yakuttan, zümrütten medet boşuna,
hepsi bir gün döner, çakıl taşına.
geç kalma.. bakıp da o genç yaşına,
sanma ki; önünde seçenekler çok;
ya îmân, ya isyân, üçüncüsü yok..
dünyanın serveti, şehveti sahte;
bir kefen kadardır, vefâsı ahde.
boğma vicdânını, meyde, kadehte,
sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya ahlâk, ya helâk, üçüncüsü yok..
sen, şerefli doğdun, şerefli yaşa,
o bencil nefsini, vur taştan taşa;
yoksa çıkamazsın, şeytanla başa.
sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya cennet, ya cinnet, üçüncüsü yok..
insanlık yanıyor, ateş bacada,
fitneler kaynıyor, binbir locada,
umut kuyrukları, cinci hocada;
sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya izzet, ya zillet, üçüncüsü yok..
bir kere baktın mı, kalkıp seherde?
kapılar açılır, gök perde perde.
sordun mu kurâna, kurtuluş nerde?
sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya şükür, ya küfür, üçüncüsü yok..
dağlara özenip, tepeden bakma,
mezar taşlarına, rütbeni çakma,
şu cennet köşkünü, kibirle yakma;
sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya ihlâs, ya iflâs, üçüncüsü yok..
bırak.. o çağdaşlar, ne derse desin,
hayat bir sınavdır, bu hüküm kesin,
secde et ki; varsın, allaha sesin;
sanma ki; önünde, seçenekler çok;
ya kurân, ya hüsrân, üçüncüsü yok.