Işid görünce göt korkusu ile yaşadığı toprağın kutsal simgesi türk bayrağını yakan standart ortalama kürttür. bunu yaparken keyif alırlar. bunların biraz iyi kürt versiyonu ambulans yakan kürt, atatürk heykelinin kafasını kesip boz veren kürt, iett motoloflayıp 16 yaşındaki genç kızların cayır cayır yanmasını izleyen kürttür.
not : kimse kusura bakmasın ben aksi bir şey hiç görmedim. ırakta Işid türkmen keserken, çin asyada türk keserken, ermenistan azerbeycanı işkal ederken, rum diyarında, balkanlarda türkler zulüm görürken bunların iyi bir şey yapmalarını bırakın, tek bir iyi cümle, iyi bir dilek ne siyasi kanatlarından ne sivil toplum kanadından duymadım görmedim.tam aksine ne yaptıklarını hep birlikte görüyoruz.
--spoiler--
"açık açık yazıyorum. geri zekalıya anlatır gibi anlatıyorum.
bak moron, bu dünyada üç tane koşul vardır. ya dost, ya düşman, ya da nötrsündür. bir kişiye, bir topluluğa ya da bir devlete karşı bu üç koşuldan bir tanesini seçebilirsin.
türkiye devleti geçmişte ırkına kötü muamele yaptığı için sen "özgür olmayı" (where is us air force diye ağlaşırken, ameriga gelsin bizi kurtarsın derken neren özgür olacaksa?!), dolayısıyla türk milleti'ne düşman olmayı, gerekirse onunla savaşmayı, halkını ve askerini öldürmeyi seçtin. kimse sana "neden düşmansın?" diye sormadı. kendince gerekçeler öne sürüp rasyonalize ettin ve harekete geçtin. 30 yıl boyunca bu yapılanların arkasına sığındın. öğretmen kaçırdın, doktor kaçırdın, yol kestin, bomba patlattın, mayın döşedin, roket attın. sadece askerine değil, siviline de saldırdın. molotof attın, okul yaktın, sivil öldürdün. bunu şu veya bu şekilde yaptın. kendince sebeplerin vardı. doğru mu, doğru. bir millete savaş ilan ettin.
en gerzek yapay zekaya sahip bir bilgisayar strateji oyununda bile bir devlete savaş ilan ettiğinde o da sana savaş ilan etmiş olur. sen bir devlete ve bir millete 30 yıl önce savaş ilan ettin. gerekçelerin ama haklıydı, ama haksızdı, bu başka bir tartışmanın konusu.
şimdi bu savaş ilan ettiğin devletin unsurları, milleti, insanı senin yanında olmuyor diye ağlamayacaksın, sızlanmayacaksın, aldığın kararların arkasında durup, ona göre hareket edeceksin.
en önemlisi de, "bizi desteklemiyorsanız islam devleti'ni destekliyorsunuz," şeklindeki algı yönetimini de bir kenara bırakacaksın.
yoksa senin o algı yönetiminin canına okurlar, aklın çıkar.
ne dedik, bir unsura karşı 3 seçimin vardır dedik. dost, düşman ya da nötr.
be algı yönetimine tükürdüğümün malı, herkes yüzlerce kez "size düşman olmamız islam devleti'yle dost olmamız anlamına gelmiyor, size de düşmanız, ona da düşmanız, yiyin birbirinizi," dediği halde hala ne halt yemeye "islam devleti'nin kürtleri kesmesine sevinen mallar, islam devleti gelip g.tünüzü kessin de görün," gibi, tıbbi zeka geriliği olan bir insanın bile kurmayacağı gerzeklikte bir cümleyi yüzlerce kez tekrar ediyorsun? bir de utanmadan "ulusalcılarla islamcılar kol kola olmuş," gibi daha da gerzek savlar öne sürüyorsun?
algın mı kıt, gerçekleri kabullenemiyor musun?
bundan sonrasını iyi oku. yoksa ayakkabı bağlamayı bile o zekayla nasıl başardığını merak etmeye başlayacağım.
recep tayyip erdoğan'ı ve akp'yi bu ülkenin başında görmek istemeyenler kim? chp'ye, mhp'ye ama isteyerek, ama mecbur kalarak oy verenler değil mi? öyle.
türkiye devleti'nde islam devleti'ni destekleyenler kim? recep tayyip erdoğan'ın liderliğini yaptığı akp değil mi? öyle.
türkiye devleti'nde "islam devleti öfkeyle bir araya gelmiş bir reaksiyondur," diyen kim? bu ülkenin başbakanı, ahmet davutoğlu, akp başkanı.
türkiye devleti'nin islam devleti'ne ama kamplar kurarak, ama silah göndererek, ama yardım yaparak destek verenler kim? akp.
peki, kritik soruya geliyorum.
recep tayyip erdoğan'ı ayakta alkışlayan kimdi? chp mi? mhp mi? yoksa selahattin demirtaş mıydı?
pkk ile masaya oturanlar kimlerdi? chp miydi? mhp miydi? yoksa akp ve recep tayyip erdoğan mıydı?
her seçimde kürt nüfusunun olduğu yerlerde bdp ile birlikte en çok oyu alan parti ve lideri kim? islam devleti'ni doğrudan ya da dolaylı destekleyen recep tayyip erdoğan, akp ve ahmet davutoğlu.
