ısmet inönü nün ingilizlere döşediği boru

entry4 galeri0
    1.
  1. Ajanı olduğu iddia edilen inönü nün ingilizlere döşediği borudur.

    Not:ingilizlere yakın siyaseti 2.dünya savaşı bittikten sonra tamamen bitmiştir artık abd ye yakın bir siyaset gütmüştür.

    https://www.google.com/am...syon-bulusmasinin-74-yili

    --spoiler--

    inönü ve Churchill

    ismet inönü ikinci dünya savaşından sonra yapılan seçimleri kaybetmiş, ülkesinin idaresini Adnan Menderes’e bırakmıştı. Bütün dünyadan özellikle batılı ülkelerden Menderes’e tebrikler yağıyordu.

    Londra’nın başka bir köşesinde ise farklı bir mektup hazırlanıyordu. Kurt politikacı Winston Churchill içten içe kızgın olduğu inönü’ye “ geçmiş olsun” mektubu yazıyordu. Müstehzi bir yüz ifadesi ile yazdığı bu mektupta mutluluğunu gizlemeye çalışırken ince ince dokundurmalardan da geri kalmıyordu.

    O günlerde Churchill yeni bir asistan almıştı. Çok zeki olmasına rağmen aşırı heyecanlı ve toy bir delikanlıydı. Kıramayacağı nüfuzlu bir arkadaşının referansını dikkate almak zorunda kalmıştı. Ve arkadaşını kıramadığı için doğrusu bu çocuğa katlanıyordu.

    Oda Londra gibi kasvetli ve alacakaranlıktı. Pencereden sızan ışık yetersiz olduğu için masada küçük bir lamba yanıyordu. Odanın masadan uzak bir köşesinde deri berjere oturmuş, ayaklarını da tabureye uzatmış olan Churchill’in bir elinde konyak kadehi diğer elinde purosu vardı. Büyük bir başarı kazanmış gibi gururlu ve mutluydu. Çünkü seçimlerde başarısız olan inönü’ye mektup yazıyordu. Onun için bundan daha bahtiyarlık veren bir şey olabilir miydi?

    Genç asistan masada oturmuş Churchill’in söylediklerini not ediyordu. Arada yazdırdıklarından ne demek istediğini soruyordu. Churchill’de her seferinde sabırla cevaplıyordu. Aslında genel tavrı bu değildi. Hayatında genç bir eleman yetiştirmek gibi bir hedefi yoktu. Ama burada durum farklıydı. Genç asistanın her sorusundan sonra inönü'nün başarısızlığını ballandıra ballandıra anlatma fırsatı doğuyordu.

    Bir ara asistan Churchill’e, inönü’ye alttan alta bu kadar kızgın olmasının sebebini sordu:
    - Biten dünya savaşında yüzbinlerce ingiliz evladı öldü. Bunların yerine Türk askerini sürmek istedik. Ama inönü’ye ne söylediysek kabul ettiremedik. Aldığı savaş tedbirleri yüzünden siyaseten intihar etmesine rağmen bizim isteklerimize riayet etmedi. Halbuki bizim ona yapacağımız iyiliğin sonu yoktu. Türkler inatlaşmayıp 18. Yüzyıldan beri ingiliz politikalarını hakkıyla benimsemiş olsalardı bu kadar ingiliz vatandaşı ve sömürgelerden gelen insanın ölümüne mani olabilirlerdi.
    - Ama sonuçta bu savaşlar para için yapılmadı mı?
    - Bu para ingiltere’nin refahı için kullanılacak kutsal bir paraydı.
    - Efendim onlar da kendi bağımsızlıklarını düşünüyor olamazlar mı?
    - Bak evlat Gelibolu’dan beri Türkler ingiliz politikalarını engellediler ve çok büyük maddi manevi zararlara sebep oldular. Onların başlattıkları bağımsızlık ruhu Birleşik Krallık içindeki Hindistan ve Çin gibi bizim çok önemli sömürgelerimizi kaybetmemize sebep oldu. Şimdiye kadar Atatürk’ün ortaya attığı bu bağımsızlık saçmalığı yüzünden milyarlarca sterlin kaybettik. Bu idealden Latin Amerika, Uzak Doğu, Kuzey Afrika tabii ki koca Çin ve Hindistan da etkilendi. Bunun bizim için ne demek olduğunu anlayabiliyor musun?

