Türk sinemasının kaliteli filmleri arasında yer alacak bir filmdir şampiyon.
Hikayesi gerçek bir Yaşantıdan alınmıştır.
Ekin Koç, farah Zeynep Abdullah, Fikret kuşkan... Oyunculuklar şahane.
Boldi'yi canlandıran at bile o simsiyah hırçın bakışlarıyla rolünün hakkını vermiş hani.
Film bittikten sonra, arkadaş bu dünyadan bold pilot geçmiş be! Diyorsunuz.
Ha, Bir de halis Karataş gibileri kaldı mı acaba diye de iç çekebilirsiniz o ayrı tabii.
Velhasıl izleyin efenim.
arka fonda eric abi çalıyor, tuşlarından hüzün akıtadursun biz entrymizi girelim.
1+1=2 yazdığımızda kazandığımız, matematik sınavında puan olurken; hayatta 1+1'i yine 1'e eşitleyebilirsek kazanabileceğimizin puandan fazlası olduğu aşikar. fakat bunu tercih etmiyoruz ve 1 olamıyoruz. sonuç hep mağlubiyetle bitiyor.
halis bey ve begüm hanımın sevgisi pek hoştu, bi şeyler için mücadele edişleri. oysa bizler mağlubiyeti baştan kabul edip, oyunları terketmişiz. eric abi bana bunları sen yazdırıyorsun oysa ben attan düşme anımı yazacaktım veya yolda gördüğüm art arda yürüyen siyah giymiş iki adamı, at sanarak: yolda atın ne işi var deyip, hangi ülkede olduğumu sorgulayışımı, bundan sonra at yarışı oynamaya başlayacağımı.
neyse demem o ki, atlar serbest bırakıldıklarında ne de güzel koşuyorlar. bırakalım koşsunlar, ben de izleyeyim. eric abi al piyanonu düğünde çalmaya gidelim, hadi abicim.
edit: film yorumum niye dizi başlığına geçmiş. dizi hakkında bir fikrim yok.
az önce hüngür hüngür ağladığım film.
uzun zamandır vizyonda. ha gittim ha gideceğim derken bugün kısmetmiş. gitmeden önce araştırmıştım. hikayesini, gerçekliğini, neler olabileceğini biliyordum. buna rağmen yoğun etkilenmemin sebebi oyuncuların performansı mıydı yoksa atlara duyduğum büyük sevgi mi bilmiyorum.
(bkz: bold pilot)