bu cok zor bi seçim olurdu.
charles bukowski'yi alırdım. alkol eşliğinde yaşadıklarını dinlerdim onun. konuşur anlatırdı.
boris vian'i alırdım, fütursuz fon müziği..
son olarak da dante alighieri'yi alırdım. sonsuz aşkı beatrice'yi ararken cehennemin her odasını gezerdim onunla da.
valla acayip ünlüsünüz ya sizi kaçırıp ıssız bir adaya atacaklar sonra 3 yazar seç veya 3 şey seç diyecekler. öyle bir dünya olsa ne güzel olurdu ha.
yazarlar bir işime yaramayacağı için birisini yemek için kötü birini alırım, bir tane moralci yazar alırdım, bir de entelektüel bir yazar alırdım bitkiler hakkında bir şey bilirdir belki.
benim nickimi yazmayanları tebrik ediyorum. niçün derseniz ; beni alan yazarı çalıştırırım paso. ıssız ada yan gelip yatma yeri değil. hem benim ıssız adaya düşmeme sebep olacak hem bana faydası olmayacak hep ben güldüreceğim eğlendireceğim hayatta tutacağım. yok öyle. benimle beraber çağrılan 2 yazardan etli butlu olanını pişirip yeriz acıktıkça. ötekisinin akıbeti şimdilik meçhul. erkek ise farklı olur kadın ise farklı olur.