ışıl alben

entry338 galeri31 video2
    73.
  1. galatarasaray la olan sözleşmesini 2 yıl daha uzatmıştır.
    2 ...
  2. 74.
  3. uzun süren sakatlığından sonra yeni sezonda formasına kavuşacak olan şirin güzellik.
    3 ...
  4. 75.
  5. galatasaray ruhunu metin oktaydan almış olan gerçek bir aslandır. galatasaray aşık olduğunu sadece sözleriyle değil davranışlarıyla gösteren harika insan.

    belki de kendimi onda bulduğum için bu kadar çok seviyorum. belki galatasarayda oynayan bir sporcu değilim ama gerçekten galatasaraya aşık olan bir taraftarım.*
    2 ...
  6. 76.
  7. fanatik bi galatasaraylı olarak, hem ışılın hem de ardanın, "sürünsem de fenere gitmem" veya "kadıköye giderim ama sadece deplasmana " tarzındaki söylemlerine bayıldığımı söyleyebilirim. ama inanıyorum ki; metin oktaya sorsalardı bu tip cevaplar vermezdi.
    1 ...
  8. 77.
  9. ayar alan bünyelerde, sözlüğe boşalma isteği uyandıran yazar.

    dişi aslan, gerçek galatasaray'lı, tbbl prensesi. şimdi söz sizde; çıldırın, çıldırın...
    4 ...
  10. 78.
  11. dünyanın en güzel basketbolcusu.
    2 ...
  12. 79.
  13. fanatik.com.tr de sezonu kapattığı yazılan, parkelerin prensesi. geçmiş olsun ışıl'ım, umarım eskisinden de iyi dönersin.
    3 ...
  14. 80.
  15. (bkz: sahadaki biz)
    --spoiler--
    Sevgili Galatasaray' lılar,

    Bildiginiz gibi gecen senenin final serisinde çok ciddi bir sakatlık geçirdim.Öncelikle bu uzun sakatlık döneminde bana her zaman destek olan ve biran olsun yalnız bırakmayan herkese teşekkür ederim. Benim için formamdan ve takımdan ayrı kalmayı kabullenmek gerçekten çok zor oldu. Kendime olan inancımın azaldığı ve tekrar basketbol oynayabilecek miyim diye olumsuz düşüncelere kapıldığım dönemlerde ziyaretlerinizle ve çeşitli yollarla bana ulaştırdığınız mesajlarla desteğinizi hep yanımda hissettim. Bugün eskisinden daha iyi olarak geri dönebileceğime inanıyorsam bunda sizin dualarınız ve desteğinizin çok büyük etkisi var. Başka bir forma altında yaşasaydım bu dönemi belki de şu anda basketbol kariyerime devam etmiyor olurdum.

    Sakatlığımla yakından ilgilenen başkanımız Sayın Adnan Polat'a, şube başkanımız Sayın Ahmet Dedehayır' a, iyileşme süresince bana çok büyük destek veren ve tedavimin en iyi şartlarda yapılmasını sağlayan basta genel sekreterimiz Sayın Selçuk iren olmak üzere tüm Galatasaray yönetimine ve çalışanlarına, beni biran olsun yalnız bırakmayan kendiside sporculuk kariyerinde aynı sakatlığı yasadığı için tüm tecrübesiyle ve psikolojik desteğiyle yanımda olan Genel Direktörümüz Sayın Mihriban Oğuz'a, yardımcı antrenörümüz Sayın Hakan Acer' e, fizyoterapistimiz Sayın Fatoş Yavuz' a, tüm takım antrenör, idareci ve takım arkadaşlarıma teşekkür ederim. Ve tabii ki bugüne kadar en büyük emeği veren Ailem, tüm üzüntü ve korkularını bir kenarda bırakıp geri dönmem için destek oldular.

    Hiçbir sporcunun başına gelmemesini dilediğim bu talihsiz sürecin beni olduğumdan daha güçlü, daha tecrübeli ve daha olgun bir hale getirdiğine inanıyorum. Bu süreçte yaşadıklarımı ve hissettiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum.

