Bunca popüler televizyon dizileri ekranlarda yer alırken, bunun yanında algıları kırarak karşımıza gelmeye devam eden internet dizileri bir hayli artmaya başladı. Bu gidişle de artmaya devam edecek gibi gözüküyor. (Hakan Muhafız ve Atiye’de bunlardan bazıları.)
Özellikle Fi dizisiyle izleyicileri ekran karşısına kitleyen PuhuTv, Şahsiyet ile gündemdeki yerini korumayı başarmıştı. Hatta bu seriyle birçok takdir yazılarını da kazanmıştı.
incelememize geçmeden önce diziyi izleyeceğiniz platform ile alakalı son olarak şunları söylemek istiyoruz, Netflix gibi birçok platform ücretli üyelikler alıyor. PuhuTV’de bu olay böyle değil. Ücretsiz olarak mail veya Facebook hesabınızla bağlanabiliyorsunuz. Bu sayede de onlarca dizi ve filmi kaliteli bir şekilde izleyebiliyorsunuz. Buradan da şahsiyet dizisi hakkında merak ettiğiniz her şeyi öğrenebilirsiniz: https://paratic.com/sahsiyet-dizisi/
Sadece ilk bölümünü izledim ve beğendim bir ara mutlaka bitiricem. Tek bölüm izlediğim için fazla yorum yapamam ama müthiş bir introsu var dizinin. Americam gods dizisinin introsuyla rahat yarışır.
Replikleri kuvvetlidir, bolca görmüş geçirmiş cümleler vardır içinde. Tek sıkıntısı, en ince ayrıntısına kadar düşünüldüğü için belki de, bazı sahnelerin bayağı durmuş olması bana göre. Deva ve arkadaşlarının hikayesi çok kopuktu bir de. Sonradan sokuşturulmuş gibiydi senaryoya. Son bölümler hem biraz 'yalapşap' hem de çok beklenir cinstendi. Onun dışında renklere, oyunculuklara, müziklere tav oldum ben. Güzel iş, tavsiye edilir. Kendi dilinde böyle bir iş izlemek nasıl iyi geliyor anlatamam.
senaryosunu Hakan Günday'ın yazdığı, başrollerinde Haluk Bilginer ve Cansu Dere'nin yer aldığı dram ve polisiye ögeler içeren on iki bölümlük yerli yapım dizidir. Ayrıca dizide yeraltı edebiyatından esinlenmeler de mevcuttur.
"Vicdan denen şey bağırsak gibidir. Sen uyurken de çalışır. Köreltsen de insaniyetini işlediğin o korkunç cinayet, çıktığın idam sehpasıdır. Sımsıkı düğüm olur boynunda, kurbanının yağlı urgan gibi elleri. Kimse katil olduğunu bilmese de, her gece kendin asarsın kabuslarında kendini. Bağırsak vicdan gibidir. Derdin boşaltmaksa içini, kendin çekersin ipini. insan dener ve yanılır."
(bkz: şahsiyet dizisi)
eşimle 1 ay kadar önce başlamıştık.. ilk 2-3 gün birer bölüm derken sonra iki, en sonda ise 3 bölüm izleyerek 7-8 günde bitirdik..
ben şahsen haluk bilginer için izledim.. onu ifade edeyim..
diziye gelirsek; bizim malların hazırlayacağı türden bir yapım olmamış, ben çok beğendim, haluk bilginer de eminim öncesinde bir senaryoya göz atmıştır, zaten kendisi saçma sapan yapımlarda oynamaz, göremezsiniz..
diziyi sanki yabancılar çekmiş izlenimini diziyi izlerken hissediyorsunuz.. çok güzeldi, hiç sıkılmadan izledik.. kaliteli bir yapım olduğu çok belli.. müzikleri de çok güzeldi..
haluk bilginer'i ayrı bir yere koyuyorum; nevra'yı oynayan cansu dere'yi beğendim, gazeteci ateş arbay'ı oynayan metin akdülger'i beğendim.. oyunculukları çok iyiydi..
büyük usta haluk bilginer'e gelirsek; gerçekten muazzam, harika oynamış.. bence şu an ülkemizde şener şen'le birlikte en büyük oyuncu, tiyatrocu kendisidir..
diziye gelince belirtilecek çok anekdot var tabi ki, bi kaçını söylemeliyim..
1.si, ateş'i yani gazeteci çocuğu tehdit ettiklerinde telefon kapanınca karşı duvarda 5-6 fotoğraf vardı, bunlardan biri de uğur mumcu'ya ait.. telefon kapanınca ateş'in o iki üç saniyelik bakışı güzel olmuş.. ben çok beğendim..
2. si ise; son bölümde nevra babasını ziyarete geliyor, agah bey de orada.. babasıyla tv muhabbeti geçiyo işte niye çalışmıyo vs falan, sonrasında nevra ile agah bey'in aynı anda birbirlerine bakıp hafif sırıtmaları - yani agah beyin ben bozdum tv yi bakışı - da çok güzeldi..
örnekler çoğaltılabilir, ben bir kaç tane verdim..
