iki cihan bir araya gelse asla hoşgörü göstermeyeceğim şeydir.Dünyada artık saf ırkın kalmadığı düşünülecek olursa bunu savunan hayvanımsıların neyi kanıtlamaya çalıştıkları muammadır.
tarih, ırkçılığı geçtiğimiz çağda doğurdu. arthur de gobineau'nun ünlü yapıtı "l'essai sur inégalité des races humain" (ırkların eşitsizliği üzerine) 1853-1855 yıllarında yazılmıştır. bu yapıtta dile getirilen doktrin, 1870'ten sonra wagner ile nietzsche aracılığıyla yaygınlık kazandı. bunu söylemekteki amacım arthur de gobineau'nun yapıtını, ya da wagner'in, nietzsche'nin yorumlarını eleştirmek değil, sadece ırkçılığın ne zaman ortaya çıktığını belirtmek.
hakkında yanlış bilinenlerin doğrulardan çok olduğu ideoloji.
ırkçılık, sosyo-psikolojik davranışların doğuştan geldiği iddiasıyla erken hristiyanlıktaki agustinusçu gelenekle ortak paydalara sahiptir. bu feodalitenin olumlanması ve protestanlık vasıtasıyla yüz yıllar sonrasında kendisini ırkçılık olarak yeniden ortaya koymuş, modern avrupa'nın iki ana düşünce akımından biridir.
ne ilginçtir ki kendisiyle karıştırılan milliyetçilik zıddı bir felsefi silsileye dayanır. bunu izah etmeme gerek yok. zaten izah edilmişi var; "tüm platonizmlerden kurtulmak için tuchydides ve machiavelli'ye sığındım" demiş nietzche.
agustinusçuluk'a platonizm diyor ve kendi ideolojisini zımnen aristotalesçilik olarak adlandırıyor ki bu da orta çağ hristiyan felsefesinde thomasçılık denen akımdır.
bu akımın milliyetçilikle ne alakası var derseniz. şöyle ki aziz tommassino aquino'nun eserinin adı "le animal politique et social"** idi. aristo'nun "zoon politikon"* dediği şey. bu akım "institutionalist" yani kurumsalcıdır. yani devlet denen olgunun doğal ve evrensel olduğunu savlar. platon ise idealist yani bireyselci.
milliyetçilik için esas olan bir topluma kurumsal yönleriyle ait olmakken ırkçılıkta doğuştan gelen ve anne babadan tevarüs edilenlerdir kişiyi değerli kılan. miliyetçilikte ise bağlı bulunduğu topluma olan sadakati ve katkıları...
o yüzdendir ki büyük devlet adamı charles de gaulle "bir kişi ancak hizmetini bir ulus devlete sunarsa özgür olur" demiştir. "fransızlar üstündür" dememiştir.
biri daha var "ne mutlu türküm diyene" diyen. onu söylemiyorum yoksa kemalist diye yaftalanırım.
Makul görülebilecek bir fikir akımı. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil. Düşünce özgürlüğü varsa ki bu savunulacak birşeyse o halde bende sonuna kadar saygı duyarım. Vataınını milletini seven herkese saygı duydugum gibi.
bir hastalıktır. köpekbalığı gibi kan kokusuyla kendinden geçenlerin, kendi kanlarına tapıp, başkalarınınkini akıtmak üzerine kurduğu "en muhteşem ırk benimki hı hı evet!" sloganıyla kendini bulmuş bir garip bağımlılıktır. en büyük dayanak noktası tarihtir. ki burdaki tarihin belli özellikleri vardır.
1- çarpıtılmıştır.
2- abartılmıştır.
3- anakronizmin amına konmuştur.
4- süslenip püslenmiştir.
5- disiplinden kurtarılıp, amaca araç edilmiştir.
Dünyada sayısız ırkçılık mevcuttur.
Yerlilere yapılan,
Zencilere yapılan,
Müslümanlara yapılan,
Bu böyle uzar gider...
Nedir ırkçılık?
Irkçılık başka ırktan insanlara kötü davranıp öldürmek, köle olarak kullanmak,afedersiniz ama o insanlara köpek muamelesi yapmaktır.
Amerikalılar yerlilere ve zencilere yaptı.Yıllarca kendileri bile bunun filmini yaptı.Şimdi zencilerle iç içeler ve kardeş gibi yaşıyorlar(büyük kısmı tabi).Peki yıllar önce yapılan bu ırkçılığın sebebi neydi?Şöyle anlatıym;Zenciler biyolojileri gereği daha güçlü ve daha kolay güçlenebilen,daha azimli,daha çok uğraşmayı seven insanlardır.Beyazlar ise nispeten daha zayıf daha kolay pes eden insanlardır.Peki neden yapıldı bu ırkçılık?Sebebi basit;Amerikalılar bu insanların çalışkanlığı ve azmini fark etti ve korktular.Kendi işlerini yerlerini onlara kaptırmaktan korktular.Azınlık oldugunu fark ettiler ve dedilerki;"Madem bu kadar güçlüler bunları köle yapalım bizden üstün olmaya çalışmazlar".Onları renkleri yüzünden değil.Üstün oldukları sebepler yüzünden ırkçılığa maruz bıraktılar.
