atatürkçü oligarşiyi ve onun statükolarını güçlü bir propaganda ve halk desteğiyle yıkan ılımlı islam ideolojisi - ya da en azından yıkmış gibi görüntü veren - ajitasyonu temelde islami hassasiyeti olan insanların yaşadıkları çelişkiler üzerinden kurgulayıp bunun yanı sıra tali olarak kürt, alevi halkları gibi çeşitli ezilen halkların yaşadığı çelişkiler üzerinden güçlendirdi. adeta demokratik devrim savunucu görünür oldu. ancak gerçekler kendi sermaye sınıfı oluşunca değişti. ılımlı islam ideolojisinin oportünizmi belirgin hale geldi. 10 yılı aşan iktidarın hedefinin aslında oligarşiyi yıkmak değil bayrağı devralmak olduğu artık gün gibi ortada. hatta ılımlı islamdan da vazgeçip devletin statükolarına ve inkar politikalarına tamamen entegre oldular. bugün görünen haliyle ılımlı islam ideolojisi tam olarak bir neo-kemalizm'dir. yaslandığı ve güç aldığı yer de iktidara gelirken eleştirdiği statükodur.
edit: halk kelimesinin evrensel olarak ne anlama geldiğini öğrenseniz iyi olur. orjinal kavram için people veya popular kavramlarına bakabilirsiniz. alevilik bir din veya mezhep olarak nitelenebilir ancak aleviler de kürtler de ulus kavramından bağımsız olarak bir halktır. ayrıca bakınız:
alevilerin de bir "halk" olduğunu öğrenmemize vesile olan tespitlere konu olmuş oligarşidir.
bu açıdan sünnilere de halk diyebilir miyiz? mesela türkiye sünnileri ile endonezya sünnileri aynı halkın parçası mıdırlar? keza türk sünniler ile kürt sünniler aynı halkı mı teşkil ederler? yoksa "kürt halkı" denilen halk, zerdüşt kürtlerden oluşan halk mıdır?