şahsiyet dizisi, çok güzel, emek verilerek hazırlanmış.. haluk bilginer üstadımıza burdan saygılarımızı sunalım.. kazandığı emmy ödülü için de bir kez daha tebrik edelim.. diziyi de izlemek isteyen herkese tavsiye ediyorum..
eşimle 1 ay kadar önce başlamıştık.. ilk 2-3 gün birer bölüm derken sonra iki, en sonda ise 3 bölüm izleyerek 7-8 günde bitirdik..
ben şahsen haluk bilginer için izledim.. onu ifade edeyim..
diziye gelirsek; bizim malların hazırlayacağı türden bir yapım olmamış, ben çok beğendim, haluk bilginer de eminim öncesinde bir senaryoya göz atmıştır, zaten kendisi saçma sapan yapımlarda oynamaz, göremezsiniz..
diziyi sanki yabancılar çekmiş izlenimini diziyi izlerken hissediyorsunuz.. çok güzeldi, hiç sıkılmadan izledik.. kaliteli bir yapım olduğu çok belli.. müzikleri de çok güzeldi..
haluk bilginer'i ayrı bir yere koyuyorum; nevra'yı oynayan cansu dere'yi beğendim, gazeteci ateş arbay'ı oynayan metin akdülger'i beğendim.. oyunculukları çok iyiydi..
büyük usta haluk bilginer'e gelirsek; gerçekten muazzam, harika oynamış.. bence şu an ülkemizde şener şen'le birlikte en büyük oyuncu, tiyatrocu kendisidir..
diziye gelince belirtilecek çok anekdot var tabi ki, bi kaçını söylemeliyim..
1.si, ateş'i yani gazeteci çocuğu tehdit ettiklerinde telefon kapanınca karşı duvarda 5-6 fotoğraf vardı, bunlardan biri de uğur mumcu'ya ait.. telefon kapanınca ateş'in o iki üç saniyelik bakışı güzel olmuş.. ben çok beğendim..
2. si ise; son bölümde nevra babasını ziyarete geliyor, agah bey de orada.. babasıyla tv muhabbeti geçiyo işte niye çalışmıyo vs falan, sonrasında nevra ile agah bey'in aynı anda birbirlerine bakıp hafif sırıtmaları - yani agah beyin ben bozdum tv yi bakışı - da çok güzeldi..
örnekler çoğaltılabilir, ben bir kaç tane verdim..
şahsiyet dizisi, çok güzel, emek verilerek hazırlanmış.. haluk bilginer üstadımıza burdan saygılarımızı sunalım.. kazandığı emmy ödülü için de bir kez daha tebrik edelim.. diziyi de izlemek isteyen herkese tavsiye ediyorum..
Haluk Bilginer yardirmis harika bı diziydi. Bir alzheimer yakını olarak diyebilirim ki özellikle ilk bölümde alzheimer i müthiş oynamis o bakislar o duraksamalar aynıydı diyebilirim.
Ama 2-3 bölümü zorlama olmuş bence 9 bölüm yeterliydi.
12 bölümünü iki günde bitirdiğim türk yapımı olduğuna inanamadığım kalitedeki dizi. Haluk bilginer'in efsane oyunculuğu bana agâh beyoğlu'nun yaşadığına inandırttı resmen. Ayrıca tüm ciddi istanbul beyefendisi imajının altına çektiği o renkli çoraplarıyla kendimden bi parça buldum. izlediğim kaliteli yapımlardan sonra ne izlesem boşluğuna düşerim sürekli. Şu an o boşluktayım.
Hem konu hem de oyunculuk açısından güzel bir dizi olmuş.Haluk bilginer rolünü çok iyi oynamış.Polis ofisindeki bazı sahneler Amerikanvari olmuş.Toplumumuzun kanayan yarasını konu alması itibarıyla güzel bir dizi.
--spoiler--
Sen zannediyor musun ki bir tek alzheimer olan sensin? Herkes hasta, hepsi hasta. Yarın bugün bir milli maç olur, herkes her şeyi unutur. Bu millet neleri unuttu, seni mi unutmayacak, sen kimsin ki, alt tarafı bir katil, alt tarafı bir cinayet haberi."
--spoiler--
"Vicdan denen şey bağırsak gibidir. Sen uyurken de çalışır. Köreltsen de insaniyetini; işlediğin o korkunç cinayet, çıktığın idam sehpasıdır. Sımsıkı düğüm olur boynunda, kurbanının yağlı urgan gibi elleri. Kimse katil olduğunu bilmese de, her gece kendin asarsın kabuslarında kendini. Bağırsak vicdan gibidir. Derdin boşaltmaksa içini, kendin çekersin ipini. insan dener ve yanılır…"
Şahsiyet.
ele aldığı konu öyle bir konu ki dizinin çekim tekniklerini, müziklerini, oyunculuklarını övmek elden gelmiyor. insanı, insan vicdanını ve gaddarlığını, sistemi, yozlaşmayı ve daha birçok konuyu hakan gündayvari bir havayla sağlam bir şekilde işliyor. uzun zamandır böyle bir senaryo izlememiştim, böyle bir dizi okumamıştım. yok, ters yazmadım, tam olarak böyle. artması dileğiyle.
yıllar sonra izlemiş olduğum ilk yerli dizi oldu. yanılmıyorsam en son ikinci bahar'ı izlemiştim.
çokça övülen bir yapımdı ve nedense olumsuz bir ön yargıyla başladım izlemeye. ilk bölümlerinde ve ortalarında gözüme çarpan, rahatsız eden şeyler vardı fakat sonlara doğru değişen havası ve final bölümüyle o çekincelerimin bir önemi kalmadı. ülke standartlarına göre gayet başarılı bir yapım. haberlerden duyduğumuz ve belkide daha fazlasını duy(a)madığımız, haberdar olsak bile kısa sürede unutup umursamadığımız acıların, şahsiyetsizliklerin hedefe konduğu bir hikaye. Hakan günday'dan kötü bir metin beklenemez zaten. kurgusu da güzel, merak ettiren yavaş yavaş karmaşıklaşıp tahmine zorlayan bir akış. polisiye/dedektiflik standardını yakalamış bir anlatım olmuş. umarım bu tarz yapımlar ve hatta daha iyilerini görmeye devam ederiz.