birbirinden farklı oldukları ve aralarında sorun olduğu düşünülen terör örgütlerinin aslında aynı hedefe hizmet eden kardeş terör örgütleri olmalarıdır.
tanım kısmını geçtiğimize göre müsadenizle konuyu şöyle sohbet havasında, okuyucuyu da fazla da sıkmadan geniş geniş irdeleyelim. vakti zamanında açılım dedik bilmem ne dedik ve pkk'yı kendi ellerimizle silahlandırdık. Sonunda kalktı silahını bize doğrulttu ki bu aslında beklenen bir şeydi. sonra türkiye olaraktan kendimize yeni dostlar edindik, öso diye bir şey çıkmıştı. silahtı, cephaneydi, kimyasal silahtı, tıbbi yardımdı, maaştı derken elimizde avucumuzda devlet olarak ne varsa bu kardeşlere aktardık. Burada da niyetimiz bunların esad'a ve pkk'ya karşı savaşmalarını ummaktı. bir taraftan da çaktırmadan çaktırmadan götüm götüm ışid ve el kaideyi destekledik ama çaktırmadık yani, yandan yandan böyle. bunlar da esad'ı sıkıştırıyor diye sevindik. sonra bir bakıyoruz ki bu terör örgütlerinin aslında birbirinden bir farkı yok. ne zamandı o tee bir zaman önce hazreti isa'nın dili olan aramiceyi konuşan tek şehir olan malula'ya öso birlikleri saldırmaya başladı. şöyle hafızanızı tazeleyin, tazelenmiyorsqa at çöpe gitsin, google'dan filan da bakabilirsin. biz de o ara öso'ya destek veriyoruz, yani suriye özgürleşsin diye savaşan kamuflaj kıyafetli tıraşlı adamlara. Sonra bu adamlar malula'yı ele geçirdi. o da nesi, öso kılıklı adamlar gitti, yerlerine ışid kılıklı adamlar geçti. e hani kasabayı öso ele geçirmişti, öso filan ele geçirmimiş, ışid ele geçirmişti. peki biz kime yardım etmiştik? elbette ki ösoya. neyse işte ösoydu ışiddi derken kasabadaki kiliseden rahipleri papazları toplayıp kafasını kestiler, kim kesti tabi ışid kesti kim kesecek. sonrasında suriye ordusu kasabayı kurtarmak için saldırdığında, batı medyasında yine ösonun kente hakim olduğu ve suriye ordusuna karşı direndiği pompalandı, gene yardımlar ösoya, ışid ne oldu ışidi ne gören var ne de duyan, burda ışid filan yok bak herkes öso. sonra suriye ordusu kasabayı ışidin değil ösonun elinden geri aldı doğal olarak. sonra bir mesele de bu kobani hakkında oldu.
müsadenizle onu da kısaca özetlemek istiyorum, çok da vaktinizi alma taraftarı değilim. pyd köyleri dolaşarak "kaçın la kaçın ışid geliyor" yaygarası çıkarınca köylerdekiler köşe bucak türkiye'ye kaçmaya başladılar. yerlerine de pyd militanları yerleşti. ama her nasıl olduysa ışid kentin önemli bir kesimini ele geçirmeyi başardı. sonra pyd bir taraftan, ışid diğer taraftan kenti yerle bir ettiler. dikkatinizi çekmeyi istediğim nokta kobani kentinin savaştan önceki nüfusunun 600 bin olması, kente saldıran Işid teröristi sayısının ise yalnızca 2.500 oluşudur. evet anladınız olayı, eğer pyd yaygara koparıp "kaçın la kaçın" demeseydi ışid şehri sittin sene (sixteen ya da sitte sene) ele geçiremezdi. sonra oralar yerle bir olduktan sonra pyd şehri kendi kontrolüne aldı. biz şaşırmadık ama sizler de şaşırmayın diye bunu böyle açık açık yazıyorum.
şimdi de şu rakka meselesi olduğunda yine bu terör örgütlerinin kardeş oldukları anlaşıldı bir kez daha. suriye ordusu aylardır rakkayı ışid'den geri almaya çalışıyor. ama o da nesi, pyd daha önce davranıyor ve kente saldırdığını duyuruyor. aralarında amerikan askerleri var, türkmenler var, insan hayret ediyor gerçekten. biz devlet olarak kime yardım etmişsek, pyd'nin, ya da diğer adıyla pkk'nın kontrolü altında rakka şehrine saldırıyor.
bu olaylar olurken bizim mgk toplanıyor ve pkk'nın suriye kolu olan pyd'ye abd ve batı tarafından yapılan yardımlara üzüldüğünü ve pyd'nin avrupa'da temsilcilik açmasından duyduğu rahatsızlığı ifade ediyor. ve bu toplantılar yapılırken sınırdan hala daha öso, ahraru şam ve de türkmen gruplara yardımlar gidiyordu. yardımların içinde olan roketler kilise düşüyordu, sonra patlayıcılar da lazkiyede sivil katliamı olarak geri dönüş yaptı. rakka'yı pyd'nin alacağı zaten belli, rakka'da ışid'li kalmadı, ışid'liler lazkiye'ye geçerken, kurtarılmış bölgeyi pyd'ye bırakıyorlar. yok eğer katliam yapmak gerekseydi pyd korkup kaçar ve ışid hızlı şekilde kente girip halkın kafasını kıtır kıtır keserdi.
oyun budur, bu şekilde özetlenmiştir. kaynak olsun, bilmeyenler ve gelecek nesle aktarılsın diye burada böyle açık ve samimi şekilde kaleme alınmıştır.
