zamanında şahsımında sahip olduğu ayakkabıdır. çocuklar havalı havalı gezerken ben olmayan çocuklar görüp üzülmesinler diye akşamları giymek istemezdim o ayakkabıyı. öylede mütevazı bir velettim.*
bazı yazarların şiir aşkını depreştirmiş ayakkabılardır. benimde vardı.
şeklinden ziyade gizemi insanı çekiyordu kendine. nasıl yanıyo acaba? fiş olmaz priz olmaz tarzı düşünceler vardı.
bir zamanların okulda şekil yapma aparatı...
böyle giriyordu elemanlar kapıdan içeriye, herkesin gözü bir anda ayakkabıya kayıyor...
sonra "nasıl olöyör o?" diyen sesler artarken
--bak böyle basıyosun işte yanıyor o içinde ampul var onun, ohooo daha ne maharetler var bu ayakkabıda...
geçen annem kapıyı açarken ışık söndü bir anda ben ayakkabımla ışık tuttum da anahtarın yerini buldu!!!
diyen çocuk daha da havalı ilan edilirdi...
günümüzde yerini topuğundan tekerlek çıkan ayakkabıya bırakmıştır.
bir zamanların okulda şekil yapma aparatı...
böyle giriyordu elemanlar kapıdan içeriye, herkesin gözü bir anda ayakkabıya kayıyor...
sonra "nasıl olöyör o?" diyen sesler artarken
--bak böyle basıyosun işte yanıyor o içinde ampul var onun, ohooo daha ne maharetler var bu ayakkabıda...
geçen annem kapıyı açarken ışık söndü bir anda ben ayakkabımla ışık tuttum da anahtarın yerini buldu!!!
diyen çocuk daha da havalı ilan edilirdi...
günümüzde yerini topuğundan tekerlek çıkan ayakkabıya bırakmıştır.
çocukluk modası afilli, çabuk bozulan, uğruna bir çok kez trafik levhasına çarptığım ayakkabı, bu ayakkabılar bir zamanlar çok moda olmuştu, deli gibi çocuklar analarının babalarının beynini kemirirdi bu ayakkabı için, alınan yeni moda ayakkabı, iki üç giymeyle bozulur, altında o yanıp sönen ışıklar, artık yanmamaya başlardı, hemen bir köşeye atılan ayakkabı ana babaya dert olurken, ekonomik sıkıntıdan bir haber şerefsiz çocuk bu kez de nintendo gameboy için ana baba beyni kemirmeye koyulurdu.