hemen hemen tüm televizyon kanallarında ve gazetelerde yapılandır. ışidden terör örgütü diye bahseden gazetelerimiz ve televizyonlarımız ypg için bunu söyleyemiyorlar maalesef. ypg güçleri diyor hepside. ben anlamıyorum yıllardır varolan pkk nın uzantısı olan ypg terör örgütü için bu ifade neden kullanılmıyor. neden ypg terör örgütü diyemiyorlar. bu ifadeyi kullanmadıkları için ypg yi peşmerge zannedenler var.
bunu söyledim diye ışid in terör örgütü olmadığını düşündüğüm kanısına varılmasın. benim için hem ışid hem ypg terör örgütüdür. hatta ypg ışidden daha önde gelir kanısındayım.
not: eksileyenler önce okusun ve mümkünse bununla alakalı teorilerini söylesin. algı operasyonu dedikleri şey bu olsa gerek. ypg yi sanki yasal bir şeymiş gibi zannedenler var bu ülkede.
ypg, pkk'nın suriye koludur. tıpkı pejak'ın pkk'nın iran kolu olduğu gibi. ypg kobanili kürtlerin savunma gücü olduğu için terörist örgüt olarak bahsedilmez medyada. bu kadar basit. ayrıca, özgür suriye ordusuyla beraber esad güçlerine karşı da savaştıkları için pek demez medya ama pkk'ya özellikle son 3 gündür ağır söylemlerle yüklenen erdoğan zaten gerekenleri söylüyor.
o değil de, burada esas önemli olan ypg değil ışid denen barbarlar sürüsüdür. ışid'e terör örgüte denilmesini hazmedemeyip "ypg'ye neden terör örgütü denmiyor" gibi şeyler komik oluyor gençler.
ypg'ye takılacağınıza "ışid sınırlarımızdan içeri de girsin, bütün kürtleri temizlesin" diyen sözde vatanseverleri eleştirin biraz. benim için de ikisi de terör örgütüdür; ama ışid'e terör örgütü diyenlerin pkk sempatizanı gibi gösterilmesi de ziyadesiyle komiktir.
ypg'nin yasal bir şeymiş gibi gösterimesinden şikayet edenlerin ışid'e laf söyletmemesi nedense kimse dikkat çekmiyor. madem ki bu kadar hassasınız bu konularda, o zaman ışid için de buna benzer şeyler yazın da inanalım samimiyetinize.
olayları en başından beri takip etmeyenler bir noktada ipin ucunu kaçırmış olabilirler.
suriye'de esad rejiminin baskıları arttırması ve aleni şekilde insanları öldürmeye başlamasından sonra halk güçleri ile esad güçleri karşı karşıya gelmişlerdir.
nasıl ki şimdi bizim diktatörü korumak üzere binlerce polis seferber ediliyorsa, esad'ı korumak içind ebinlerce polis ve istihbaratçı seferber edilmekteydi. bu sırada muhalif güçlerden çoğunluğu doğal olarak taşra illerinden başlayarak ayaklanmaya ve silahlı çatışmalara girmeye başladılar.
kürt bölgelerinde ise durum farklı cereyan etti. çünkü esad bu bölgelere zaten doğru dürüst bir devlet hizmeti götürmemekteydi ve kürtlere karşı uygulanan bir ayrımcı politika söz konusuydu. islamcı örgütlerden bağımsız olarak kürtler bulundukları bölegelerde, diğer halklarla birilikte 3 adet kanton kurdular. sovyet de diyebiliriz. pkk ise bu bölgedeki halkı silahlandırdı ve halkın savunma güçlerini eğitmeye yardımcı oldu. kanton yöneticileri fikri bakımdan zaten eşitlik ve ortak yönetim ilkesini belirlemişler ve ortadoğu bölgesinde pratiği ilk kez uygulanacak olacak kanton yönetimini (türkiyede demokratik özerklik de benzeri bir söylemdir) hayata geçireceklerdi.
yani islamist cihatçı veya diktatör mevcut iktidardan farklı olarak demokratik bir yönetimi benimsemişler ve kadınları da eşit oranda bu yönetime katılmaya teşvik etmişlerdi.
kobani küçük bir yerleşim yeri olmasına rağmen 250bin kişinin yaşadığı ve son zamanlarda artan ışid baskılarından ötürü çevre ilçe ve köylerden de göç alarak büyüyen bir şehir olma yolundaydı.
kenti savunan halk savunma güçleri (ypg) savaşçılarının %40'ını (ypj) kadın savunma güçlerinden oluşması da olaya farklı bir boyut kazandırmaktadır.
uniter devletlerin ordularında bile görülmeyen bir kadın savaşçı katılımı doğal olarak batının da ilgisini çekti.
geldiğimiz noktada kürtlerin kamuoyu oluşturmak için yaptıkları eylemler de kobani'de yaşananları ve ışid'in nasıl bir bela olduğunu göstermesi bakımından kritik derecede önemli.
anlamadığım olaydır. amk 40 yıldır cebelleştiğimiz pkk lı itlere ışid saldırınca "biz teröristimizi kimseye siktirmeyiz, biz sikeriz" mantığıyla pkk ya yardım ediyoruz. amımıza koyim lan çok ayıp ediyoruz.
