sabahtan beri süren kar yağışının zaman zaman yağmura çevirse de beyazlara bürüdüğü şehir olmuştur. kar yağışı sırasında pek de görülmeyen bir durum olan gök gürültüsü biraz tırsmamıza sebep olsa da dışarıdaki manzara gerçekten izlemeye değerdir.
her şeyin isminin süleyman demirel'le başladığını düşündüğüm ve duyduğum il.
süleyman demirel anadolu lisesi,üniversitesi,ilköğretim okulu,havaalanı,meydanı,bakkalı,ıvırı zıvırı...
ayrıca geçtiğimiz yıl içerisinde ülkemizde nüfusu en çok artan iller arasındadır. nedenini çözemedim hala.
ısparta...
köy görünümünde, gülden başka birşeyi olmayan bu yüzden kafanızı çevirdiğiniz her yerde gül suyu, sabunu, tesbihi* satılan, hadi onu geçtim pembe rengin mide bulandıracak şekilde bol kullanıldığı bir şehirdir. mimar sinan caddesi dışında başka caddesi yoktur imajı verir ki ne kadar lokanta, kafe vs. varsa ordadır. sabah çıkarsınız bi bakmışsınız ki 3 saat geçmiş, aynı yerde turluyorsunuz; resmen tavaf ediyorsunuz. o kadar küçüktür yani. kısacası sevimsizdir bir de üstüne sevgili orada askerdeyse nefret edilecek boyuta gelir sevimsizliği...
turk kizlarinin genel arizasi olan kendini bir bok sanma rahatsizligi ispartanin kizlarinda -gosterilen ac ilgiden olsa gerek- daha da belirgindir.trey parker'in dedigi gibi, yaslari 30-40'a gelmeden evvel islak bir havuctan bile daha degerli olmadiklarini kavrayamazlar.
afyon istikametinden şehre geliyorsanız, keçiborlu ilçesini geçtiksen biraz sonra sağda süleyman demirel havalimanı karşılar önce sizi. hemen ardından gelen süleyman demirel organize sanayi bölgesi tebessüm eder ve iyice yaklaşırsınız artık. az ileride solda süleyman demirel'in kardeşi şevket demirel'e ait çimento fabrikası dumanlarını hemen çaprazında bulunun süleyman demirel hatıra ormanına bırakmaktadır. bir adım daha yaklaşılmıştır şehre. şehrin giriş tabeleasından önce süleyman demirel botanik parkını görürsünüz öylece. akabinde o meşhur süleyman demirel üniversitesi kol açar size adeta bağrına basmak istercesine. üniversiteti geçince süleyman demirel bulvarına girersiniz şehir mekezine gitmek için. bulvarın sonunda artık merkezdesinizdir ve az ileride elinde şapkasıyla bir süleyman demirel heykeli sizi beklemektedir. işte burası ısparta'nın ta kendisidir.
Süleyman demirelin isimleri ve kendi ailesine ait birkaç fabrika haricinde doğru dürüst elle tutulur bir sanayisi olmayan,olanında kapanma durumunda (örnek:ısparta mensucat zamanında 1500 kişi çalışır bir onun 3 katı kadar insanda ekmek yerdi) gelişememiş, işsizliğin yoğun olduğu, esnafın da dışardan gelenlere (memur,asker,öğrenci)bel bağladığı bir şehir.
Halkı genellikle sessiz sakin yaratılışlıdır. Ama iti it, çakalı çakladır da,her yerde olduğu gibi.Tutucudur eski köye yeni adetleri sevmez bu yüzden dışardan gelenler bocalar.Tutucudur tuttukları adamı ağızlarına sıçsada bırakmazlar. Tutucudurlar peçeli kadınlar ve kumaş şalvar pantolon giymiş erkekleri ki bunun dinin gereği olduğunu savunurlar, görebilirsiniz. Tutucudurlar başı türbanlı (kıçında ve üstünde daracık kot ve bluz) kızların Kovada gölü kenarında sevgililerinin dudaklarına asılıp tuttuklarını görürsünüz. Tutucudurlar borç para istediğinizde yada kirayı ödemeyi unuttuğunuzda zamk gibi tutunurlar.
