sairin suresi

entry4 galeri0
    ?.
  1. fettah köleli'den

    şairin suresi-i

    i. devletin, dinin ve hatta dünya-ı evrenin
    sınırları hükümsüzdür, ey şair!

    imgelem atlarını kanatlandıran
    lezzeti her daim tende kalan bulaşıcı gölgesi ile

    sarhoş iken sen, çağrışımların!

    ii. kim, hangi şair ki
    yerine getirmez düşlerinin hükmünü

    bile ki ona zindan edeceğiz
    kendi gövdesinin dahi

    en masumane cürmünü!

    iii. ey kanatlı ruhun efendisi!
    eğer ki korkusuzca içine çekemezsen acısını

    ruhu gövermiş bakırla besleyen acısını, aşkların
    asla sahip olamazsın son şafağın ışığıyla köpürtüp

    lezzetlendirdiğimiz çırılçıplak gövdesine, aşk-ı şeyda'nın!

    iv. dil olmayan dilin, göz olmayan iç gözün
    renk olmayan rengin; haz ve kederin bitek toprağında
    boy veren, ey sevdalı ruhu evrenin!

    lav çiçekleriyle kırbaçlayıp gövdeni,
    derinin içine ikinci bir deri bilip giydiğin gün
    tıpkı sana benzeyen ol divane-i şeyda'yı

    rütbelerimizi söküp, gökyüzünün vitrinlerinden
    indireceğiz kendimizi!

    cümle nebatın ve necatın huzurunda
    biad edeceğiz ikinize! amen.
    0 ...
  2. ?.
  3. şairin suresi-ii

    i. kendi enkazı üstünde dans edip
    çılgınca çığlıklar atan, ey ihtilal yarımı deli ozan!
    eğer ıssız bir vadide
    yoldaşsız bir nehir gibi akmak düşmüşse payına
    harlı sudan geçen
    mızraklı kızıl bulutlar gibi rahvan

    geç git yeryüzü ırmağından!
    şiirinin ayak izlerinden fışkıran yangın yeşili lav çiçekleri
    tanıtıdır buralarda bir yangın olarak yaşadığının

    ii. küfür, alay ve aşağılama
    unutma ki yahşi silahlardır eğleşenler için araf'ta
    bir yol uğra yaşlı mohikan'a
    çubuğundan bir nefes çek
    ateşsuyundan akıta akıta iç çenene
    ki aykırı yollar bulasın
    ol nimetlerimizi tezelden ulaştırmak için

    varoşlarda açlığın nalsız atlarını koşturan
    ayaktakımı'nın çıplak savaşçılarına!

    iii. düş kanını kargışlayan gecenin
    köklerini sök toprağın yüreğinden
    omuzuna at yıldızların heybesini ve
    aksamadan yürü bu gece!

    bir de sigara yak
    bütün 'fırsatlar'ı tepmiş bir adam olmanın keyfiyle
    tükür yüzlerine
    rütbelerini sök, vitrinlerden indir kendini
    sana göre değil bu senaryo, bu iğrenç rol
    kırık düşlerin ikircimli aydınlığı.

    bil ki, boşuna nokta-ı nazar eylemedik uslanmaz bir terörist
    bir ihtilal cini de-yu hakkında!

    varsınlar anlamasınlar onlar
    varsınlar inanmasınlar surelerinin tek satırına

    çapraz fişeklikli kanlı bir yağmur altında topla ve
    de ki onlara: sade bir törenle
    armağan eylesinler düşmanlarının göğsüne
    çam sakızı çoban armağanı niyetine
    küfür, alay ve aşağılama ile yağlanmış kinlerini

    dahi son nefeslerinde!
    0 ...
  4. ?.
  5. şairin suresi-iii

    i. şairsin, ki farz kılındın
    küfre meyil yaşamaya

    anonim beğeniye, kutsal etiğe!

    verecek meteliğin yok aşk denilen
    o çekirdek aile-i mimariye!

    orada duruyorsun, mansur'un derisine
    isyan'ı solfej'i kazıdığı yerde: "sürgün

    marjinal ve yabancı! "
    (ülkendir denilen yerde)

    sorarlarsa de ki: mesleğim
    düş ile kundaklamaktır gerçeği!

    ii. dalgalı ve sürekli mavi cinnet atları akıyor
    hayal imbiğinden

    imamların, polis şeflerinin ve üniversitelerin kutsayıp
    kolladığı, genel ahlaka, aykırı!

    belli ki, anısısın, bu çılgın evrenin; sözcük çökeltisi, mil
    ve bilinç sazlıklarında eyleşir, türkü söylersin geceleri.

    bir tek sen kaldın o büyük özgürlük anlatısından geriye
    çiğnendikçe anımsanan toz gibi.

    taşların sımsıkı kilitli ağızlarında sırlı gülüş gibi dingin
    şeker kağıtlarına sarıp gömdüğümü onurlu ölüler gibi dipdiri,

    dalgalı ve sürekli mavi!
    0 ...
  6. ?.
  7. şairin suresi-iv

    i. ya şeyda! biliyor musun
    bir daha asla giyinemeyeceğini

    çılgın bir şair
    çırılçıplak bir can bahşetmişken sana şiirinde?

    ha türban, ha yaprak; ha kürk, ha manto ya şeyda!
    yaşatamıyorsa o çılgına

    ipek bir tül ardından bakmanın
    sıkıntısını bile

    neye yarar!
    o yerleştirmiş gözlerini taa gövdenin içine.

    ii. gövdesi, çıtır bir çiçeğin gövdesine ilham veren
    ey sevgili kızı lazika kralı'nın!

    gövdenin gümüş yapraklarını köpürtüp savuran gün
    terli denizini aydınlık öpücüklerin külü ile ovup parlattığı zaman

    and olsun ki yırtacağız günah deferi'nin ilgili sayfalarını
    ve iki damla kan düşeceğiz yalnızca dipnotuna külden kaderinin

    "çılgın bir şair buldu şifreyi! çıtır çiçekli kızını
    yıldızlardan sağıp içti! " diye "lazika kralı'nın! "

    iii. ey kanatlı ruhun kanadı! kadim mülkü ol mülksüzün.
    düş toprağı şeyda! zümrüt yeşili ormanların var kıyılarında.
    karanlık tılsımlı suyu denize çevirdin bir tebessümünle;
    ne mutlu!

    gel gör ki, ne senin ne de bizim gücümüz yeter
    çomak sokmağa ayaktakımının aşk-ı tutkusuna!

    ayakların yere bassın ya şeyda! toprağına düşlerin.
    gel oynama tacımızın tahtının kaderiyle!
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük