bebekler üzerinde deney yapıyorlar. bebekler farklı olandan kaçınarak kendisine yakın olan oyuncağı seçiyor. bu bizim temel hayatta kalma iç güdümüz. bize benzer olanlar içinde kendimizi 'güvende' benzer olmayanların yanında ise 'hayatımızı tehlikede' gibi hissediyoruz. mesela yabancı bir ülkeye gidin, bütün zihin becerileriniz üst seviyeye çıkar... neden? çünkü tanıdık olmayan bir mekan ve insanlar... beyniniz alarma geçer... tehlike her yerden gelebilir çünkü... bu korku hali zihninizi geliştirir aynı zamanda. hayatta kalma endişeniz zekanızı üst seviyede kullanmanızı sağlar. o nedenle bir ülkenin göçmenleri yerel halktan her zaman daha zeki ve başarılı olurlar. zekanızın artmasını istiyorsanız mutlaka bir yerlere göç edin (ülke içinde, ülke dışına, onu yapamıyorsanız başka bir mahalleye... aynı yerde sürekli kalmak zihni köreltir)
ırkçılığın kökeninde 'korku" var. beyaz olan, siyah olan, esmer olan, çekik gözlü olan.. artık her neyse ve kimse size benzemiyorsa ondan korkuyorsunuz. çünkü hayatınız tehlikede olabilir, her türlü kötülük o size 'benzemeyen' insandan gelebilir. bu korkunun geçmesinin tek yolu iletişim kurmak, bol bol gezmek ve farklı kültürler tanımaktır. tek ilaç bu, tek çaresi bu. ömür boyu aynı yerde yaşadıysanız kalıcı bir ırkçılık hastalığına yakalanırsınız.
eşitliğe ve iyi bir insan olmanın ten renginin her zaman önünde olduğuna inanan herkesin reddedeceği iddia. bir insanın ten rengi ona farklı ten rengine sahip birine şiddet uygulama ve tepeden bakma hakkını asla veremex. kimsenin buna hakkı yoktur ve olamaz.
puding gibi kımıl kımıl sallanan deri, et, kemik, yağ yığınıyız biz!
jölemsi, jelatinimsi iğrenç göz yuvarlarıyla, vantuz gibi uzanan iğrenç parmaklarla, dışkılayan, kokan, çürüyen iğrenç bir bedenle sonsuzluğun s sini bile hak etmeyecek ölçüde ilkeliz! vahşiyiz! şeytanın tillahıyız biz!
eğer bir kurtuluş tesellisi arıyorsanız, üzgünüm, üzgünüm, ne maddi bedeninizle dirilip sonsuza dek şehvet içinde yüzeceğiniz bir derya sizi bekliyor! ne de kurtuluş dediğiniz şey, maddi dirilişle tanımlanabilecek bir şey!
hapsolduğumuz bu bedenle, en aşağılık mahlukuz biz!
yeryüzünün en alçak, en gaddar, en ceberrut, en vahşi, en sadist yaratığıyız!
et ve kan yığınından başka hiçbir bok olmadığınız gerçeğiyle bir an önce yüzleşin ve bedeninizden arınmaya çalışın, hiçliğin bir parçası olmayı her şeyden daha çok arzulayarak!
george soros, karl popper, ayn rand ve açık toplum vakfından (kitabı daha meşhur! ) araklanmış sikimsonik aforizmalarla içinde yaşadığımız dünyanın en ufak bir irtibatı dahi yok.
ırkçılığın sebebi, insan toplumları arasındaki kültürel gelişmişlik farkıdır. bu hakikat, her şeyi siyah ve beyaz olarak algılayan gerzek islamcı liberallerin ve globalistlerin kavrayamayacağı kadar geniş bir spektruma yayılmış vaziyette!
insanları palalarla doğrayıp iç organlarını tuz ve çeşitli baharatlarla tatlandıranların kahır ekseriye zencilerden müteşekkil oluşu, toplu tecavüz ve aile içi ensestte çingene hint toplumununun ipi göğüslemesi tesadüf mü sizce?
Yaşanılan ülkeye bulunan ortama göre değişir.
Bulunduğunuz yerde ırkçılık hakimse sizin ırkçı olmamanız teorik olarak doğru bir şey gibi olsa da gerçekte yanlıştır ve salaklıktır.