anneciğim isimli zeki müren'in seslendirdiği bir şarkı, yanılmıyorsam kibariye'de şeferle ilişkisinden önce bu şarkıyı yorumlamıştı. Şarkının en vurucu yeri geceler çok soğuk sessiz ve karanlık kısmıdır benim için, zira "ve" bağlacı her şarkıya da böyle yakışmaz. Sözlerini yazayım da tam olsun.
Mazide kalan hatıra gibi
Şevkatli kollarını aç bana anne
Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
Üşüdüm, üstümü örtsene anne
Anne, anne, anneciğim
Yanımda olmanı ne çok isterdim
Dizine yatıpta uyurdum anne
Dilimde dua gözümde rüyasın
Seni çok istedim hasretim anne
Anne, anne, anneciğim
Uyandım uykudan aradım seni
Sağıma soluma bakındım anne
Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık
Üşüdüm, üstümü örtsene anne
dinleyipte irkilmeyen, yüreği sızlamayan bir insan evladı olmadığını düşündüğüm bir zeki müren şarkısı. bu nasıl sözlerdir, bu nasıl bir hissiyattır ki yürekten dile dökülmüş ve insanın en hassas damarını acıtır hale gelmiş.
9 yıldır ayrıyım ondan. yılda toplasan 3 defa görüyorum ne yazık ki. son 3aydır görmedim ve ne yazık ki bir 3 ay daha görmeyeceğim..Kazık kadar adam oldum, evlilik yaşım geldi bile ama her dinlediğimde bu şarkıyı, gözümden bir damla yere düşer ve hasretimi yeniden filizlendirir. Derler ya insanın en rahat ettiği yer mezarıdır diye ama yanlış en rahat edilen yer bir annenin omzudur, dizidir, sıcacık yüreğidir.
böyle güzel bir şarkı o kadar güzel bir sesten dinlenince, insanın tüm tüyleri diken diken olmazsa o insan ya duymuyordur ya hissetmiyordur.
ne zaman dinlesem içim kötü olur.
iyiki yazılmış iyiki söylenmiş dediğim şarkı...
daha 18 yaşındaydı, sizin gibi benim gibi, sapsarı saçları vardı, ve hayallerini koymak için yedekte duran sevgilisinin kalbi. hayat erken bitti onun için trafik kazası aldı götürdü tüm yaşanmışlıkların teraziye konduğu ruhlar alemine.
götürüp ceviz ağacından yapılmış bir tabutla bırakıverdiler, toprak ananın o dayanılmaz sıcak bünyesine.
aradan bir gün geçti, babasının rüyasına girmişti babacığım üstümü ört üşüyorum, diyebildi sadece. babası yataktan kalkarak ağlamaya başladı olanı biteni anlattı karısına, ve yine uyumaya devam ettiler:
bu olay 4 gün sürdü hergün rüyasına giriyordu bir gece dayanamayıp, kalktı sıcak yatağından kızına koştu mezarlığa.
ama mezarı kazılmış, ortalıkta bi garip duman dolanıyordu kızı yoktu koyduğu yerde, ve bekçi kulübesinin yanına yaklaştı ve kapıyı açtı, gördüğü manzara tüylerini ürpertmişti.
bekçi kıza tecavüz ediyordu.
sonrası mı?
sonu yok...
+ üşüdüm üstümü örtsene anne.
- kalk kendin ört ben şimdi kalkıp senin üstünü örtersem, seni bugünlük soğuktan kurtarırım halbuki sen kalkıp kendin örtersen üşümemeyi öğrenirsin.
+ hadi oradan bir sürü laf... sen şuna üşendim desene.
zeki müren'in dinleyemediğim şarkısıdır. evet zeki müren'den her parçayı bir milyon kere dinlemişimdir ama bunu dinleyemiyorum. yani bir yanda annem diğer yanda zeki müren'in o insanın ruhuna işleyen ilahi sesi. yok olmuyor yapamıyorum.
şairinde dedigi gibi. en can alıcı noktası Geceler çok soğuk, sessiz ve karanlık tır. lakin annesi hayata olmayanlar lütfen dinlemesinler. konuşacak yerde çaresiz kalmak olayını bire bir yaşıyor insan.