sözlükte bir başlıkta görülen dumur ötesi gizli bkz. istavroz çıkaran sivas ta otel yakmaz evet ama almanya da milyonlarca yahudi yi öldürür. ırak da 5 yılda 1,5 milyon masum halkı katleder. 18.yy dan itibaren afrika da milyonlarca insanı (evet abartmıyorum milyonlarca insanı) katleder ya da köle olarak kendi ülkelerine insangücü olarak taşır. evet, istavroz çıkartan bunları yapabilir ama sivas ta otel yakmıyor diye el üstünde tutulur.
açıkça söylenenemiş, sözlüğe saklanmış bir düşüncecik.
biz onların içine şeytan girdi diye hastaları yaktığı zamanı da biliriz. o zamanlar sivas'ta, divriği ulu camii şifahanesinde tedavi ediyorduk biz hastaları, su sesiyle...
Yok, medeniyetimizin zirvesi osmanoğulları değil, selçuklu bölgenin hakim gücü ama...
mengücekler o işi yapan...
yani ağam demem o ki; daha çok istavroz çıkarmanız lazım...
bilinmezki, belkide istavroz çıkaran asıl sivas ta "otel" yakandır. Niye açıkca söyleyemiyoruz ki orada yanan otel değil insanlardır. otel denince bir hafifletme gayesi hissiyatı oluşuyor bende.
geçtiğimiz günlerde bir televizyon programında tanınmış simalardan biri şöyle diyordu; " sivas operasyonunun arkasında alman gizli servisi var." spiker şok bir vaziyette tekrar sorar, " siz sivası yaratanların almanlar olduğunumu düşünüyorsunuz?" yanıt; " evet sivas olaylarını alman gizli servisi yapmıştır." yayına hemen bu noktada müdahale gelir ve konu başka bir mecraya kaydırılır.
problem, burada dış müdahale ve oyunlarmı? yoksa bizim buna müsait hale getirilen toplumsal karakteristiğimizmi?
bir vahimlik örneği daha, biz insan yakarız ama daha insancılız. pardon, bütün bunlar bana şaka gibi geliyor. şaka değilse oturup ağlamalıyım diyorum.
anlaşılıyor ki insanlar, vahşetleri yaşamadan vahşeti anlayamayacaklar. sadece çorum da gördüğüm bir manzarayı anımsatayım, yanmış bir traktör remorku, içinde yanlış hatırlamıyorsam yanmış 4-5 ceset. bunlar a köylüler ve sırf a köylüsü oldukları için yakılmışlar. cesetlerden bir tanesi kadın ve hamile. bir diğeri çocuk.
siz insanlığın hangi noktada bittiğine şahit olmadığınız için hafif yazabilir, ağzınıza gelenide söyleyebilirsiniz. fakat yaşadıklarımla insanlık hakkında bir şey yazarken 10 kez düşünmeyi kendime ödev hatta prensip yapmışım.
ne başındaki takkesine, ne koynundaki haç'a, ne çektiği 33 lük tespihe ne de çıkardığı istavroz'a bakarım, hele dillerine hiç.
yüreklerinin kulakları sağır olmuşlar, ne gönül gözüyle ne de başka bir şeyle insanlığın erdemini içselleştiremezler. gördüğünüz ve gösterilen şey sadece bir yanılsamadır.