ışıkta uyuyamamak

entry1 galeri1
    1.
  1. bir ışık kaynağı önünde uyumayı gerçekleştirememek.

    hani vurur ya gözlerine güneş,
    kalk artık ben buradayım der gibi.
    ukala, bir o kadar da bencil,
    gerinirken zar zor açmaya çalıştığın gözlerinde,
    aradan sızan ışık, kırık kristalden yansır gibi fısıldarken gözlerine,
    'kalk, ben buradayım' ...

    ya da bir ışık tutar biri gözlerine,
    gözkapağının kan kırmızısını kör etmiş,
    işığın renginde.
    her şey...

    ve ya bir gündüz,
    yorucu bir zaman dilimi sonu dingin ve uykuya aşık bir gündüz,
    gördüklerini sana gösteren güneşe vefa mıdır bilinmez,
    uyuyamazsın ya hani;

    bunlar değil ışıkta uyuyamamak.

    şimdi,
    yatağımın üstü ile yorganımın arasında sıkışmış bir ruhun
    çenesini okşarken yorganım,
    koklarken o ruh burnunun dibinde duran yorganın
    yeniden, eski kokusunu.
    ayaklarını, o an durduğundan farklı hissederken,
    sanki olduğundan daha yatık gibi,
    belki ruhu bedeninden ayaklarda ayrılıyor gibi,
    gözlerini bir noktada uzun süre tutamazken,
    baktığın yerden kaçarken gözlerin,
    dudakların büzülmüş, hafif dışarı doğru bakarken uykunun etkisi ile,
    pencerenin sol üst köşesinden yüzüne pis pis sırıtan ay...

    ay ışığını dahi güneş misali rahatsız ilan etmektir.
    pencerenin sol üst köşesinden yüzüme hakaret eden ay ışığını
    güneş gibi onurlandırırken, düşünüyorum;
    neden ay ışığında uyuyamıyorum?
    o kadar mı karanlık içim?
    o kadar mı ışığa aç ve duyarlı?
    o kadar mı sessiz içim,
    pencereden süzülen ay ışığında sağır olacak kadar, sesten irkilmek...

    bu kadar mı karanlık içim,
    kendi ışığımda dahi kendimden uzakta düşünmek kendimi...

    bu kadar mı uzak bana aydınlık?
    bu kadar mı karanlık içimdeki karanlık?
    bu kadar mı asal içim,
    bir ışığın süzülüşünü dahi kaldıramayacak?..

    işte budur ışıkta uyuyamamak.
    yüzünü okşayan ay ışığını, gözüne tokat atan...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük