini işleyişini belirleyeceği için halkın yönlendirilmesi bilinç kazanması için yapılmış bir toplum mühendisliğidir. bütün bu şapka veya kara çarşaf giy diye yapılan düzenleme kanunlar zorlamalar kurulmuş ve kurulacak olan sistemin sağlıklı işlemesi, devamlılığı için gerekli olan yönlendirmelerdir.
devletlerde halk bilinç kazanmazsa şeriat veya diktatörlük ya da demokrasi ile yönetilsin sokaklar insan çöplüğünden başka bir şey olamaz. devletler de çöp toplama merkezi gibi olur ve sonunda yok oluş kaçınılmaz.
devlet bir ağaç, odun, kütük gibidir. bu ağaçtan masa sandalye yapacak, ortaya kullanışlı bir eşya çıkaracak olan halktır. toplum mühendisliği açısından yapılması gereken bir şeyi; şapka giydin diye dinden çıkmayacağını, kara çarşaf giydin diye dine girmeyeceğini bilerek tartışmanız gerek.
arkadaşlık için, aile olmak için eş seç, istersen ticaret yap, şirket kur, bir marka yarat, pazarda elma sat, bir siyasi idareci ol vs ne olursan ol imaj ilk önce gelir. birey olarak karşınızda ki kişiye veya birey olarak içinde bulunduğunuz toplumun size sunmuş olduğu görüntü sizin tercihlerinizi anlayışınızı, aynı zamanda karşınızda ki kişide tercih anlayışı şekillendirir. bu açıdan toplumun şapka veya fes giymesi aslında bir din kültür devlet insan konusu değil de tamamen bir sistem konusudur.
edibüdü: dangalak ve hödük bir hakaret küfür aşağılama değildir. dangalak ve hödük demek bir durum davranış tasviri olup avam da/halk arasında görgüsüz anlayışsız ne dediğini bilmeyenlere yapılan bir tanımdır. hödük ve dangalak tanımı argo da değildir. halk arasında kullanılan tanımlar cahillik yüzünden küfür ve hakaret olarak algılanıyor. ayrıntılı olarak avam dili, havas dili vb konularına girmeye gerek yok.
kanun çıkartılmasa şimdi marsta kolonimiz vardı şeklinde devam eden sözdür. böyle uzay başlıklarının içerisinde fes olan osmanlı astronotları nasıl ama ?
Şapka kanunun sebebi avrupalıların daşşak geçtiği fes kavuk sarık vs. Kisveyi tarihe gömmektir. Bak 100 yıl önce ıraklıyla, suriyeliyle vs. Aynı ülkeydin kemalist olmamış ırakla suriyeyle vs. Karşılaştır türkiyeyi işte o fark atatürktür.
#adam atatürkü eleştiriyor sen kimsin küçücük beyninle bir dehaya yanlış yaptı diyorsun hadsiz.#
Kusura bakma; ama ben sana katılmıyorum Kalahari bıradırım. Atatürk çok yanlış yaptı. izmir Menemen'de Kubilay'ın mübarek başı kesildiği haberi gelse ve ben -haddim değil ama- Atatürk olsam; suçlu suçsuz demez, ne kadar hacı hoca var kıtır kıtır kestirirdim. Adam insaflı adammış. Bugün yaşadığımız adilikleri yapan şeyh şıh bozmaları uzaydan gelmedi ya cancağızlarım.
uzaya çıkmadık ama insan olduk ve insan içine çıkar olduk. hiç olmazsa Afghanistan ırak suriye libya arabistan yemen vb ülkeler gibi olmadık. seni kul köle değil de vatandaş yaptı. makamı sıfatı yetkisi ne olursa olsun beni yönetsin diye seçtiğin kişi sana hizmet etsin diye seçiyor oldun. tıpkı yemeğe gittiğinde arabanı valeye verir gibi... o vale senin arabanın sahibi değil de sana hizmet etsin diye orada o mevkide olması gibi. şapka kanunu olmasaydı (bu vb kanunlar) senin arabanın sahibi o vale olurdu. senin canın malın geleceğin bir kişinin dudakları arasında olurdu. kendine kral padişah tanrı seçmiyor oldun, seni kulluktan alıp yurttaş vatandaş yaptı.
edibüdü: vatandaşlık/yurttaşlık bilinci...
süper zekalıların anlayacağı basitlikte anlatalım.
araba devlettir. o arabanın sahibi sensin. arabayı birine kiraya verirsen veya kendine şoför tutarsan ona arabanı kullanması için vermiş olman o şoförü arabanın sahibi yapmaz.
demokratik ve hukuk devletinde devleti idare eden kişi devletin sahibi değildir. sadece geçici süre o devletin vatandaşlarına hizmet etmek için gönüllü olmuş ve halkın da geçici süre devleti yönetsin diye tercih ettiği, bu kişiye bana hizmet etsin, devlet denen organizasyonu yürütsün diye bu görevi için maaşını vergileriyle ödediği kişidir.
daha basit anlatmak gerekirse; parasını vererek evinize dekorasyon onarım için tuttuğunuz bir iç mimara evin tapusunu verip onu evinizin sahibi yapmıyorsunuz. o iç mimar size nasıl yemek yediğinize, çocuklarınıza eşinize nasıl davranacağınızı ne giyeceğinize tv de ne seyredeceğinize karışamaz.
hele ki devleti idare eden kişi/kişiler makamı mevkisi yetkisi ne olursa olsun halkın din dil ideoloji kimlik yaşam tercihlerine değerlerine karışamaz.
karışmasını bırakın, eleştiremez bile. bunun için iktidarların keyfi tutumuna karşı halkı korumak için anayasalar oluşmuştur. anayasalar devleti hükümeti değil, halkı koruma aracıdır. anayasa vatandaşı değil devleti ve devleti idare eden hükümeti bağlar, kısıtlar. anayasa denen şey vatandaşın başında sallanan şimdi vururum ha diye korkutulan bir sopa değildir. eğer anayasa öyle bir şey ise bu kişiler vatandaş değil demokratik hukuk devletini idare eden kişiler üzerinde bir korku kısıtlama yaptırım aracıdır.
