zamanında tatlıcının birine bir adam gelip anlatır "hacı ben şöyle şöyle bir tatlı istiyorum. içinde süt falan olacak işte. yap, ben iki üç saate gelir alırım. adım da nuri." diye.
tatlıcı tatlıyı yapar, dükkanı çırağa bırakıp çıkacakken de tatlının paketine not düşer karışmasın diye: "sütlü- nuri'ye"
o gün bugündür söylene söylene o tatlının adı "sütlü nuriye" olmuştur.
yaklaşık olarak dört dakika süren uzun araştırmalarım sonucunda ortaya çıkan raporu özetlemek gerekirse;
sütlü nuriye tatlısı askeri darbenin olduğu dönemlerde kocaeli'de ortaya çıktı. askerlerin belediye aracılığı ile baklavaya tek fiyat uygulamaya başlaması ve bu sebep yüzünden pastahane ve tatlıcıların maliyetinin bile altında satmak zorunda kalmalarından ötürü bir sene kadar baklava üretimine de ara vermek zorunda kaldılar. bu dönemde kocaeli'nde yaşayan nuriye hanım, baklavada bulunan ceviz ve fıstık yerine fındık içi kullanmış, şekeri azaltıp şerbet yerine süt kullanarak maliyeti oldukça düşürmüş ve baklavadan daha hafif sayılabilecek bir tatlı olan sütlü nuriyeyi ortaya çıkartmıştır. askeri darbenin hüküm sürdüğü bu dönemde maliyetleri düşük olan sütlü nuriyenin piyasaya çıkması, hem alıcının hem de üreticinin yüzünü güldürmüştür.
konuyu araştırırken birçok rivayete rastlamış olmama rağmen, birçok kaynak bu hikayenin aslını doğrular niteliktedir.