edebiyat dergisidir. bugünlerde dördüncü sayısı yayınlanmıştır. her sayısında bir edebi konu hakkında soruşturma yapar, çeşitli yazarlardan görüş alırlar.
dünyadaki alfabeler içindeki en talihsiz harftir. yalnızdır, türkçeden başka bir dilde bulunmaz; kadersizdir, üzerine işlenmiş iğrenç espiriler vardır; liderlik özelliği yoktur, hiçbir kelimenin başında yer alamaz; taklit muamelesi görür, "g" harfinin çakması gibidir; kötü bir izlenim bırakır, ses olarak çıkarılmaya çalışıldığında gırtlaktan balgam atıyormuş hissi verir. ***
edit: söylediklerimin hepsi yumuşak g için geçerlidir ama sözlüğümüzde türkçe karakter sorunu olduğundan dolayı g olarak görünmektedir yaptığım tüm yumuşak g'ler.
--spoiler--
sanıldığının aksine uzatmaz önündeki sesli harfi.... sessiz harflerin özelliğindendir ki kendi hecesi içinde bulunan sesli harfleri ağızda o sessizin* söylendiği noktaya çekerler... misal "ben" kelimesinde e'yi söylerken n harfinin çıktığı yere * çekilir "e" harfi, "benim" derken ise "b" harfinin olduğu yere* çekilir ve daha inceleşir bu kelimede... aynı şekilde "ğ" harfi de bir sessiz olduğunu kanıtlarcasına kendine doğru çeker seslileri... bir biri ardına "aaa" dediğimizde anlamı şuna : (bkz: #74350) veya eşek anırması beklentili bir duruma gider. ama "ağ" dediğimizde ise "a" harfi g harfinin ve hatta h harfinin gerisine doğru gider. yani "ğ" harfini çıkartılmasını sağlar. eğlen ile elenarasındaki farkı anlamımıza yaramaktadır bu harf. ama biz "elen" derken "e"yi kısaltıyoruz derseniz uzatınca çıkacak kelime eee*len (düşünür gibi olmayayım kısa uzatayım derseniz "eleni" ismindekine benzer) yada eylenolacaktır: ikinci kelime de türkçede anlamsız... peki biz uzatınca neden "y" diyoruz. "aaaeeeiiieeeuuauaa" diye bir kelimeyi duraklamadan okumaya kalkarsak anlarız ki sesli harflerin geçişlerinde kalın ve inceliklerine göre en optimum nokta kullanılır. yanılmıyorsam bu nokta da inceliğe ve kalınlığa göre ya "y" ya da "v" harfinin çıktığı nokta olur. bu yüzden "elen" kelimesindeki ilk "e" harfinden sonra duraksamadan diğer heceye geçilirse "y" harfiyle geçilir. "y" de "ğ" gibi ağızdaki nev-i şahsına münhasır çıkış noktasıyla "ğ" kadar olmasa da zaman zaman (ince sesliler arasında) algı hatasından uzatıyor sanılabilir(iyi yerine iii demek).ama tabiiki o da uzatmaz. o da diğer sessizler gibi kendi noktasından sesliyi yükseltir(çeker) veya yutar(çeker)."ğ" de sesliyi yükseltebilir (kelimelerin ve hecenin başında var olabilir) "renault" kelimesinin telaffuzundaki gibi. ama bu yutmasına nispeten dilimize uygun berraklaştırılabilir değildir ("q" da bile kararsız kalındığını düşünürsek gayet normal) . kısacası şudur ki "ğ" harfi sessiz bir harftir. dilin sonunun damak sonuna yaklaşmasıyla daha geride oluşur. dil sonu ve damak sonu birleşirse de birleştiği noktada "g" harfi oluşur. bu yüzdendir ilişkileri..uzadıkça uzuyor konu.. * (bkz: bu da boyle bir animdir)
--spoiler--
yıllarca kendisine verilen görevi ezilmeden yapan mağrur harf. alfabemizdeki tek eşcinsel diye testis geçilen harftir. en iyi delikanlılık efendiliktir diyerekten kendini g ile h nin arasına atmıştır.
alfabenin kabul edilmesinden bu yana g (ge) harfinin yanında ezik olarak yer alan harftir. yıllardır bir sığıntı gibi g (ge)nin ardına sığınmış, pek önemsenmemiş pek de kullanılmamış harf. yumuşak huyludur, asildir, sadedir.