askere ilk gidildiğinde psikolojik olarak zaten bunalımda olan birinin cinsel olarak aktif durumda olması imkansızdır. etrafta bir sürü erkek, koğuş kokusu, nöbet psikolojisi, eğitim ağırlığı, disiplin.... öyle zor günler olur'ki o ilk başlarda dünyanın en güzel kadını önünüzde diz çöküp "beni becer lütfen" diye inlese " meşgulüm " der sırtınızı dönersiniz.
ancak bu normal insanlar için geçerlidir. bazıları vardır'ki, sabah 5 de kalkıp hayvan gibi eğitim yaptıktan sonra sizin üst katınızda uykuya dalmadan önce çavuşu tokatlar! anlam vermezsiniz amk, bu kadar eğitime, sosyal hayattan uzak olmaya rağmen halen sikinin keyfini düşünmesine anlam veremezsiniz. hele birde banyoda sağa sola attıranlar vardır'ki tutup sikesiniz gelir, keşke amk yemeklerine şap koysalar dersiniz.
ben bir tek uyandığımda normal olarak sabah ereksiyonu yaşıyordum o da işedikten sonra geçiyordu amk. hani şap map hikayedir! net
sulu bir yemeğin suyundan bir kaşık alıyoruz, fazla dağılmamasına da dikkat ederek düz bir yere döküyoruz. daha sonra tuzluktan bu suyun üzerine, suyun üzerinde biraz fazla tuz tanesi kalacak şekilde döküyoruz. tuz yemeğe karışmıyor, ama yemeğin suyu tuza bulaşıyor ve tuzu ıslatıyor. kapito? sonra bu yemeğin suyuna hafifçe bulanmış tuzun üzerine bir iki damla limon sıkıyoruz. ve bum!!! 10-20 saniye içinde tuzun rengi maviye dönmüşse, akşamki tuvalet ve şok gazetesi ile olan randevunuzu iptal edebilirsiniz.
hormonları azalttığından kısırlığa neden olabilir, dehşet kıllandırır ve acaip kilo aldırır.
lise yurtlarında özellikle çorbalara koyuyorlar. hurafe değil kesin bilgi.
eskiden var mıydı yok muydu bilmiyorum ama askerdeyken şöyle birşey yaşanmıştır.
kütahya hava er eğitim tugay komutanlığı yemekhanesinde bizim malum kısa dönem arkadaşlar çorbayı test etmek için tuz ve limonla şap olup olmadığını deniyorlar ve morlaşan çorba hakkında şap olduğu kanaatine varıyorlar ve tabi o dakikadan itibaren bizim çükler düşüyor...
eğitim sahasında bölük komutanının "bir sıkıntınız var mı arkadaşlar" şeklindeki sorusuna yakın arkadaşım olan devrem şöyle bir soru yöneltiyor ve diyalog başlıyor. -ki kendiside bu şap olayından epey etkilendiğini birkaç kez bana söylüyor-
- bir sıkıntısı olan var mı arkadaşlar?
- xxxx izmir müsadenizle bir konu arzedebilir miyim komutanım!
- söyle arkadaşım, dinliyorum.
- komutanım yemeklerde şap var mı? (herkes kahkahalarla gülmektedir...)
- ne şapı oğlum, şap mı kaldı artık!
- ama komutanım biz denedik...
- neyi denediniz oğlum (yine kahkahalar...)
- çorba denemesi yaptık komutanım. çorbanın rengi değişti...
- peki o zaman sana soru, biz nerede yemek yiyoruz?
- bizimle komutanım.
- peki yemekte şap olsa biz sizinle aynı yemeği yer miyiz?
- yemeyiz komutanım!
- eeee
yani iş bundan ibaret. tamam yurtlarda veya eskiden askeriyede kullanılıp kullanılmadığını bilmiyorum, olabilirde olmayabilirde ama ben şuna kanaat getirdim ki; cinsellik dediğimiz şey tamamen psikolojiktir. zira o günden sonra bölükte akşamları duş alanların sayısı epey artmıştı...
şap; alüminyum ve potasyum sulfatından meydana gelen bir bileşiktir. halk arasında tuz yoğunluğu açısından yüksek olan maddelere ve kantaşı na da bu ad verilir.
ayrıca özellikle orduda askerlere verilen yemeklere şap katıldığı ve böylece onlardaki cinsel dürtünün azaltıldığı kanısı yaygındır. oysa cinsel dürtüsü az olan askerlerin iyi savaşçı olamayacakları kesin olduğundan bu yönteme başvurulması gereksizdir. diğer yandan ordu ve yatılı mekteplere ilk katılanlarda alışılan ortamdan bir süre uzaklaşmak ve belirli bir disiplin altına girmek zorunluluğu psikolojik bakımdan bunalıma yol açabilmekte ve bu bunalımın bir belirtisi de cinsel dürtünün azalması olduğundan ve bu durum oldukça yaygın bir şekil aldığından, bu durum yanlış olarak "yemeğe özel olarak bu amaçla şap katıldığı" şwklinde yorumlanmaktadır.
* şap, insanlarda cinsel dürtüyü azaltıcı bir madde değildir.
askerde ve üniversite yurtlarında azgın gençlerimizi bir nebze olsun frenlemek adına yemeklere katıldığı iddaa edilen madde. henüz bu bir efsane mi? yoksa gerçek bir olay mı ? kimse net bir şekilde bilmemektedir. *