başlarda severek izlerdim ama bi' burukluk olurdu içimde ertesi gün okula gideceğimden olsa gerek. sonraları her şeyden olduğu gibi ondan da sıkıldık zaten süheyl behzat ikilisinin birlikte yada ayrı yaptığı programlar da pek tuttu denemez.
edit: imla
tarzan oyununa 71 yaşında bir amca katılır ve amca düşer;
Amca: A - Süheyl : s behzat:b
B:düştün amcacım bir milyarlık ödül gitti neler hissediyorsun
a: "bok gibi"
b: "çok ayıp ama 64 milyon bizi izliyor."
a: "seninde 64 milyonunda a....ına goyum"
2.nci anı: su altında nefes tutma oyununda yaşananlar;
genç: g: süheyl : s behzat :B
g: ben dalgıçlık okudum su altında 1 saat kalırım
s: dene ozaman
15 saniye sonra suda baloncuklar görünür
s: la adam ölüyo yayını kesin !
bu program ne zaman aklıma gelse burnuma ütü kokuları gelir. önlük ütüsü, yeni ütülenmiş naylonumsu yakalık kokusu, sobaya yeni atılmış kömür kokusu eşliğinde sobanın üzerinde kaynayan ıhlamur kokusu. pazar sendromunun son ayağı pazartesi sendromunun ilk ayağını oluştururdu. bu gerilim yetmezmiş gibi birde bardak çekme oyunu... anlatılamaz, nasıl bir çocukluk geçirmişiz biz...
televizyondan soğuma nedeni olmuştur. süheylin saçma kıyafetleri onun komik olamamasını gizleyemiyordu.hadi sunucuları geçtim oraya yarışmacı olarak katılan gurupların ne içip çıktığını hep merak etmişimdir.
hiç şahane değildin şahane pazar.
90'ların en keyifli tv programlarından biridir. acun ortalarda futbol muhabirleri olarak amokachi'nin peşinde elde mikrofon gezerken bu program izlenirdi.
pazar geceleri uyumamak için zor durururdum sırf bunu izleyebilmek için o zamanlar gayet eğlenceli geliyodu yahu baya da bi gitti arada skeçleri falan vardı şimdi olsa mallık derim belki ama o zzamanlar zevkliydi.
doksanlar kuşağının banyo yaparken izlediği yarışmadır. kendini çok tekrar etmesinden dolayı bir süre sonra acunun var mısın yok musun programı gibi yayınlanmamaya başlamıştır efenim.
Hani boya kutularıyla bir yol vardı.
yarışmacı zıplayınca ya boyaya düsüyordu ya da devam ediyordu.
Onu hatırladım.
Ne samimi sıcak bir programdı.
Pazartesi okul var diye erken yatırırlardı hep aklım orada kalırdı ne yaptılar diye.
ne güzel kalmış insanın zihninde.
Leblebi tozu gibi ya da kağıt helva.