saddam'a ihanet edip ırak'ın abd tarafından işgal edilmesine sebep olan hainlerin cezalandırılmasıdır. bu abd işgali 5 milyon ıraklı arap ve türkmen'in ölümüne sebep olmuştur.
ışid bunun için var:
(ebu garip ceza evinde abdliler tarafından işkenceye uğrayan ıraklılar)
şiddettir. şiddet şiddeti doğurur. bu kadar basit. vay efendim islam böyleymiş, bütün müslümanları ortadan kaldırmak lazımmış... bunları söyleyerek yaptığınız tek şey, medyanın provokasyonlarına ne kadar açık olduğunuzu göstermektir.
"ee, ama abicim. her şey ortada işte, ışid bir taraftan, esad bir taraftan,taliban, el kaide, boko haram diğer taraflardan..."
yahu sevgili kardeşim, bir bak bakalım geçmişte kimler kilisenin provokasyonuna gelip asırlarca kan dökmüş? kimler barbarca saldırmış medeniyet görmüş topraklara? veya daha yakına gel bakalım. dünyada ilk atom bombasını siviller üzerinde kullanan da müslümanlar mıymış? ya da birinci ve ikinci cihan harplerini de müslümanlar mı çıkarmış?
ırakta şu an 20-25 yaş arası insanlar halepçe katliamı yaşandığında bebektiler. gözlerini saddam liderliğinde bir ırak'a açtı bu adamlar. sonra bombardımanlar eşliğinde amerikan askerleri geldi. kadınlara tecavüz ettiler, erkekler öldürüldü, milyon adedince sivil insan öldürüldü. her hafta bombalar patladı ırak'ın çeşitli şehirlerinde. çocuklar öldü. kadınlar öldü. yaşlılar öldü. insanlık öldü orada.
şimdi herkes ışidi konuşuyor. versay sonrası almanyanın yahudileri gibi, günah keçisi ilan edildi müslümanlar. sanki herkesin hafızası silindi iki günde. sanki ışidden önce ırak güllük gülistanlıktı.
elbette medya propaganda yapacak. elbette ışidin propagandasını da yapmayacak, abdnin propagandasını yapacak. sanki ıraka müdahalenin bu olayla hiç alakası yokmuş gibi anlatılacak. ama benim anlamadığım, bizim insanımızın bunu bu kodar kolay yutması. burnumuzun dibindeki gelişmeleri bu kadar at gözlüğüyle seyretmemiz.
allah ışidin belasını versin. orası ayrı. ama şöyle bir ortamda ışid ve türevi örgütlerin güç kazanmaması mümkün değildi zaten en baştan beri. böyle bir şey mucize olurdu. maalesef o mucize gerçekleşmedi. işte bu yüzden diyoruz, demokrasi ithal ya da ihraç edilebilen bir şey değildir diye. her ülkenin kendine has bir takım dinamikleri vardır. buna suni bir müdahalede bulunursanız elbette bunun bir sonucu olacaktır. oluyor da.
