şanssızlığın dibine vurmak

entry1 galeri0
    1.
  1. dikkat: bu entry bayağı bir uzundur. uyarayım dedim.
    bugün bu sıfata bir kez daha layık olduğuma tanık oldum sözlük. sıralamak gerekirse bir şenlik var idi gittim oraya eskiden oda arkadaşımla giderdik böle şeylere şimdi onunla küsüm. o arkamda hazırlanırken ben gitmeyecekmişim gibi sınavıma çalıştım. artis artis parfüm falan sıktı makyaj yaptı. her hareketinden gıcık kapar mı bi insan yaa. üf evlat olsa sevilmez. töbe töbe. neyse işte. dedim ki ben de ulan yalnız giderim. koymuşum şenliğine dedim nasıl olsa orda bi arkadaşla karşılaşırım. o da olmadı arkadaş olurum yeni birileriyle dedim. dedim dedim ne oldu biliyo musun. bizim bölümdekiler teker teker terkediyorlardı mekanı imzayı atan çıkmış tabi bu şenlik ya bursiyerlere dondurma yemek falan vermişler. hatta bir arkadaş biz de 2 tane fazla dondurma fişi var arkadaşlarına verirsin istersen dedi. anam dedim ne var ki belki vermem ben yerim hepsini dedim. koştum şenlik yerine neşe içinde arkadaşlar şen şen dondurmalarıyla çıkıyorlardı olay mahallinden. bi de kapıda kavga ettiğim bi kızla karşılaştım aslında çok gıcık bi kızdır onun bile arkadaşı vardı yanında kendime lanet ettim. bir baktım. hani şu teletabilerin bi tepesi var ya onun gibi yeşillik bi yer yapmışlar sergiler, yemekler orkestra falan derken. dedim lan bi akadaş olsaydı hacı şurda bi ağacın altında oturup pop musiki dinleseyik. siktir et imzamı atar çıkarım lan dedim. ama önce imza toplayan kadını bulmalıydım çktım baktım tepelere kadın yok. sordum oracıktıaki fakir öğrencilere. şu ağacın altında dediler. eyvallah hacılar beleş beleş götürün bakalım dedim sıvıştım yanlarından sonra bi çekiliş yapıyolardı boncukların içinden ben de çekicem dedim. tam elimi uzatırken 2 buçuk lira vermen lazım dediler hadi ya tamam filan derken sıvıştım ordan hemencecik. halbuki beleş hediyelerin içinde kim bilir neler vardı. siktir et hediyesini dedim. neyse buldum imza toplayan kadını hadi halat çekme oyunu oyna dedi bana gider gitmez. bismillah sübhaneke noluyoz yarebbi dedim. çocuk tuttu halatı ben şaşkın gözlerle bakarken hemen kapıverdim imza kağıdını. adımı buldum çarçabuk çaktım imzayı kadın cırlak sesiyle.
    - verin şu imza kağıdını artık imzalamak yook dedi. iyi ki attım lan dedim şanslı zannediyordum kendimi.
    benden öncekilere de yemek meşrubat ve dondurma fişi veriliyordu. çocuk başka bir şeyle ilgilendiği için bekledim diktim gözlerimi lan gavat bana vermeyecen mi diye. sen fiş almıştın dimi dedi bana. yoo dostum yooo dedim. al o zaman dedi tamam dedim. sonra maksat muhabbet gelişsin diye. nerden alıcaz bunları yaa gibi bi soru yönelttim. kadın dedi ki dumanı tütüyo bak orda dedi teşekkür ettim nazikçe. biz bilmiyoz sanki seni bulana kadar kaç kere turladım ben oraları haberin var mı senin be karı. neyse sakin dedim. yola koyuldum. tam o sırada oda arkadaşımı gördüm o da bi arkadaş bulmuş dondurmayı löpletiyordu göz göze geldik. geçtim sıvıştım yanından. yalnızım ya yalnız diye düşünerekten devam ettim yoluma. tok olduğumu ama beleş beleştir siktir et gibi laflar geçiriyordum ki içimden o da ne.

