asker götünü kaldıran bir zaman dilimidir. son gecelerinde koğuşta biraları açıp kumar oynayan 3 tezkereciyi nöbetçi subay olarak hastanelik ederek bu arkadaşlara askerliklerinin bitmediğini hatırlatmıştım. biraların ve oyun kağıtlarının orduevinden çalıntı olduğunu tutanakla bildirsem hayatları kaymıştı denyoların, dayakla kurtulduklarına şükredeceklerine sonradan haber gönderdiler sivilde beni bulacaklarmış , 6 yıldır bekliyorum gelin tekrar hatırlatayım size asker olmak ne demekmiş ak kaşarları.
O son sabah yine ayni kargalar bokunu yemeden kalktiginizda kendi sivil kiyafetlerinizi giymeniz yok mu oyh. O nasil bir mutluluktur. Son kez yataginiza, dolabiniza bakarsiniz. Birkac parca esyayi hatira olarak cantaniza atmissinizdir. Son kez ictimaya cikilir. Belgeler, terhis kagitlari vs derken bir bakmissiniz nizamiyeden bir daha girmemek uzere cikiyorsunuzdur. Donup arkaniza uzun uzun bakarsiniz bir. O an ilk girdiginiz gun gelir akliniza. Sanki dundur o yagmurlu gun. Ama hayir araligin karanlik bir gunu idi, digeri ise mayisin tertemiz gunesli gunu. Gunler bile sanki ruh halinizi yansitir. Girerken karanlik cokuk yagmurlu birgun. Cikarken aydinlik piril piril gunesli bir gun.
Oyle gecer gider iste askerlik. Ardinda guzel anilar, iyi arkadaslar, cok baska deneyimler birakarak.
bir gün kalacak işte o gün güneş benim için doğacak. tesellisinde ki askerin, doğan güneşidir efendim. unuttukları birşey vardır. askerlik yeni başlıyor onlar için..
aslında rahat yerde hemde memleketimde askerlik yapıyordum, itiraf etmeliyim şanslıydım ama torpi falan yok sadece şans, cuma günleri evci çıkıp bira içmeye gider hafta sonları öğlene kadar uyurdum, ama askerlik rahat falan dinlemez o psikoloji başka yapan bilir evin salonunda yapsan fark etmez askersin ve ordunun malısın, hep hayal ettim kapıdan çıkışımı, son gecemi, sanki ruya gibiydi ben dahil kimse biteceğine inanmıyordu, son bir kaç gün önce silahımı almışlardı alt tertiplerim benden kalacak ganimeti paylaşmışlardı bile, yatağımın bile sahibi belli olmuştu, artık yabancıydım oraya, sona doğru yaklaştıkça heyecan kendini durgunluğa bıraktı, artık dışarıda ne yapacaktım onun hesaplarını yapıyordum, beklenen gece gelmişti tüm gücümle şafak doğan güneş diye bağırmak istedim ama yapamadım, nasıl olur 15 ay ben bu anı bekledim ama olmadı bağıramadım sağa sola laf sokup türlü yavşaklıklar yapamadım, belkide geride kalanlara üzüldüm.
bir gece uykum kaçmış cep telefonuyla ranza üstündeki yazıları okuyorum, gerçi o yazıları defalarca okudum ama çok silik şekilde bir yazı daha vardı şöyle yazıyordu : her türlü eziyeti yaptılar; ama bir tek şeyi başaramadılar : zamanı durdurmayı ''şafak doğan güneş'' yazıyordu.