öcalan denen "kendi ağzıyla taşeron olduğunu" kabul eden ve videolarla bu belgelenen vasıfsızı "halk önderi" yapan sizler, öcalan muhattap alınıyor diye akp'ye kucak açmıyor musunuz? açıyorsunuz.
evet, sabaha kadar da inkar etseniz, 1999'da öcalan yakalandığında bitme noktasına gelmiştiniz. eylemleriniz durma noktasına gelmişti, psikolojik olarak çökmüştünüz, ne yapacağınızı kara kara düşünüyordunuz. ama sonra orospu bush 2001'de amerika'nın başına geçti, güzel bir tiyatroyla ikiz kuleler patlatıldı, ardından büyük ortadoğu projesi'nin devreye gireceği duyuruldu. türkiye'nin başına akp geçti, erdoğan "büyük ortadoğu projesi'nin eşbaşkanıyım," dedi. condoleezza rice denen diğer orospu 7 ağustos 2003'te "ortadoğu'da tam 22 ülkenin sınırları değişecek," açıklaması yaptı ve son 10 yıldır ortadoğu, belki de haçlı seferlerinden beri, hiç olmadığı kadar kana bulandı.
(türkiye dahil 22 ülkenin sınır ve rejimi değişecek)
şimdi buraya kadar beynin yanmadan okuyabildiysen, bundan sonra yazacaklarımı da okumayı becerebilirsin diye tahmin ediyorum.
masaya oturduğun, her türlü küstahlığı yaptığın halde ses çıkarmayan akp'nin kalkıp islam devleti'ni size karşı desteklemesi yüzünden devrelerinin yandıysa, bunun hesabını onlara soracaksın.
bu bir.
savaş ilan ettiğin, halkını katlettiğin devlet arkanda durmuyor diye, ağlayıp sızlanmayacaksın. yok biz savaş ilan etmemiştik diyorsan, o zaman terörist olduğunu kabul edeceksin. ya savaşırsın, ya terörize edersin. silahlı eylemlerin başka bir koşulu olmaz.
bu iki.
savaş ilan ettiğin ve sivillerine saldırdığın ülkenin halkı sana saldıran üçüncü bir unsura karşı seni desteklemiyorsa, bu o halk o unsuru destekliyor anlamına gelmez, bunu da kabul edip o gerzek algı yönetimini bir kenara bırakacaksın.
bu üç.
bir yola girdiniz, seçimler yaptınız, türkiye'ye işgalci dediniz ve düşman ilan ettiniz, silahlı eylemlere giriştiniz. öyleyse o seçiminizin arkasında durun. yavşak gibi de sızlanmayı bırakın.
biraz karakterli olun lan.
ama siz ancak savaş kurallarına uyan, insani kurallara uyan türkiye devleti'ni, ordusunu ve halkını tehdit etmeyi bilirsiniz.
(1 ekim 2014 abdullah öcalan açıklaması)
(kobane düşerse süreç biter)
şimdi bu düşüncede olan sizler hümanist, insancıl, demokrat, vicdanlı ve barışçılsınız; bombalarla, molotoflarla, roketlerle tehdit ettiğiniz ben, yanınızda savaşmıyorum diye faşistim öyle mi?
sizin ben karakterinize tüküreyim. vicdanınızı tüküreyim.
1. ben ırkçı değilim. tam aksine, bir insanın ırkını biyolojik, genetik ve fizyolojik faktörler ve özellikler haricinde zerre kadar önemsemiyorum. ama ben bana düşman olanları önemsiyorum. ben insanların seçimler yaptıkları zaman, bu seçimlerin sonuçlarıyla yaşaması gerektiğini savunuyorum. diyarbakır cezaevi'nde işlenen suçları ben işlemedim, insanlara bok yediren ben değildim, dilleri yasaklayan veya o dillerle şarkı söylüyor diye insanları linç eden de ben olmadım, kart kurt sesler çıkararak yürüyen dağ türkü savını ben uydurmadım, kontr-gerilla operasyonlarına katılmadım, hiçbir ırka yönelik harekette maddi ya da manevi yer almadım.
ben sadece bu saydığım ve benim sorumlu olmadığım konular yüzünden bana düşman olmayı seçen, beni öldürmeye karar veren insanların yanında olmamayı seçtim. "tıpkı ben onlarla aynı dini görüşü veya inancı paylaşmıyorum diye benim kafamı kesmek isteyenlerin yanında olmamayı seçtiğim gibi." faşizm susma zorunluluğu değil, söyleme mecburiyetidir diyor, ancak "birilerini" desteklemiyor diye insanlara faşist, ırkçı, gerici, hain gibi yaftalar yapıştırıp kendi fikirlerinize yandaş arıyorsunuz. çünkü fikirlerinizi tek başına savunamayacak kadar korkak, fikirlerinizin ve seçimlerinizin sonuçlarıyla yüzleşemeyecek kadar zayıfsınız.
2. işbu yazının çok paylaşıldığını söyleyenler oldu. ben de hiçbir baskı ya da telkin olmadan bazı küfürleri sansürledim. hepsini değil. bazılarının durması gerekiyor."
kaynak : https://eksisozluk.com/entry/46076646
yazar : melankolik koala
--spoiler--