    o tam karşımda duruyordu. günlerdir telefon beklediğim. yaşça büyük birine aşık olan benim gözlerimi telefonda bırakan o herif karşımda. sanırım orda stand açmışlardı yazın zengin bebeleri kursa gelsin diye. yol üstündeydi, ilerledim, telefonuçaldı o kafasını yukarı kaldırarak yaptığı konuşmayı yapıyordu gözlük vardı gözünde simsiyah gözlükleri. anlayamıyordum beni görüp görmediğini o gözlüklerin içine iki saniye boyunca durmaksızn baktım anlamsız bi şekilde. telefonda konuşurken selam verdi bana ben de kafamı salladım elegan bi tarzda. lanet olsun tam arkamda konuşurken ben nasıl ezik ezik bedava yemek yiyecektim. neyse ki yemek alırken imza masasındaki çocuk geldi bi tanesinin gideri vardı. laf ettım duymadı. sarstım bi daha sordum. ya dedim ben de arkadaşlarıma rastlarım diye geldim yok kimse dedim. e ara gelsinler demesin mi öküz boy. gel bizimle ye demedi. çirkin sanki sana kaldım ben. hem arkadaşın daha yakışıklı falan demedim tabi. neyse belki gelirler dedim. aldım yemekleri koşar adım kaçtım ordan. artık beni fakir biri olarak görüyordu kesin aşık olduğum yaşça büyük karizmatik adam. çok bozuldum, içerledim yalnızlığıma. bi arkadaşın sevgilisi yanına oturabileceğimi söyledi ben aranırken. peki dedim oturdum. gözden kaçırmıştım onu. bi meslaktaşı var bunun bana da tip tip bakar ne zaman görse sanki karısına hallenmişim gibi. töbe töbe. neyse onu takip ettim. onun yanına gitti. bir de ne göreyim. kalabalıkta fark edememiştim. yanında esmer orta halli gideri olan bi kız tamam benden daha fit olabilir. yan yanalar ve yiyorlar ekmeklerini ısıra ısıra. tüm öfkemle izledim onu. siyah gözlüklerini bana doğrulttu bi ara . ama gördü mü bilemiyorum tabi. hınçla bayat ekmeğin içindeki köfteleri ve domatesi yedim. yağ oldu ellerim aldırmadım ayranı açtım yarısını da döktüm. arkadaşımın sevgilisine rezil oldum. sakar mısın sen dedi ha evet dedim. çocuk bişeyler konuşuyordu sürekli. benim gözüm yaşça büyük aşık olduğum karizmatik adamdaydı. hiçbir şeye konsantre olamadığım için sapır saçma davranmıştım oturamamıştım bile. kalktım hemen kalkarken ayağımı burktum düşecek gibi oldum. çocuk güldü muhtemelen arkamdan aldırmadım. koyarım gülüşüne dedim. gittim bedava dondurma almak için. vanilyalı istedim. dosyamın arasına koydum dondurmayı aşık olduğum yaşça büyük karizmatik adam görmesin diye. kafamı gömdüm omuzlarımın arasına. ordaki iki kıza verdim diğer bedava dondurma fişlerini de. fakirler sevinsin dedim. aşağı ininca baktımyukarı yaşça büyük karizmatik adam aşağı doğru sanki beni arar gibi bakıyordu. konuşma fırsatımız olsaydı konuşur muydu acaba o kız rağmen diye geçti aklımdan. yoksa ben mi yaratmalıydım o fırsatı acaba dedim. olmuşunan eşşeğe çare yok dedim. ulan şuraya da bi iki buçuk lira vereyim de şansımı deneyim deidm. aşkta gülmedi yüzüm kumarda gülsün diye bi kırmızı boncuk çektim. yanımdaki ufak bebe yine kazandım diye çığlıklar atıyordu önümdeki büük paketlerden bana ne çıkacaktı acaba diye düşünürken. "tekrar deneyin" yazsını görmemle yıkıldım. yurdun yolunu tuttum dondurma yicem diye azıcık sevinç kırıntımla. dondurmayı ısırdığımda aldığım tat tam bir şeker katılmış buz idi dişerimi sızlattı sanki kalbimin sızısı yetmiyormuş gibi.söverek savurdum onu da. ne aşk ne şans ne para ne dondurma bombok bir gün oldu bu da böylece.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük