izlemek için banyodan saçlarım ıslak fırlar her seferinde de cilalı zeminde kayar düşerdim. Sonra da ''acımadı, acımadı'' diye kalkıp koltuğa otururdum ama her seferinde ellerim, belim acırdı.
belki de bu yüzden programı anımsarken hep düşüşlerim gelir aklıma.
Babam izlememizi yasaklamıştı arkadaşlarım pazartesi günü okulda konuşurlarken kendimi kötü hissederdim. En çok bardak oyununu severdim hatta bayılırdım. Çok izleyemesemde yine de hatırımda olan sahneler var. Keşke o yıllara dönebilsem. Yahut eskiyi yad etmeyi özlemeyi bırakabilsem. ikisi de benim için mümkün değil.
süheyl-behzat kardeşlerin nedense bir çok oyun olmasına rağmen, sadece anne ayı ve baba ayı tiplemesi ile aklımda kalan günler olarak hafızamda yer edinmiştir.
ha bide pazar banyosu ve yarın okulun olması gerginliği de o zamanlar had safhada idi.
Hey gidi hey. Valla gözlerim doldu. Çocukluk ne güzeldi be. Bir ara en sevdiğim programdı bu benim. Dört gözle beklerdim. Keşke geri dönüp o çocuk gözlerle bir iki bolümünü izleyebilsem şu an.
Gece gece nostalji rüzgârları estirmiş başlıktır.
tamam amk;
- pazar banyosundan sonra izlendiği,
- izlerken hala o ütü kokusunun geldiği,
- hemen sonra uyunduğu
binlerce kez söylendi. artık başka anılarınızdan bahsedin yeter!
94 doğumluyum program 95 te çıkmış ve 2004 lere kadar sürmüş. 2000 lerin başında bozdu diyelim... benim zamanımda da vardı diyebilirim fakat bizim evde pek izlenmiyodu galiba hiç bişi hatırlamıyom o programa ait.
genelde belgesel, kültür programları izleniyodu demek ki... *
pazar günleri, özellikle de akşamları mide bulandırıcı bir şekilde travmatik idi o zamanlar.
o yüzden bizimkiler, şahane pazar vs. hep tatilin bitişini, banyodan çıkıp kurulanırken bir yandan da okul kıyafetlerimin ütülenişini izlediğim, içten içe kahrolduğum anları hatırlatır.
hala gördükçe kusasım gelir.
ve eminim ki okul öncesi dönemlerine denk gelmeyen herkes böyle düşünüyordur.
süheyl abinin terzisine çok sinir olurdum adamı halden hale sokardı. o zamanlar pek küfür bilmediğim için küfür de edemezdim. şimdi ağız dolusu edebilirim. hatırlattığın için teşekkürler sözlük.
Bi yarisma vardi bu programda, kutulara ziplardin boya cikardi bazisindan, üstün bombok olurdu, hah iste bizim turkiyedeki kaldirimlardan esinlenmisler, her yagmurda kaldirimlarda bu oyunu oynuyoruz aslinda.
tam hayatımı yola soktum, güzel bir işim var, hoop. bu geliyor aklıma. "ya şahane pazar yayınlanırsa tekrar? aman tanrııım" diyerek hayatı kendime zindan ediyorum. sanıyorum bu sendrom şahane cumartesi'den kalma. tam yeşil ceketli herif artık yok, kurtuldum diye sevinirken bir anda şahane pazar geldi ve gelir gelmez de psikolojimi bozdu. şimdi hep o korkuyla yaşıyorum, "ya şahane salı olarak gelirlerse?" diye sayıklıyor, ürperiyorum. allah kimsenin başına vermesin.
doksanlı yıllardan ikibinli yılların başına kadar ekranlarda sürmüş süheyl uygur ve behzat uygur kardeşlerin sunduğu hafta sonu eğlencesi. günümüz programlarıyla kıyaslayacak olursak ben bilmem eşim bilir gibi bir programdı böyle yarışmalar falan olurdu mesela bardakları kırmadan sıralamak gibi falan.