bir görev ulbatlı hasan'ın surlara çıkması ve bayrağı dikmesi gibi , rambonun koca tankları okla havaya uçurması gibi... son anda kırmızı kabloyu keserek bombayı etkisiz hale getiren adamın kahramanlığı gibi... (tamam vatan kurtarma görevi gibi olmasa da , sevgili için çocukluk kahramanı gibi olabilir insan)
sevgilinin kızarmış burnuyla size bakıp "ellerim çok üşüdü" demesiyle başlayan bir zincirleme aşk tamlamasıdır , o narin eller bir anda avuç içine alınır , üşümüş bir yavru kuşu sever gibi , yavaş yavaş okşanır.gören bir insan gözü için tam bir karpostallıktır , hele o eller dudağa götürülüp "huuhh huhhh" diyerek nefesle ısıtmak yok mudur ? çocukken düştüğünde annenin gelip "ayy canımın içi huff huff bak geçti" diyerek yanan yaranın acısını dindirmesi gibi şefkat dolu bir iştir...
zaten sevgilinin tenini hissetmeyi seven biri için bu iş çok zevklidir... çok önemsiz bir şey gibi görünse de aslında aşkın ve sevginin değer bulduğu küçük anlardır...
sevgilin tatlı tatlı hoh yaparak ısıtmaya çalışır, hiçte etkisi olmaz ama o tatlı yapışından içiniz ısınır ve elleriniz de o etkiyle ısınır. çok güzel efenim bu duygular. sadece bunlar için yaşamaya değer.
yalnızlığa sebep olan savunma duvarlarını yıkarak, en yakındaki kişinin elini tutmakla gerçekleştirilen... bu kişi aynı ortamın paylaşıldığı bir arkadaş olabilir, cinsiyeti ve sevgili olup olmaması önemli değildir.
hava buz gibiydi, hafiften sulu kar yağıyordu (bkz: sevgili ile akşam yürüyüşü yapmak) için dışarı çıkılır. montun ceplerinde olan el genede ısınamaz. sevgili imdada yetişir ve elini o da sokar. o gözleri ile bakması bile ısıtır insanı. alev alır eller.
Soğuk elleri ısıtmak ısınma sonrası mutluluk on numaradır. Aşırı soğuk eller birden sıcağa götürülmemeli yoksa ağrı yapar. Annenin yavrusunun üşüyen ellerini avuçlayıp ısıtmaya çalışması paha biçilemez ölünür ölünür.