kendisine geleceğine inanana gelen ''yok bana gelmez hiç'' diye umutsuzluğa kapılanları boş geçen şey.günde on kez ayna karşısına geçip ''ben şanslıyım'' derseniz acayip artacağına inancım tamdır.
esasen şans, tesadüf, mucize gibi kavramlar bizim algılama kapasitemizin yetersizliğinden doğan yanılsamalardır. geleceği bilmediğimiz için karşılaştığımız durumları zaman zaman bu şekilde adlandırırız. halbuki herşey tek bir an içinde olup bitmiştir.
aniden bir güneş açsa
kalbimiz aydınlansa
inceden bir yağmur yağsa
ruhlarımız yıkansa
kirlettiği dünyaya bakar mıydı yine
insanoğluna bir şans daha verilse...
dönem dönem aşırı derecede ihtiyaç duyulan soyut bir kavram. özellikle sahip olduğunuz her eşyanın arızalandığı, etrafınızdaki arkadaşlarınızla ilişkilerinizde sorun yaşadığınız ve birşeyleri zamanında yetiştirme stersinin olduğu dönemlerde ihtiyaç duyulur. ve bu durumların hepsi aynı anda başınıza gelmişse projektörle aradığınız şey*.
insan iradesi dışında gerçekleşen olgulara verilen addır bence şans. bir seçim hakkın yoktur çoğu zaman bir süprizden ibarettir.
kötü veya iyi. insanoğlu belirteç takmıştır buna da her şeye taktığı gibi. sonuç güzelse hoşa gidiyorsa şans denir. kötüyse şanssızlık olur.
ama unutur insanoğlu emek vermeden, çaba harcamadan beklediği her sonucu mütemadiyyen şanssızlık olarak belirleyeceğini.
evet şans vardır. ama tek başına işe yaramaz. emek verdiğin zaman güzel sonucu hızlandırır. aksi düşünülemez..
bir maçta attığın her şutun direkten dönmesidir. kimse bana bunu şansın dışında birşeyle açıklayamaz. neden o direğin o tarafına çarpıyor da diğer tarafına çarpıp kaleye girmiyor. kimse bana bunu fizik kurallarıyla açıklayamaz.
tanrı evreni yaratırken, bizim kaderimizi de nasıl bir düzende yarattığını sergilemiştir aslında... eğer geçmişimize dönüp şöyle bir bakarsak bunu daha iyi anlayabiliriz. herşey bir çemberin etrafında döngü halinde ilerlemekte, dünyanın kendi ekseni etrafında dönüşü gibi. mesela şans! gelip kapımızı çalar eğer biz ona hazır değilsek teğet geçer bizi, o döner dolaşır ve bir süre sonra tekrar dayanır kapımıza, hazır mıyız diye yoklamak için! hazır olduğumuzu hissettiği bir vakitte girer içeri ve onu şekillendirmemizi bekler... bu yüzden belki de kaçırılan fırsatlar için çokta üzülmemek gerekli çünkü eğer o sizin fırsatınızsa daha mükemmel biçimde şekillendirmeniz için onu, mutlak dönüşünü tamamlamaya çıkmıştır...