yazı yazmasını bilmeyenlerin ayak izi bırakmak suretiyle müdahil olabildikleri eylem.
hangi dökülmüş ıslak beton vardır ki, bir ayak izi olmasın.
Ayrıca yazı yazmaya müsait her boş alana, "seni seviyorum ayşeeeee", "ya benimsin ya toprağın" vb. tarz yazılarla edebiyat parçalama ustası bir toplumun, okuma yazma oranındaki düşüklükte ironilerin en büyüğüdür kanımca.
tipik türk davranışlarındandır işin en komik yanı ise kişinin ismini yazdıktan sonra bir süre ellerini göğsünde kavuşturup betonun tepesinde beklemesi ve olmuş mu diye bakmasıdır. **
afedersiniz ama kimsenin umrunda olmayan olaydır. örneğin bazen bende karşılaşıyorum betonlardaki yazılanlarla ama hiç bir zaman '' oooo, vay be, şu tarihte burdan x şahıslı eleman geçmiş, anısı büyük olmalı'' diye düşünmedim. kanımca zemini kirletmekten başka bir işe yaramayan eylem.
bu olay genellikle yeni dökülen betona adının baş harfini ya da sevdiceğinin adını yazmak, hiç olmadı bir defa abanarak basıp ayak izini çıkarmak şeklinde tezahür eder. hatta abartıp birkaç adım yürüyenler de var. nasıl bir keyiftir bu? neden zevk alır bir insan evladı bundan? isimler elimde, deşifre etmek istemiyorum.
beton dökülen bölgenin sahibi abiye yakalanmamanız lazım, tokat atıyor namussuz, sonrası malum beş metre koşup taş atmaya başlıyorsunuz sonra ağlamaya , koşa koşa mahallenin saygıdeğer abilerinin yanına gidiyorsunuz eee sekiz yaşında bir çocuk gelip ' manav osman bana tokat attı recep amcaaa üüüü' derse recep amca dayanamaz kalkar yerinden arkasından 15 kişi daha ayaklanır, hadi bakalım kan çıktı en iyisimi beton sizin değilse iz falan bırakmayın .
betonun etrafına bir uyarı olarak taş konulması sonucu, anlaşılması güç bir belediye çalışmasına güzelim ayakkabıyı feda etmekde olabilir. insan biraz düşünürse yeni dökülen bir betonun nasıl korunması gerektiğini bilemeyen belediye işçilerinin kafasına göre takıldıkları işlem sonunda, karşılaşılan tarihi eserlerdir. Yağmurda suyla dolarsa caddeye efekt'de verir. Kasti basanlara denecek laf olamaz tabiki.
şanslıysanız ve tesadüfen 70'li yıllarda yazılanları okursanız gerçekten de ne kadar değerli şeyler olduğnu anlayacaksınız. o zamanlar moda olan ahmet, mehmet yazmak değil, kendi davaları olan insanların ileriye ne kadar umutla baktıklarını göreceksiniz. ancak herşey 12 eylül ile yerle bir olmuştur. günümüze o günlerden kalan ise insanların hayalleri, umutları, özlemleridir. ama netekim o günlerden kalan sadece ıslak betonlara yazılan sözlerdir.
(bkz: ben bugün bunu gördüm)