yıllarıdır ön yargıyla yaklaştığım geçen haftalarda bir tane yeyip hayran kaldığım şekilsiz yiyecek. ama lanet olsun ki çok güzeldi lan. ve ben hayatımda bundan sadece bir tane yedim.
karın doyurmak için yenilecek birşey değildir çoğu zaman. rakının üstüne içilen biranın verdiği haz gibidir. nasıl ki rakı sonrası bira ile cila yapılıyorsa, bira sonrası da ıslak hamburgerin pek bir farkı yoktur.
eğer yedikten sonra sevgilinizle buluşacaksanız ayrılık sebebidir. içerdiği yoğun soğan, sarımsak ve baharatlar ile ağzınızı kokutur. ne zaman ıslak hamburger yesem ertesi gün bile ağzıma kokusu gelir. dikkatli tüketmek lazım.
senede birkaç kere istanbul'a gidip istiklal'e çıkan bünyem için kızılkayalarda yemeden olmaz yiyecek fakat yaz sıcağında, alkolsüz mideye çekilmiyormuş iki tanede tıkandım.
istiklal de fast food zincirlerinden birinin yoğun olduğu bir gün. kasiyer siparişleri hazırladıktan sonra elindeki 3 hamburgeri müşteriye vermek üzere uzatırken kasanın yanında bulunan sosislerin piçtiği kazana düşürür. şef 3 hamburgerin heba olmasına kızarak;
"arif bunları sen yiyeceksin" der. arif'in eli mahkum. arif heba olan 3 hamburgeri yer ve yediği kuru hamburgerlerden daha güzel olduğuna kanaat getirir. sonraları arif her zaman hamburgerlerini o kazana batırmaya başlar. bir gün iş arkadaşı kenan'a yakalanır.
kenan; " ne yapıyorsun lan?" diye sorar. "oğlum bunlar çok kuru, ıslatıyorum çok da güzel oluyor" diye cevap verir. kenan'da denemek ister ve kenan'da bayılır. böyle böyle işletme de yayılır ıslatılmış hamburgerler. çalışanlar(şef dahil) hepsi ıslatılmış hamburgerleri yemeye başlarlar. bir gün şefin 3 yakın arkadaşı yemek yemeye gelir, şef "aa bak size bu sefer farklı bir şey ikram edeceğim" diyerek bu hamburgerlerden verir. onları gören eda isimli müşteri, "bunlar farklı bir şeye benziyor bende bu hamburgerden istiyorum" der. ikincisini, üçüncüsünü isteyince, şef bir tabela hazırlatır.