bu program ne zaman aklıma gelse burnuma ütü kokuları gelir. önlük ütüsü, yeni ütülenmiş naylonumsu yakalık kokusu, sobaya yeni atılmış kömür kokusu eşliğinde sobanın üzerinde kaynayan ıhlamur kokusu. pazar sendromunun son ayağı pazartesi sendromunun ilk ayağını oluştururdu. bu gerilim yetmezmiş gibi birde bardak çekme oyunu... anlatılamaz, nasıl bir çocukluk geçirmişiz biz...
tam hayatımı yola soktum, güzel bir işim var, hoop. bu geliyor aklıma. "ya şahane pazar yayınlanırsa tekrar? aman tanrııım" diyerek hayatı kendime zindan ediyorum. sanıyorum bu sendrom şahane cumartesi'den kalma. tam yeşil ceketli herif artık yok, kurtuldum diye sevinirken bir anda şahane pazar geldi ve gelir gelmez de psikolojimi bozdu. şimdi hep o korkuyla yaşıyorum, "ya şahane salı olarak gelirlerse?" diye sayıklıyor, ürperiyorum. allah kimsenin başına vermesin.