şimdi kimileri anlamayacaktır (haşa aptallık açısından söylemiyorum anlamak istemeyecektir manasında) ama insanlarda bazen keşfedebildikleri bazense karanlıkta bıraktıkları bir "haşyet duygusu" vardır. işte bu haşyeti keşfedenler allah'ın yolunda onun sonsuzluğundan kendilerine düşen payı almakta gecikmeyeceklerdir.
nedir bu paylar?
insan-ı kamil olma yoluna varabilmekte (insan-ı kamil olmak demiyorum bakın), yahut bir irşad makamının kapısına varabilmekte güçlük çekmeyecekler. böylelikle her kelamlarından ortaya çıkan he'nin sırrına vakıf olup hû'ya tecelli edebileceklerdir. bu basit bir mesele değildir sakın hafife almayın.
dünyanın gösterdiklerinden ziyade "evvel" "batın" ve "zahir" arasındaki mana ayrımında sağlam yürüyebilecekler, allah'ın rızasındaki 7 basamağı (ki son basamak hariç) tırmanma gayretini gösterebileceklerdir.
nefs-i emmare bir başlangıçtır ayrıca bir sondur da ancak ve ancak nefs-i kamile tarafından tasdiki mümkündür biz de bu tasdiki aktarmalardan sonra neşredebiliriz daha fazlasına yetikimiz zaten yoktur.
bu gibi ileri aşamaların berisinde yani bu 7 basamaktan önce önüne varılması gereken kapılar da bellidir:
Şakayı kaka yapma yolunda atılacak ilk adım. Evet klasik çocuklar ancak Allah yok, din yalan. Belki allah olabilir de din harbiden yalan.
Bakin kafam karışık değil, sadece beyin bedava.
dindalar inanarak bir şeylere ulaşacağını sanıyorlar oysa bunca insan bir şeylere inanıyor ve hepsi kendi inandığı şeyin doğru olduğunu kendi inandığı tanrının var olduğunu sanıyor.
eğer inanmak bir şeyleri çözüyor ya da yetiyorsa o halde bunca inanan neyi kanıtlamış oluyor?
o yüzden inanıp belli kapılardan geçerek bir tanrıya ulaşacağını sanmak saçmadır.