Lokantalarında pek güzel yemek bulamazsınız eh işte karın doyurmak için idare eder cinsindendir. Ferah lokantasında tandır kebabı, kebabçı kadirde şiş köftesi meşhurdur bir de üzüm hoşafını buralarda içebilirsiniz.Eğer manzaraya karşı yemek yemek isterseniz kervansaray lokantası bulunmaktadır.Eğirdir gölünde balık ve rakı güzel olur ama dönüş yolunda trafik kontrolu vardır.
Tek yiyemediğim düğün yemekleridir, aslında çok severim ama yemeğin veriliş saati sabah 10 ve öğlen sıcağının başladığı saat olduğu için çorba,kuru fasulye ve aslı etli soğanlı pilav olan kabune ve arkasından irmik helvası.Bu yemekler büyük masaların ortasına konur ve herkes çalakaşık saldırır.Şansınıza beraber yediğiniz insanlar temiz insanlarsa yersiniz ama pasaklı pis şapır şupurlarsa size afiyet olsun ben almayım dersiniz.Kına gecesi ve düğünler sokak ortasında yapılır sabırlıysanız gece 12 de biter.
ince A (Â)özürlüdürler kâtip,kâğıt,dükkân diyemezler katip,kağıt dükkan derler.
Dişlerindeki koyu sarı renk sudan kaynaklıdır,yoğun bakım gerektirir.Türkiyede de kim adam gibi diş fırçalar diş hekimine giderki benim Ispartalım gitsin.
Tüm olumsuzluklarına rağmen ki her yerin vardır az yada çok güzel, sesiz sakin kendi halinde bir ilimizdir gitmesekte, gidemesekte,görmesekte,göremesekte o il bizim ilimizdir. Türkiyede gidip enaz 6 ay yaşadığım 14 ilin içinde beğendiğim sayılı illerden biridir. 8 yılın ardından özlediğim bir yerdir.
şerefsizlerin kol gezdiği bir şehirdir.
öğrenciler olmasa siz köpekler birbirinizi yersiniz...
--spoiler--
Anma yapmak isteyen öğrencilere sivil faşisler ve polis saldırdı, 3 yaralı 50 gözaltı
Isparta (10.05.2009)- DGH, DTP ve SDP üyelerince yapılmak istenen anmaya sivil faşistler ve polis saldırdı. Saldırıda 3 kişi yaralanırken, 50 kişi gözaltına alındı.
Demokratik Gençlek Hareketi (DGH), Demokratik Toplum Partisi (DTP) ve Sosyalist Demokrasi Partisi (SDP)'nin ortak yapmak istediği anma yürüyüşüne sivil faşitler ve polis saldırdı. Deniz Gezmiş, Hüseyin inan ve Yusuf Aslan'ın katledilişinin yıl dönümünde yapılmak istenen anmaya yaklaşık bin kişilik bir grupla saldıran sivil faşistler 3 kişiyi yaraladı. Basın açıklamasının gerçekleştirileceği yerde toplanarak anma yürüyüşü yapmak isteyen gruba tekbir getirerek taş ve sopalarla saldıran sivil faşistlerin saldırısını polis seyretmekle yetindi.
Polis yine faşist saldırganları korudu
Saldırıda yaralanan 3 kişi Isparta Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Saldırıların ardından faşist grubu olay yerinden uzaklaştıran polis gözaltıları ise saldırıya uğrayanlardan yaptı. Polis, anma yürüyüşü yapmak isteyen DTP, DGH ve SDP üyelerinden 50 kişiyi gözaltına aldı. Aralarında yaralılarında bulunduğu gözaltıların ise Gülistan Polis Karakolu'nda tutulduğu öğrenildi.
--spoiler--