    Genç asistan özgürlüklerin öneminden bahsedecek oldu. Churchill sinirlenerek elini “daha fazla saçmalama” der gibi salladı.

    Tabii ki bunun bir bedeli olacaktı. Belki de bu bedeli, inönü ödemeye başladı. Bundan sonra
    Türkler ekonomik kalkınmaları için bağımsızlıklarından ödün vermek zorunda kalacaklar. ikisini birden elde edemeyeceklerdir. Sonra içini dökmüş de rahatlamış gibi mektubu yazdırmaya devam etti. Bu sırada asistan bir soru ile mektubu tekrar böldü:
    - Efendim aslında inönü’nün yaptığı ne kadar büyük fedakarlık değil mi? Kendisini ülkesi için feda etmiş olmuyor mu?
    - Evet görüntüde öyle. Peki şimdi ne oldu? inönü, ingiltere’ye karşı diplomatik bir savaş mı kazandı? işte iktidar değişti. Üstelik başa Menderes geldi. Batıya karşı böyle bir zafer olur mu? Bak bütün batılı ülkelerin parlamentolarının kulislerinde Menderes döneminde doğacak imkanlar konuşuluyor. inönü de güya zaferi ile ve bağımsızlık için verdiği mücadelelerin hatıraları ile avunsun.
    Dedi ve devam etti. “Oku bakalım şu yazdıklarını”

    Hemen efendim dedi ve okumaya başladı genç asistan.

    “ General inönü’ye,
    Aziz Generalim,
    Her ne kadar benim Türk politika işlerine karışmam doğru olmayabilirse de Türkiye’nin mukadderatına riyaset ettiğiniz uzun devrenin kapanmış olduğunu şahsen büyük bir teessür duyarak okumuş bulunuyorum.
    Bana öyle geliyor ki tarih, General olarak kazandığınız zaferlerden başka, Türk Cumhuriyeti’ni ikinci Cihan Harbi’nin vahim tehlikeleri içinden nasıl sıyırıp geçirdiğinizi ve aynı zamanda Mustafa Kemal tarafından sert mücadelelerle kurulmuş olan liberal ve müterakki hükümet sistemini nasıl muhafaza ettiğinizi hayranlıkla kaydedecektir.
    Dostça ve zevkli olan mülakatımızı daima hatırlarım ve politika sahnesinden şimdiki çekilişinizde size en iyi dileklerimi yollarım.
    Winston S. Churchill”

    Okuması bittikten sonra genç asistan: “ Efendim nereden bakarsanız bakın satır aralarında teessür değil büyük bir mutluluk duygusu algılıyorum” dedi.

    31 Mayıs 1950 tarihli kısa bir anı anlatım.

    Esenlikler dilerim.

    Algılar ve Olgular
    Mehmet Yılmaz
    algilarolgular@gmail.com

    --spoiler--

    http://ozgural.blogcu.com...n-ilginc-bir-olay/5073777

    Daha da kanıt isteyen olursa ekleriz. Politikaları yeri geldi doğru yeri gel de yanlıştı ama ingilizlere karşı türk milletinin onurunu dik bir şekilde savunmak için çabalamıştır.

    Not: Ayrıca Atatürk 'ün atadığı hükümete karşı darbe yapıp, basa geçmiştir bu bağlamda türkiye cumhuriyeti tarihinin her ne kadar resmi tarihte geçmese de ilk darbesini inönü yapmıştır, bu atatürk ike arasındaki dostluğu zedelemiştir. Yine de başbakanlığı döneminde ingilizlere boyun egdirmemis sscb ye de hiç guvenmemistir.
    1 ...
  2. 2.
  3. Herşeyden önce inönü bir diplomattır. Bir dönem avrupada kalmış, avrupanın gerçek yüzünü görmüş, yüzümüze gülmelerinin arkasındaki gerçek niyetlerini idrak edebilecek siyasi ferasete sahip kurt bir politik kişidir. Devrin zorlu şartları dikkate alındığında uyguladığu kurnaz siyasete bakıldığında bu açıkça görülür. bizim milletimizin en kötü idarecisi bile ingilizleri sevmez. Merak etmeyin ingilizler de bizi sevmez. Kuyruk acıları var. Çanakkale ve kutul amare.
    2 ...
  4. 3.
  5. 4.
  6. Bugun bunu okumazsan yarin baskalarinin yazdiklarini duya duya yanlis ogreneceksin.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük