reşit aga ve karısı güllü köylerinden kalkıp istanbul' a arkadaşı selo' nun yanına gelmelerini konu alan bir sadri alisik filmidir..
( reşit aga ve güllü, istanbul' a yakın bir yerde mola vermişler, birşeyler atıştırmaktadırlar...)
güllü : keşke, bir çocuğumuz olsaydı yerimizi, yurdumuzu bırakıp istanbullara gitmeseydik.
reşit aga : istanbulun taşı, toprağı altındır... bakarsın bizde sülo gibi zengin oluruk..
güllü : hee. heh.. sen hayal kurur durursan selo bizi kabul etmesse, bilmediğimiz memlekette ne ederik ha.. ne ederik..
reşit aga : ya... kabul etmez olurmu ki... telefonda bizi davet etmiştir kendisi.
güllü : ya... ne dedi peki ?
reşit aga : bekleriz dedi...
güllü : heee... bekleriz demekle, davet mi etti denir he..
reşit aga : tabi denir... hem o, benim çok yakın akrabam sayılır, babamın amcasının, oğlunun torunudur.
gece gece nereden aklıma geldiğini bilmediğim, rahmetli sadri alışık'ın baş rolde oynadığı, eşini de göksel kortay'ın canlandırdığı çocukluk yıllarına dair içerisindeki tatlı tebessümü barındıran bir filmdir.
niye tatlı tebessümü barındırır dedim, çünkü 90'lı yıllarda fiks kanallarda sıkça oynayan filmlerden birisiydi bu film. biz de, o zamanlar çocuk olarak, hangi cumartesi ya da pazar sabahı denk gelsek, ''lan acaba mı?'' deyip sokardık elimizi pijamanın, eşofmanın cebine.. hey gidim !