son bolumunde yilmaz adli karakterin damarlarinda ajanlik kani bulundugunu anlamamizi saglayan dizidir. soyleki efendim yilmaz adli biyikli karakter kacirilan sevdiceginin bir deftere yazip yirttigi adres yazili kagidin altina cikan izi kursun kalem ile uzerinden gecmek suretiyle yeniden canlandirmis ve hafiyelige tam gaz devam etmistir.
ilk sezonunu izleyip lan bu dizi çok ağlak be yaw gittikçe de ağlaklaşır bu diye izlemeyi bıraktığım dizi. uzun bir aradan sonra son bölümlerinden bir tanesinde yılmazın ölme sahneleriyle dikkatimi çekti, ana dur bakalım ne olacakki diye yılmazın öbür dünyaya gidip gelme anlarını izleyim dedim. ama bu kadar mı saçma olur kardeşim. herife on kere şok verdiler dirilmedi. aha şimdi öldü laaayyn başrol öldü laayyn dedim. şahsen ıhlamurlar altında dizisinin senaristlerinden böyle bir şey yapmaları konusunda cesaret göstermelerini beklemiyordum. baya baya inandım öldüğüne, içim acıdı , ve diğer herkes inandı eminim. mezarını kazdılar, mezarlıkta ağlaştılar çünkü. sonra ne oldu anaa şakaymış. sen onca şoku ver ver dirilteme üstelik aradan yarım saat geçsin, elin kızı gelsin koskoca doktora "ne duruyosunuz bi daha şok verin" desin, profluk taslasın... başrol olmak böyle bir şey olsa gerek,ayrıca (bkz: filmlerde başrol oyuncusunun en zeki olması)sonra yılmaz dirilsin.pehhh...ne oldu reytingleri artırdınız şaka yaptınız...çok mu komik lan o kadar ekran başındaki teyzeyi ağlattınız...dalga geçtiniz duygularıyla oynadınız. onlar ağlarken siz "ahahah bak şimdi nasıl inanacaklar" mı dediniz. söyleyim şaka oldu kaka yazıklaağaaar olsun!*
fragmanını her gördüğümde okunan şiirin de etkisiyle olacak ki, "kaliteli bir şeye benziyor bi izleyim bari" dediğim, ancak birkaç bölümünden birkaç dakikasına bile zor dayandığım dizidir. ki oyuncularının yeteneksizliklerinin de buradaki katkısı çoktur. özellikle başroldeki hanfendi sırf görüntüsüyle diziyi renklendirmektedir sanıyorum ki. diğer oyuncular da yeşillik olsun diye dizide oynatılıyorlar büyük ihtimalle.
saçmalamakta sınır tanımayan dizi şahsen Yılmaz'ın süpermen olmasından şüpheleneniyorum, herif bir orda bir burda her daim yardım modunda yüce bir varlık gibi gösteriliyor. Filiz ise şu Dünyaya ağlamak için gelmiş gibi her bölüm ağlıyor. ilk zamanlar kendini ciddi anlamda izleten sonralarında komedi izlemek amacıyla televizyonun başına oturduğumuz dizi.
bu aksamki bölüm itibariyle yılmazın;filizin bıyıklı bir cocuk dogurdugunu görmesine gerek kalmadan,aslı sayesinde bebeğin babasının kendisi oldugunu öğrendiği dizidir.*
konusu acı hayatla aynı olan dizidir. acı hayattada ıhlamurlar altındada fakir oğlanla fakir kız ilişkisi vardır fakat fakir oğlanlar fakir kızların isteklerini karşılayamaz ve fakir kızların çalıştıkları yerlerin patronları kızlara aşık olur ve onları alamadıkları şeylerle kandırıp gözlerini boyayıp bir şekilde evlenirler. fakir oğlanlarda intikam duygusu yüzünden hapse girerler, ikiside hapiste tanıştıkları insanlar sayesinde zengin olurlar. ve daha sonra diğer zengin erkeklerden intikam alırlar ve sevdikleri kadınlardanda intikam alırlar. daha sonra sanıyorum ki konuların aynı olduğunu farkedip ıhlamurlar altındaki elifi öldürdüler. daha sonra bizim asıl fakir oğlanlar zengin olanların kız kardeşlerini kendilerine aşık edip, sevdikleri kadından intikam aldılar. bu ara iki dizidede fakir kızlar hamile kaldı fakat elif doğururken öldü. nerminde düşürdü.böyle saçma sapan iki dizidir. dikkatimi çekende acı hayatta nerminin her bölümde ya ağlaması yada monoton olarak dayak yemesidir.
yılmaz karakterini bir an ümit besen'e benzettigim acıların dizisi.
gerçi dizi de zaten nikah masası formatında..
benzerleri için,
(bkz: canısı)
(bkz: acı hayat)
bu ve bu tarz dizileri sürekli olarak ekranlarda gördüğüm zaman; bu diziler nasıl tutulur, nasıl bu kadar raiting alır ve biz bu manasız seyretileri izlediğimiz zaman nasıl salaklaşmıyoruz diye düşünüyorum. Belki de o kadar salağız ki, salaklaştığımızın bile farkına varamıyoruz. Belki de bu (bkz: ıhlamurlar altında) ve bunun gibi diziler bizlere revadır. Kim bilir ne çok şeyi hak ediyoruzdur da bu tarz dizilerle cezalandırılıyoruz.
(bkz: o ıhlamurları kurutup, su da kaynatıp, konuya komşuya dağıtasım var.)
(bkz: isyanım var ulan!)