doğuştan şanssızlığa düçar olarak dünyaya gözlerini açanlardır..
tabii ki türkiye'de yaşayan herkesin aklına tek isim gelmektedir. (bkz: küçük emrah) lan bir adam daha ne kadar şanssız olabilir ki? adam resmen bebekken şanssızlık kuyusuna düşmüştür. neyse çok üstünde durup canınızı sıkmayalım.
konumuza dönersek; şanssızlık hali, hayatın sonuna kadar sürmez. illaki herkes hayatının bir döneminde şansla tanışarak şanslı bir hayat sürme umudu güder. en kötüsüyse şanssızlık silsilesini dağıtıp size sıcak yüzünü gösteren şansın, ansızın kayıplara karışmasıdır. işte bu tam bir yıkım anlamına gelir, şanslı yaşamın tadı damağında kalanlar, ölene dek arayacak ve fakat şansı bir daha aynı sıcaklıkta tadamayacaklardır. ve bu durumda, diğer tüm şansların pabucu dama atılıp, şanssızlığa sarılmakla sonuçlanacaktır.
olan her şey olması gerektiği için olduysa, bir şanssızlıktan söz edilebilir mi?
hayatın insana tanınan eşsiz bir şans olduğu düşünüldüğünde, ( (bkz: küçük emrah) hariç) her insan şanslı doğar, ve aslında şanssız doğmak söz konusu değildir.