    Her zaman ki gibi sahada mücadele ederken o talihsiz pozisyonda ribaunda çıkıp yere düştüğümde dizimde çok büyük bir acı hissettim. Bu acı o ana kadar yaşadığım bir çok hafif sakatlıktan çok farklıydı ve daha önce böyle birşey yaşamamış olmama rağmen ilk saniyede bağımın koptuğunu anladım. Tek düşündüğüm maça devam edemeyecek olmamdı, sonrasında da dizimdeki acıyı zaten hissetmedim. Hastanede kötü haberi alıp çok sevdiğim formamdan uzun bir süre ayrı kalacağımı öğrendiğimde dünya başıma yıkıldı, inanamadım. internette sakatlığımla ilgili çıkan haberleri okuduğumda ben değilmişim gibi geliyordu, sabah kalktığımda yürüyüp koşabilecekmişim gibi hissediyordum. Ama son kontrolden sonra artık durumu kavramıştım. Doktorlar 3.5 ay demişlerdi, sezonun ilk maçında sahada olacaktım, Arma'mdan uzak kalmayacaktım. Hiç maç kaçırmayacak olduğumu düşünerek kendimi avuturken koltuk değnekleriyle yürümek, merdivenleri koşarak ikişer üçer çıkamamak, çocukluğumdan beri kendimi en rahat hissettiğim basketbol sahasında olamamak çok canımı yaktı. Başlangıçta dizimi hiç sevmediğim dönemlerim oldu. inancım, hırsım, güvenim azaldı zaman zaman. işte bu dönemde almış olduğum o müthiş destek bana güç verdi. Sonra yavaş yavaş dizimdeki yara izimi ve çivimi sevmeye başladım çünkü o Galatasaray'ım için mücadele ederken olmuştu. Bazen sevinç, bazen keder demiyor muyuz hepimiz? Ne gelirse Galatasaray'dan kabulümdür dedim. Savaşmaya hazırdım artık. Yüzlerce -hatta binlerce defa desem abartmış olmam- izledim o son maçı ve sakatlık anımı, her seferinde içim acırken daha bir sıkı sarıldım tedavime. Gün oldu yeni bir hareketi yapabildiğim için çocuk gibi sevindim, gün oldu sahada oturup saatlerce ağladım. Takım olarak sezonu açtığımızda çok sevindim, idmanlara katılamadığım için buruktum biraz ama mutluydum.Ve sonra sakatlandığımda üstümde olan Parçalı' mla yaptım ilk koşumu. Dizimi çok iyi hissediyordum ve tüm kontrollerim olumluydu. Bacağımın kuvveti oldukça iyi çıkınca takımla beraber Fransa'ya ve Macaristan'a gittim. 3.5 ay olmuştu ve artık oynayabileceğimi hissediyordum, tabii ki oynamak istedim ama klüp idarecilerimiz bu konuda çok hassas davrandıkları için oynamama izin vermediler. Takımla beraber ısınıp 'ben oldum, artık oynayabilirim' diyordum ama Mihriban Ablanın bakışlarıyla hemen oturuyordum. Hemen oturmuyordum biraz uğraştırdım aslında kendisini * Formama kavuşmak için o kadar heyecanlıydım ki Fransa'daki Tarbes maçında oynatmadıkları için çocuk gibi bir köşeye çekilip ağladım maç sırasında * Macaristan' da da oynamama izin verilmedi, ben kendi çalışmalarımı yaptım bazen takımla bazen ayrı olarak. Ama her geçen gün daha iyi hissediyordum, artık dizimde hiç ağrım kalmamıştı. Sıklıkla yapılan doktor kontrollerinin hepsinde dizimin artık eskisinden çok daha kuvvetli olduğu çıkıyordu. Son çekilen MRI' dan sonra artık 'sakatlık' kelimesi geçmişte kalmıştı. Bu zor dönemi tamamen atlatmış formama kavuşmuştum, ilk çıktığım hazırlık maçında yaşadığım heyecana ben bile inanamadım. Tekrardan sahada olmak müthiş bir duyguydu. Aylar sonra gelen 7 dakika, koca bir yaz verilen emeğin karşılığını almaya başlamış olmak...Özüme dönüyordum...Yeni sezonun ilk resmi maçında belki eski performansımdan oldukça uzaktım ama eski sağlığıma kavuşmuştum. Artık sadece daha çok çalışıp form tutmam kalmıştı. Her gecen günde daha iyi olduğumu hissediyordum. Sırasıyla Taranto, istanbul Üniversitesi ve son olarak Riga maçı. Biraz kötü başlamıştık maça ancak her şey yolundaydı, tamamen maça konsantre olmuştum. Maçın 2. devresiydi, bu sefer bana çok fazla yabancı gelmeyen bir his. Yine aynı dizimde. Yerde yattığım bir kaç saniyede yaşadığım son 6 ay geçti film şeridi gibi geçti gözümün önünden. Bir kaç kat daha fazlaydı isyanım ve içimdeki acı. Ama en başta da dediğim gibi artık daha güçlü daha olgun ve daha tecrübeliyim, hazırım yeniden savaşmaya. Çünkü biliyorum bu sakatlığı da atlattığımda bugünden çok daha güçlü olacağım.
    Şu anda tek yaptığım dua ederek salı günü açıklanacak sonucu beklemek. Ama sonuç ne olursa olsun yüreğimdeki Aşkı söndürmemek için içimdeki umuda sımsıkı sarılacağım...

