Kesinlikle ihanet, melanet, kehanettir.(Kehanet dememin sebebi ikisine uyumlu olsun diye) neyse biz konumuza dönelim. Ben bu anı hep misafirlikte yasardım. Hele ki kış aylarında ekseri yasardım ama bir yöntem buldum arkadaşlar kulak verin;
Misafirliğe gidilir ahh ayağım uyustu üşüyor yenge bana terlik versene denilir, istenir. sonrası çorap söküğü tuvalet terliginin üzerine ev terliği giyilir ve bingo. Bir taşla iki kuş. Kesinlikle deneyin.
ben önceki hayatımda bir kedi olduğumu düşünüyorum. genel olarak suyla temastan hoşlanmıyorum. özellikle kupkuru ve sıcacık turlar atarken herhangi bir patimin ucuna bir ıslaklık ve soğukluk gelince kısa devre oluyor şartellerimde. o kısa devre anında ben ben olmuyorum, o yüzden herkes eve girdim mi terlik fırlatır bana, al şunları giy ciyaklamadan diye.
add it: nerede minicik bir su damlası var, benim sıcacık çoraplı ayacıklarımı bulur. kuyu bulmaya mı gitsem.
en büyük kabus en korkunç şey umursuzluk mutsuzluğu aşmış ermiş olma anıdır. o andan sonra size ulaşan düşünce beraberinde yüceliği getiri ilyadadan musa dağına kadar tüm evrenin gerçeğini hakikatini çözmenizi sağlar.
teşekkürler ıslak terlik.
edit: yazdıktan sonra başıyla sonunun uyumsuzluğunu fark ettim ama değiştirmeme kanaatındeyim.
hayatınızın film şeridi gibi gözlerinizin önünden geçmesine neden olacaktır. zira "çorabın nerede kurutulacağı", "başka çorabın nerden bulunacağı", "ıslanmış çorabın ne vakit giyildiği" ve "kirli sepetine atmak için çok mu erken olduğu".. gibi pek çok gereksiz soruyu beraberinde aklınızdan geçirtecektir.