küçük yaştaki çocuklar tarafından sevilerek giyilen ayakkabıdır. çocuklar bu ayakkabıları alırlar ve kendi aralarında bir takım yarışmalar da düzenlerler. örnek vermek gerekirse; kışın yağmur yağar ve su birikintileri oluşur, çocuklar da sıra sıra ışıklı ayakkabıları ile o suya dalıp çıkarlar. kimin ayakkabısının ışığı bozulmazsa o galip gelir.
çocukluğumun içimde kalan uktelerindendir. Benim zamanımda bunların ışıklı şapkaları da vardı. Kalamış parkında aynı amca satardı ( ışıklı yoyo'lar da satardı). Ne yazık ki babam benle güzellikleri konusunda aynı düşünmüyordu ve lüzumsuz bularak hiçbir zaman satın almadı. Sanırım babalar lüzumsuz bulurken anneler de 'aaa onun pili bitince bişeye yaramaz kızım çabuk bozulur' diye destekçi çıkmıştır. Ah ah olamadım kalamış parkında ışıklı pabuçlarım ve şapkamla bir ateşböceği. Çocuğuma o istemeden alıp zorla giydireceğim. Umarım hale tedavülde olurlar
ışığını üreten her neyse * onu çarçabuk tüketmemek için parmak uçlarına basa basa yürünülen ayakkabı. sadece çok kişinin gördüğü yerlerde yere topukları vura vura yürünülesidir.
pili bitmiş ikinci el fiyatları pek de yüksek olmayan janjanlı hede. böyle kımıl kımıl bir ayakkabı düşünün. ayağına giydiği ayakkabıyla daha hızlı koşabildiğini düşünen bir çocuğu da ekleyin kareye. sonra çocuk sahip olduğu bu ayakkabının ışıklarını yakabilmek için geceleri beklesin. gece olunca bir sağa bir sola koşup dursun. yaptığı bu denyolukla da eğlensin, mutlu olsun. belki de o gazla hakkaten daha hızlı koşsun...
hey gidi hey be.bir zamanlar modaydı bu ayakkabılar. öyle herkes de alamazdı haa! yabana atılacak bir şey değildi hani. şimdi bu şuna benziyor; bir zamanlar bir bmx vardı bir de 18 vites bisiklet. herkes bmx alabilirdi ama herkes 18 vites alamazdı. onun havası bir başkaydı. zaten küçük yaşta karne hediyesi olarak 18 vites alan denyo da, ayakları yetişmediği için götünü bi sağa bi sola kıra kıra sürerdi o koca bisikleti. dururken bi de kızak atıp , artistik yapardı şerefsiz! biz bmx ciler de gıcık kapardık tabi. ''bekle lan sen! bu sene 21 vites alacam! castello alacam olm!'' diyebilirdik anca...
neyse konu dağıldı ama sonuç olarak kırmızı ışıklı ayakkabı da bir ütopyaydı. bazen bakması ve izlemesi bile güzel olurdu. alsanız da alamasanız da kırmızı ışık fışkırtan bu ayakkabıların deli gibi giyildiği dönemde yaşamak güzel bir histi...
90 ların ortasında ülkemize gelmesiyle büyük bir patlama yapan ayakkabıdır. peynir, ekmek gibi satılmıştır. sokakların cıvıl cıvıl olmasına sebebiyet vermiştir.
cocukluk yıllarımda ayakkabılarımı giyip evde deli gibi zıplamama neden olan ayakkablılar.. annemin beni en mutlu ettiği zaman heralde banba ışıklı ayakkabı aldığı zamandır.. gerçi şimdi para verseler giymem.
hala görünen bak benimki hem de barbieli gibi bir tanımlamayla çocukların ayağında olan ayakkabı. onları gördüğünüz de çocukluğunuz aklınıza gelir. gülümsersiniz ve o ışığa bakarak eski günleri düşünürsünüz ve bir kez daha keşke dersiniz. *
bir yandan koşarken bir yandan ayakkabıdan çıkan ışıklara bakmaya çalışan çocukların düşerek kafayı gözü patlatmasına sebep olan ayakkabı modeli.
(bkz: ne gereği var)
bir zamanlar çocuk giyiminde devrim yaratan ayakkabı modeli. adım attıkça ışıl ışıl yanardı ayakkabının ışıkları, geceleri giymesi pek bir eğlenceli olurdu.
şahsen ben kendi adıma ayakkabılara bakmaktan yürüyemezdim, oturur bir kenara ayaklarımı yere basar basar eğlenirdim. sonra birden bire kayboldu bunlar, saman alevi gibi... bu ayakkabıları giyip eğlenen çocuklar görmek ister bu gönül ama nafile, bizimle başlayıp, bizimle ortadan kayboldular.