memleketimizdeki laikliğin yılmaz savunucularının bir kısmının * iki yüzlülüğünü böylece anlamış oluruz.
onlar ki atatürk'ün devrimlerine sahip çıkmakla , devrimci ruhlarıyla övünürler.
onlar ki başörtüsünü * atatürk devrimlerine aykırı bulurlar.
onlar ki atatürk'ün kullanılmasına göz yumma pahasına körü körüne kemalizmcilik oynarlar. oynarlar da atatürk'ün inkılaplarından birine asla uymazlar. pek çoğu şapka takmaz bunların.
hani atatürk ilke ve inkılaplarına bağlılığınız?
hani atatürk'ümüzü rant aracı olarak kullanan sizlerin duyarlılığı?
daha sayayım mı? hani atatürk ilkelerinden milliyetçilik? hani devletçilik?
işinize gelmedi değil mi? varsa yoksa türban değil mi?
daha ötesi yok değil mi?
olmaz efendiler olmaz!
ya tam bağlılık gösterceksiniz atamızın devrimlerine ve şapka takacaksınız...
şapka devriminin yapıldığı dönemde gerçekten de erkeklerin başlarını örtmek için illa ki bir şey kullandıkları muhakkaktır. şapka devriminin mantığında ise en basit olarak batılılaşma vardır ama türk tipi batılılaşmanın genelde şekillere aşırı önem verdiğinin de bir göstergesidir bu. şapka devrimine bakarken osmanlı'daki fes devrimini de düşünmeli, fes'in de sarığın alternatifi olarak memurlara zorunlu kılınmasını hatırlamak gerekir. dolayısıyla tarihimizdeki batılılaşma devrimlerinden sadece birisidir.
şapka devrimine günümüzde uyulmaması normaldir çünkü aslen mustafa kemal atatürk türk milletinin avrupalılar nasıl giyiniyorsa öyle giyinmesini amaçlamıştır. haliyle bugün avrupada şapka giyilmiyorsa bizim de atatürk ilkeleri açısından giymememiz doğru olandır. asıl acı olan taraf, laikçilerin şapka ve moda konusunda gösterdikleri değişim azmi ve esnekliği avrupa'nın demokrasi ve bireysel haklarda katettiği yolda katedememiş olmamızdır. bu da laikçilerin batılılaşmayı şekilcilikte sınırlamış olduğunu ve taklitçilikten öteye gidemediklerini, batının sosyal ve kültürel hayatını kopya ederek bir yere varabileceklerini düşünmesine yol açmıştır.
dolayısıyla resmi ideoloji çocuklarımızın şapka takmaya değil, at gözlüklerini çıkarmaya ihtiyaçları vardır.
"başörtüsü takamaz" denmemesine rağmen anayasada hiç bir yerde, başörtüsünü şapka zanneden zihniyetin nafile çabası da bu sözde laiklere aittir efendim. bunlar harf harf işlerine göre yorumlarlar anayasayı.
--spoiler--
şapka kanunu herkesin şapka giymesini emreder ama şapkasız dışarı çıkamazsınız anlamında değil,
--spoiler--
bazı yazarları yorum yaparken kendilerinden geçmeye teşvik eden, nihayetinde de yukarıdaki örnekte görüldüğü gibi hayatımda okuduğum en anlamsız ve en çelişkili cümlenin yazılmasına vesile olan tesbittir.
neyse ki bu ülkede mazhar alanson gibi şapkasız çıkmam abi diyen özde laikler de var. bu sayede sözde şeriatçılar gereken cevabı alıyor ve laiklik de korunuyor.
bu arada geçenlerde türban üstüne peruk ve onun üstüne de şapka takarak süper laik taklidi yapan bir kızla karşılaştım ve yanağından makas alarak aslansın kaplansın şapka kanununa uyarak laikliğe acayip bağlı olduğunu gösterdin şimdi eve git ve üniformanı çıkardıktan sonra kocanın ayaklarını yıka diyerek onu onore ettim.
cidden bu gayri ciddi açılmış başlık benim özde laik olduğumu ispatlamıştır. neden mi? efendim beni tanıyan bilir ben şapkasız çıkmam abi diyenlerdenim! yaz olur daha spor şapka ile kış olur Smith tarzı şapka ile sokakta gezinirim. çocukluktan beridir bu böyle! yani lafın özü ben "devrim kanunlarına aykırı gezmiyorum efendi" o yüzden de bu başlık beni bağlamıyor. şimdi sözde laik kim özde laik kim? benim özde olduğum kesin de sözdeler kim?
bu arada sayın başbakınmız yine bu gün tespit yaptı gerçi eski bir tespitti ya neyse:
"insan laik olmaz devlet laik olur" diye! olabilir fikirdir, saygı duyulur! ama 5-10 dakika sonra da: "ee başı açık bayanlar laik oluyor da neden türbanlılar laik olamıyor? türbanlıdan laik olmaz mı?" dedi ve beni benden aldı. eh be tayyip amca daha 10 dakika önce insan laik olmaz devlet olur dedin, 10 dakika sonra da türbanlıdan laik olmaz diyenlere serzenişte bulunuyorsun! bir karar ver artık, olur mu olmaz mı?