    Ne gelirse GALATASARAY'dan kabulümdür...

    Işıl ALBEN
    Galatasaray Bayan Basketbol Takımı Oyuncusu
    --spoiler--

    ne gelirse galatasaray'dan kabulümdür diyebilecek kadar fanatik bir oyuncu. e ciğerimiz be!
    4 ...
  16. 81.
  17. sakatlığından dolayı 2 ay daha parkelerde göremeyeceğimiz basketbolcu.
    2 ...
  18. 82.
  19. basketbol hayatı büyük ihtimal bitecektir. bu bölgedeki diz sakatlıklarının en büyük özelliği çok fazla tekrar etmesidir. ışıl dönse bile eski formunu yakalaması imkansız. aynı grant hill'in sakatlık öncesi ve sonrası hali gibi olabilir en iyi ihtimalle. enteresan bir konu ise galatasarayda benzer sakatlıgı olan başka bir oyuncu daha olmasıdır.

    (bkz: tufan ersöz)
    1 ...
  20. 83.
  21. sakatlığı sebebiyle sezonu kapatma ihtimali olan, parkelerin sarı yaramazı. özledik seni be ışıl'ım, keşke yine koşsan, coşsan şu sahalarda...
    1 ...
  22. 84.
  23. botaş'dayken arkadaşın hastası olduğu sonra gs'ye transfer olunca gönlünden düşen* ama bir gün caddede rastladığımız ve fotoğraf çektiğimiz sessiz sakin kız.* *
    1 ...
  24. 85.
  25. kendisinin en büyük şansı, bi kadının olduğu takıma küfür eden ve bunları; "nasıl koyduk" gibisinden övünüp heryerde anlatan taraftara sahip bir takımın oyuncusu olmamasıdır.
    10 ...
  26. 86.
  27. kendisine yapılanlar hoş değildir, hele oynamadığı bir maçta kendisine küfür edilmesi daha da saçmadır ve madem bizim hakkımızda konuşuyorsun sana küfrederiz yaklaşımı süper bir yaklaşım çok doğru düşünmüşsünüz afferin size. yalnız sadece küfre maruz kalan kişi ışıl değil bir de olayın bu yönünden bakmak lazım. maalesef bizim taraftarlarımız da nevriye yılmaz'a benzer şekilde küfrediyorlar. bayan basketbol maçlarında şahsa yönelik olan(aslında sadece bayanların değil erkeklerin mücadelesinde de hoş değil) küfürlerin kabul edilecek yanı yok.
    4 ...
  28. 87.
  29. kendi ergen taraftarına şirin gözükücem diye fare dağa küsmüş misali, " sürünsem de fener e gitmem" tarzı demeçler verip, hem saha içinde geleneksel terbiye ile, hem fener tribünleri tarafından kulakları çınlatılarak ağzının payı verilince " ühüü ühüü hakem amca bak bana ne diyolar bu fenerli abiler" diye ağlayan provakatör gs kaptanı.

    ha bir de kadına nasıl davranacağını bilen bir taraftarı varmış bu hanımefendinin. güldürmeyin allah aşkına, bahsettiğimiz insanlar gs taraftarı, siz hala terbiyeden söz ediyosunuz. zamanında ibrahim kutluay ın kızkardeşi özlem kutluay a edepsizce küfürler savuran asil gsliler değil di di mi?