"Irk! Bu sadece bir duygudur, realite değil. Irk bilincinin en az %95'i duygulardan ibarettir. günümüzde biyolojik olarak saf ırkların varolduğuna beni hiçbir şey ikna edemez. ulusal gururun, ırkçılık hezeyanına ihtiyacı yoktur!" - benito mussolini
(bkz: fasizm ile nasyonal sosyalizmi birbirine karistiran guruh)
kakadır. pistir. Ders çıkarılması gereken olaydır. Eğer insan hakları var ulan bu memlekette, Avrupda, Dünyada deniliyorsa hala neden konuşuluyor artık denilesi konudur.
Türkiye de de buna benzer durumlar vardır. Memlekçilik gibi,cemaatçilik gibi.. insan kayırma da bizim ülkemizde bu şekilde oluyor maalesef. ****** ***
ırkçılık doğuştan gelme özellikleri yüzünden hayata iyi bir başlangıç yapmış olanların, yine doğuştan gelen özellikleri nedeniyle hayata daha kötü bir başlangıç yapanlar üzerinde hakimiyet hakkı olduğunu öne süren olgudur. yani insan emperyal bir hayvandır fikrinden yola çıkan herkes toplum hayatında iyi başlangıç yapmış bireylerin, hayata kötü başlamış bulunanları avlayacağını düşünmektedir. bir bakıma ırkçılık fikri hayvanlar dünyasına hayatiyet veren hiyerarşiyi insanlar dünyasına taşıma gayretinden ibarettir.
bir milleti, soyu ya da ırkı diğerlerinden (aşırı derecede) üstün tutmaktır. bu tavır diğerlerini ezmeye bile yol açar. Dünya' daki en ünlü ırkçılık, zenci-beyaz ırkçılığıdır. Bu da Avrupalı'nın önce Afrika'da sonra da Amerika'da zencilerle karşılaşmasıyla başlar.
çoğu zaman barış içinde yaşayıp giderken bir grubun azdığı, azgınlığıyla körüklediği bir düşüncedir. sağa sola sataşıp olay yaratıp kendinden nefret ettiren insanlar ırkçılıktan zarar görmeye başladıkça bu defa da özgürlük barış vs. demeye başlarlar.
farklılıkarı yaşatmak için her toplumun benimsemesi gerektiğini öngördüğüm düşünce.efendim,madem farklılık güzellik demek o halde her toplum kendi farklılığına sahip çıkacak, ırkçı bir duruş sergileyecekki bu güzellikler dünya üzerinde daimi olsun.
insanoğlunun yarattığı en iğrenç ve en tehlikeli ayrımcılıktır. hele bizim gibi ota boka bölünmeye,en ufak bir gazla birbirini boğazlamaya meraklı ülkeler için çok ama çok tehlikelidir.
bir ülkede, bu kavramı savunan insanların coğaldığını görüyorsanız, bilin ki o ülke, eninde sonunda önce iç savaşa, daha sonra yok olmaya mahkumdur.
terketme şansınız varsa, orayı derhal terkedin, eğer yoksa, allah yardımcınız olsun.
kaynakların kıt olduğu ya da paylaşılamadığı ortamlarda her zaman bir gruplaşma görülür. bu basit yapılı bakterilerde bile gözlemlenen bir doğa kanunudur.
gruba üye alımında ise benzerlik öncelikli temel şart olur. böylelikle bireyler aşağı yukarı aynı güçte olur ve birbirlerini kolaylıkla tanır. kendi grubumuzun bireylerine karşı olan tanıma ve diğerlerinden ayırd etme yeteneği yüzünden "lan bu japonlar birbirinin aynısı" deriz.
basit ama çok şey ifade eden tanımıyla; benzerliğin ırk olarak seçildiği gruplaşmaya ırkçılık diyoruz. ne kadar kötü olsa da ve inkar edilse de doğal olmasından ötürü insanoğlunun bilinçaltına işlenmiş bir dürtüdür.
marifet, aklı kullanıp bir bakteriden farklı olabilmektedir.
bizim temel, amerikan rüyası'ni keşfetmek için abd'ye gitmiş ve ülkeyi otobüsle bir uçtan bir uca gezmeye başlamış; ama her yolculukta siyahlar ve beyazlar arasında "otobüste ön kısma oturma" kavgası çıktığını gözlemlemiş. bir gün yine bu kavgalardan birinde artık dayanamamış ve demiş ki:
-uyy uşaklarum, niye tartışiysunuz? ha siyah, ha peyaz; hepimuz insan deyil miyuk? farz edun ki hepinuz yeşilsinuz.
bu konuşma siyahlar ve beyazlar arasında etkili olmuş; ama herkes birbirinin yanına oturunca, tartışmanın fitili yeniden ateşlenmiş. temel baktı ki olmayacak; bir düzeltme yapmış:
-"haçan yeşilsinuz" deduk; ama açuk yeşiller öne, koyu yeşiller arkaya otursun.
aslen, ben de dahil olmak üzere, çoğu kişi tarafından farklı etnikten kişilere olan ayrımcılıkla karıştırılan olgu. öncelikle ırk, türün alt grubudur. buna göre bir beyaz bir siyaha ayrımcılık yaptığında bunun adı ırkçılıktır, ama örneğin bir sırp bir boşnağa, bir tutsi bir hutuya vs vs ayrımcılık yaptığında bunun adı ırkçılık değildir. zira farklı ırklardan değil farklı etnisitelerden(veya toplumlardan) insanlar birbirine ayrımcılık uygulamaktadır.
