çünkü tümden batarsa yığmak için o kadar çaba gösterdikleri 15 milyon arap-afgan-zenci sivil istilacı "burda ekmek yok aga" diyecek ve patlamış irinli sivilce gibi avrupa'ya yayılacak. o yüzden öldürmüyorlar süründürüyorlar.
Overclock yapıyorlar ülkeye. Minimum gereksinim ile maksimum verim almaya çalışıyorlar. Sağıyorlar. Öldürmeyip süründürüyorlar. Fakat risk de artıyor günden güne... Pimi çekilmiş bomba gibi duruyoruz...
Batmadi mı.? Yapma azizim ekonomi coktan dibi boyladi zaten. Millet sadece kabullenemiyo henüz.. gerçi hala dünya devi oldugumuz sanan %50 lik bi davar sürüsu varda bakma.. Hele su seçimlerde olsun da bi esas cümbüş o zaman gör sen.
batı 100 senedir sömürüyor türkiyeyi. öldürmüyor ama süründürüyor. niye batırsın ki, sağmal inek gibi sağmak varken. aslen yahudi Karl Marks proloterya (işçi sınıfı) yı överken, kapitalizmin gün gelip işçi sınıfını asgari ücretle, maaşla, mesaiyle, ikramiyeyle v.b. bir takım sosyal haklarla satın alabileciği öngöremedi mi? yazık. görememiş. halbuki bugünkü müesses nizamın yılmaz bekçileri işçi sınıfı değil mi? o halde neymiş? komünizm de kapitalizm de aynı yolun yolcusu. tez-antitez yada zehir-panzehir mantığı. hakikat şu ki yer yüzündeki tüm izm ler siyona hizmet eder. tıpkı fransız devriminin arkasındaki eşitlik özgürlük kardeşlik üçlemesinin de olduğu gibi. evet dünyanın sömürü düzeninin efendileri sadece türkiyeyi sömürmüyor. geçen hafta Avrupa'da tarım işçileri değil miydi eylem yapan? Avrupa'dan Amerika'ya, Asya'dan Afrika'ya kadar dünyanın her yerinde düzen aynı. kölelik romayla babille mısırla antik yunanla Hindu çinle tarihe karışmadı. taa Hz nuhtan (a.s.) hatta Hz şit (a.s.) peygamberden beri var. ne zamanki insanlar kulluğu terk edip cenabı hakka tapmayı bırakıp lat menat uzza (güç/iktidar - mal/para - hevai heves arzular) ya, yani dünyaya, yani nefislerine tapınmaya başladılar, işte o zamandan beri birileri efendi, diğerleri köle oldu. köleler olmalı ki efendiler varolsun. yani biz barbar köleleriz. aslında her ikiside dünyaya aşık. ama biri madalyonun bir yüzü diğeri ikinci. halbuki dünya geçici. fani. ölüm kaçınılmaz. bunu idrak ettiklerinde ise gözlerin faltaşı gibi açılacağı mahşer günü gelmiştir. ama o gün geriye dönüş yoktur. kalem kırılmış, mürekkep kurumuş, hüküm verilmiştir. zira o gün artık iş çoktan bitmiştir..
demokrasi mi?
kardeşlik mi?
özgürlük mü?
eşitlik mi?
hak mı?
adalet mi?
yada vur patlasın çal oynasın, lay lay lom dünya mı?..
bunlar film, fragman. bunlar aptalları kandırmak için birer araç. bunların hiç biri yok aslında. ortada, sadece orman kanunları var bu sahnede. kan, vahşet, soykırım, zulüm, ah, feryad, acı ve gözyaşı var. gerisi masal, gerisi hikaye, gerisi vahşet sadece...