    son olarak sözüm 'sürünsem de fener e gitmem' diyen ışıl hanımefendiye; aman güzelim, sakın fener e gelmek gibi bir hata yapıp, güzel takımımızın tip ortalamasını düşürme, zira begümün, ipekin, taylorın olduğu bir takımda bu taraftar senin suratını çekemez bebişim.
    12 ...
  30. 88.
  31. galatasaraylı güzel. hem de taraftar. arda'nın kız versiyonu. gurur kaynağı. sizde var mı lan bitane bunlar gibi gönülden oynayan? kızı-erkeği, futbolcusu- basketolcusunun dini imanı para sizinkilerin.

    basketbol federsayonunun fenerasyon olduğunu bir kez daha hatılarmış olduk bu kız sayesinde. geçen sene yarıfinal son maçında para için götünü yırtabilecek kalitede bir ayıboğan olan nevriye'ye sadece "şşt şşt nevriye" denildi diye hakemler 2 defa maç durdurrup anons yaptırdıydı. ki o nevirye basketbolu galatasay'da öğrenmiş bir vefasızdı. gs taraftarının tepkisinin hem sebebi vardı hem de bazı ististna (orospu, kevaşe, şıllık) münferit küfürler dışında topluca sadece şşt dendi.

    dün ışıl alben hiç haketmediği küfürleri ağzından salyalar saçan hayvanlar tarafından duydu. neden haketmedi? sadece ben nevriye gibi değilim. febe'de oynamam. benim şerefim var dedi diye. geçen yıl nevriye'ye yapılan korumayı istedi sonra da hakemlerden maç sırasında. ağlamadı, adalet istedi. biz fenerasyonun hakemleriyiz dedi hakemler. erkek- kız takımları farketmez dediler.
    3 ...
  32. 89.
  33. taraftarının arda turan' a yakıştırdığı, hatta evlenmelerini istediği provakatör. valla ne yalan söyleyeyim çok yakışırlar birbirlerine, karakter desen, fener kompleksi desen, tip desen birbirine uyuyor. hem bu birleşmenin meyvesi olarak doğacak junior bayrak nöbetçileri, junior hasan şaşlar, junior bülentler kim bilir ne sevimli olur.

    hem ikisinin bir ortak noktası daha var;

    http://www.hurriyet.com.t...or/basketbol/14034275.asp

    https://galeri.uludagsozluk.com/r/43246/+

    evet tek suçu " fener de oynamayacak kadar şerefli" oluşu bu kızımızın. rakibe olan bakış açısı böyle olan bir taraftara da ancak böyle yüzkarası bir kaptan yakışırdı. ne demişler; tencere yuvarlanmış, kapağını bulmuş misali. tabi ışıl denen minnoşların kaptanına , tepki göstenleri hayvan ilan edip, rezilliğin her türlüsünü yapan ezikler için " hayvan sürüsü" benzetmesi yapan antu ya çemkiren mahlukları gördükçe "zafer , ışıl ı buraya getir" tezahüratı çok daha anlamlı oluyor bizim için.

    keşke içindeki fener kompleksini her fırsatta dışavuracağına, 10 senedir fenerbahçemiz karşısında rezil kepaze olan, fenere karşı oynadığı son 29 maçın 25 inde geleneksel terbiye ye maruz kalan takımı için bir şeyler düşünseydi, tıpkı ezeli rekabetin ta*akoğlanı konumuna düşen takımlarını görmek yerine fenerasyon, geniş vizyon, azizin hakemleri temalı ağlama seansları düzenleyen ultramelisler gibi.

    inşallah fenerbahçe taraftarının bu haklı ve yerinde tepkisi bu provakatör kızımıza ders olur da, haddine düşmeden fenerbahçemizi ağzına almaz bir daha. hem zaten ligin namağlup lideri olan, euroleague all star a 3 oyuncu veren, hatta wnba all star a bile oyuncu veren* fenerbahçemiz, ışıl kızımıza birkaç gömlek üstün gelir, onun yeri, en fazla şu an oynadığı takım olabilir ancak.
    7 ...
  34. 90.
  35. arda turanın dişi versiyonudur. yerim ben 10ları
    3 ...
  36. 91.
  37. Takımına bağlılığı ile bilinen galatasaray bayan basketbol kaptanıdır. Taraftarına değer verir. Sağolsun bilet bulamadığımız sorunlu dönemlerde kombinesi ile maça girmişliğim vardır. Ayrıca Kadına sövmeyi, saldırmayı marifet zanneden tribün özürlü fenerlilerin "provokatör" olmak ile suçlayıp ettikleri küfür haklı çıkarmaya çalıştıkları ama aslında "küfür ettik, asıl ibneler bizleriz" demek istedikleridir. Ama asıl sorun fenerbahçeliler hem takımın taraftarı olup, hem de takımına bağlı bir şekilde forma giyen oyuncuya uzun zamandır sahip olamadıkları için ışıl'ın galatasaraylı duruşunu yediremiyorlar. Çünkü alışmışlar gelen milyon euroları balyalıyor, türkiye'den ayrılıyor ve fenerbahçe'ye sallıyor.

