geçen akşam yanlış hatırlamıyorsam cüneyt özdemir le 5N 1K da tanıştım bu içinden hayat akan kadınla. Gözlerim parladı birden, dudağımda tebessüm oluştu, böylesine zarif, hayat dolu, kültürlü, kendiyle barışık bir insanın meclise girme ihtimali bile beni heyecanlandırdı. düşünsenize birbirine mahalle kavgasındaymışçasına laf atmayan, sözünü sakınmayan, bilgili ve mutlu insanlar tarafından temsil ediliyormuşuz.kim bilir ne güzel olurdu... bu arada onu tanımlarken aklıma en son gelen ise engel tanımayan bir bedensel engelli olduğudur.
adını ilk gördüğümde heyecanlanmıştım. engelli, eski dünya güzeli, birleşmiş milletler yöneticisi, annesi değerli bir gazeteci falan, ilginç özellikler olan bir insan gelmişti bana.
dün akşam siyaset meydanında izledim, hem kişilik olarak hem ruh olarak hem beyin hem kalp olarak mükemmel bir insan, bu meclis şafak pavey'i hak ediyormu bilemiyorum.. ama onun gibi bir insan da mecliste bizi temsil edecek olduğu için gururluyum!
deniz gezmişin akrabası, insanların sorunlarıyla birebir ilgilenebilecek, haklının hakkını savunucak, kısmı engelli fakat beyni hepimizden fazla çalıstıgını dusundugum cumhuriyet halk partisi milletvekili adayıdır.
kolunu ve bacağını, tekerlekli sandalyeli bir insanı tren altında kalacakken kurtardığı sırada kaybetmiş olan, chp'nin seçilmesi garanti kadın milletvekillerindendir. mecliste engellileri temsil edecek.
ayşe önal'ın, geçirdiği trafik kazası nedeniyle sol kol ve bacağını kaybeden ve protezlerle yaşamasına rağmen hayatını başarıyla idame ettiren kızı. zürih'de geçirdiği trafik kazasını -ki bildiğim kadarıyla trenin altında kalmıştır- ve sonrasında yaşadıklarını 13 numaralı peron adlı kitabıyla anlatmış ve "acı, zorluk..." gibi kavramları yeniden sorgulatmıştır okuyanlara.