    ayrıca provokatör falan değildir. sadece her galatasaray taraftarı gibi fenerbahçe'den nefret etmektedir.

    Mersin, Ceyhan ve ankara'da defalarca bayan basketbol maçına gittik, gittim. Son olarak mersin'de yenildiğimiz maç. Işıl oynamadı ama gelmişti. Sette bulunan bizlerin tam önünde oturuyordu. Mersin farkı biraz açınca mersinli bayan basketbolcuya bir kaç liseli küfür etmeye başlayacaktı. Biz müdahale ettik ve susturduk. O sırada ışıl'da devreye girdi ve küfür edilmemesini rica etti. Hani takım 30 sayı geriye düşmüş, takım kaptanı olarak oynamıyorsun ve rakip oyuncuya küfür ediliyorken sen müdahale ederek küfür edilmemesini istiyorsun. Evet işte böyle bir provokatördür kendisi.

    Hadi şimdi zamanında anasına sövüp, katil olmak ile suçladığınız emre belözoğlu'na büyük kaptan diye yalanın.
    6 ...
  38. 92.
  39. her gsli gibi fenerden nefret eden bir minnoş. tıpkı her gerçek fenerlinin kendisinden ve kendisinin giydiği formadan, taşıdığı armadan, gönül verdiği renklerden tiksindiği ve bu kutsal nefreti her derbide ışıl kızımızın kafasına kazıyacağı gibi.

    para sevdalısı, sahte fenerlilerden oluşan takımımız namağlup yoluna devam ederken, ışıl ve tayfasından oluşan tuz ruhu, çok pardon gs ruhu temsilcileri orta sıralarda bir yer bulurlar kendilerine.. dişi minnoşlarım benim. yerim yerim.*
    3 ...
  40. 93.
  41. formanın önünde yazan arkasında yazandan daha değerlidir diyen büyük galatasaraylı bayan basketbolcu.

    http://ultrasmovement.blo.../2010/03/formann-onu.html
    1 ...
  42. 94.
  43. şirinlik muskası, sempatik ötesi gs kaptanı. neden bizim fener in de böyle sempatik kaptanı yok diye insan iç geçirmiyor değil.

    http://www.facebook.com/v...4&comments&ref=mf
    1 ...
  44. 95.
  45. basketbol topu şık bir gece elbisesini tamamlayan şık bir çanta gibi tamamlıyor formasını. hastası olduğum yüce kişilik.
    1 ...
  46. 96.
  47. kesinlikle kaliteli spor için, ve pek tabi galatasaraylı olmak için doğmuş olan kişi.

    bir insan... tipiyle, duruşuyla, edasıyla bu kadar yakışır galatasaray'a. bu kadar olur.

    bir beşiktaşlı olmama rağmen, ve ışıl ın hastası olmama rağmen, bizim takımda düşünemiyorum kendisini. tam olarak ait olduğu yerdeymiş gibi hissediyorum. profesyonelliği falan bi tarafa bırakıyorum yani.

    ülkemizdeki tüm bayanlara kariyeriyle ve felsefesiyle örnek olması gereken bir insan. bildiğin idol. galatasaray a sempati duymamı sağlayan nedenlerden biri. öyle.

    tamam abi korkmayın kardeş takım demicem. gerilmeyin. sıkıntı yok. kızın hayranıyım ben. ondan. sakin.
    3 ...
  48. 97.
  49. 'ben galatasaray'a inanıyorum' diyen, kocaman yürekli minik kız, kaptan. nesilden nesile anlatılacaklardan. sürünsem de fener'e gitmem derken yüzünde oluşan ifade unutulmayan.

    (bkz: bizi sevenleri üzmeyelim baba)
    (bkz: arda turan)
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük