Osmanlı sultanlarının onüçüncüsü ve islam halifelerinin yetmişsekizincisi
Saltanatı: 1595-1603
Babası: III. Murad Han - Annesi: Safiye Valide Sultan
Doğumu: 26 Mayıs 1566 Vefatı: 21 Aralık 1603
III. Murat ile Safiye Sultan'ın oğlu olan Mehmet, Manisa'da 1566'da dünyaya gelmiştir. Şehzadeliğinde ibrahim Cafer Efendi, Haydar Efendi ve Pir Mehmet Azmi Efendi gibi devrin tanınmış alimlerinden tahsil ve terbiye gördü. 1583'te Manisa sancağı valiliğine tayin edildi. 1595'te babasının vefatı üzerine Osmanlı tahtına çıktı.
III. Mehmet Han tahta çıktığında Osmanlı Devleti ile Avusturya arasındaki harp bütün şiddeti ile devam ediyordu. Bu arada papanın teşviki ile Osmanlı Devleti'ne tabi Erdel, Eflak ve Boğdan voyvodalıkları isyan ettiler. Bu tehlikeli gelişme üzerine Mehmet Han bizzat ordusunun başında Avusturya seferine çıktı. 12 Ekim 1596'da Eğri kalesini fethetti. Eğri'ye geri almak için harekete geçen Arşidük Maximilyen'i Haçova meydanında karşıladı. Şiddetle cereyan eden savaşın başlangıcında Osmanlı ordusu bozuldu. Düşman kuvvetleri padişahın otağının yanına kadar geldiler. Ancak Hoca Sadeddin Efendi'nin duası ve padişahı ikna ederek yerinde tutması, padişahın da hocasına teslimiyet ve sebatı neticesinde Osmanlı ordusu toparlandı. Ordu gerisindeki hizmetlilerin de savaşa iştirakiyle düşmana ağır bir darbe indirildi (26 Ekim 1596). Kaynaklara göre 50 bin Avusturya askeri telef oldu. Önemli miktarda silah ve cephane ele geçirildi. Sultan bu seferin sonunda Eğri fatihi ünvanını aldı.
Haçova zaferinden sonra, Sokulluzade Hasan Paşa'yı Avusturya cephesi serdarlığına tayin eden Sultan Mehmet Han istanbul'a döndü. Bu durumdan faydalanan Avusturyalıların bir kolu Yanıkkale'yi muhasara ederken diğer bir kolu Tata kalesini zaptetti. Hızlı hareket eden Satırcı Mehmet Paşa Yanıkkale üzerine yürüyüp kaleyi muhasaradan kurtardı. Buna rağmen kale 1598'de ani bir baskın sonucu Avusturyalıların eline düştü. Eflak kuvvetleri Niğbolu'da Osmanlı kuvvetlerini yenerken, Budin de Avusturyalılarca muhasara edildi. Bu mağlubiyet üzerine III. Mehmet Han, Damat ibrahim Paşa'yı sadrazamlığa getirdi. Öncelikle orduda disiplini sağlayan ibrahim Paşa, ileri hareketle Erdel, Boğdan ve Eflak voyvodalıklarının Osmanlı Devleti'ne olan bağlılıklarını artırdı. Sonra 1600 yılında Kanije üzerine yürüyerek kaleyi fethetti. Kanije, beylerbeylik haline getirilip Tiryaki Hasan Paşa'ya verildi. ibrahim Paşa ertesi sene tekrar sefere çıkacağı sırada vefat etti ve yerine Yemişçi Hasan Paşa getirildi.
Öte yandan Avusturya kuvvetleri Arşidük Ferdinand komutasında büyük kuvvetlerle gelerek Kanije'yi muhasara ettiler. Fakat Tiryaki Hasan Paşa'nın Türk tarihinde bir kahramanlık nişanesi ve askeri sevk ve idarede bir maharet örneği olan müdafaası sayesinde Avusturya ordusu hezimete uğrayarak geri çekilmek zorunda kaldı.
Avusturya cephesindeki harbin uzun sürmesi Anadolu'da celalî hareketlerinin artmasına yol açtı. Hükümetin harpler dolayısıyla celalîlerle fazla ilgilenememesi Anadolu'yu tam bir huzursuzluk içinde bıraktı. Osmanlı Devleti'nin bu vaziyetini fırsat bilen iran Şahı I. Abbas, Avrupa devletleriyle ittifak ederek Tebriz üzerine yürüdü ve şehri işgal etti. Doğuda aleyhte gelişen bu faaliyetler üzerine Sultan Mehmet Han celalî liderlerinden Deli Hasan'a Bosna beylerbeyliğini vermek suretiyle Anadolu'da sükuneti sağladı. Trabzon'da bulunan Saatçi Hasan Paşa'yı da iran seferi serdarlığına tayin etti.
Cephelerdeki harpler devam ederken üzüntüsünden hastalanan III. Mehmet Han, 1603 senesinin 20/21 Aralık gecesi vefat etti. III. Mehmet Han çok nazik, halim-selim, vakur, kerim, edip, salih ve abid bir şahsiyete sahipti. Sancak beyliğinden saltanata gelen son Osmanlı padişahıdır. Bütün Osmanlı padişahları gibi iyi bir şair olup şiirlerinde Adlî mahlasını kullanmıştır. Beş vakit namazını cemaatle kılardı. Devrin kaynakları, dindarlığını, Hazret-i Muhammet, dört halife, Eshab-ı kiram ve alimlere son derece hürmetkar olduğunu yazmaktadır.
osmanlı padişahlarının en psikopatı.
tahta geçer geçmez devletin bekası kisvesi altında, 19 kardeşi ve babasının hamile bırakmasından şüphelendiği 17 cariyeyi katlettirmiştir. katledilen erkek kardeşlerinin onikisinin yaşları 0-6 arasında değişmektedir.
yaşamı boyunca tahtına göz dikecekleri kuşkusuyla aile bireylerini öldürten, hatta sefere çıkacağı günden bir gece önce 14 yaşındaki öz oğlu mahmut'u uyurken boğup öldürme buyruğu veren, ölüp ölmediği hususunda emin olamadığı için seferi iptal edip, oğlunun cesedini görmeye giden osmanlı padişahı.
iktidar hırsının insanı şeytandan daha aşağı yaptığı gerçeğini gözler önüne sermiş zavallı şahsiyet. insan nasıl bir beyinle kendi öz oğlunun öldüğünden emin olmak ister anlamam.
ismini kanuni sultan süleyman'ın koyduğu rivayet edilen padişah. kanuni, ikinci murat-fatih'e gönderme yaparak murat ismindeki hanedan üyesinin oğlunun mehmet olmasının bir nevi aile geleneği olduğu gibi bir yorumla torununun oğlunun isminin mehmet konmasını istemiş.
adam 19 kardeşini birden öldürmüş, kendisi öldükten sonra da oğlu 1. Ahmet, "Taht sahibi olmak için 19 kardeşini ve bir oğlunu öldüren adam, babam da olsa katildir. Ben katil bir adamın cenazesini kılmam. Varın siz kılın ve defnedin." demiştir
Osmanlı Padişahları listesinde en sevmediğim adam. Hem hunharca çocuk öldürmüş hem de sancağa çıkmayı kaldırarak tecrübesiz padişahların tahta çıkmasına zemin hazırlamış, böylelikle osmanlı yıkılmıştır.
Kim bilir belki de bıraksa, mehmet çelebi, fatih, yavuz, kanuni gibi yetenekli bir adam tahta çıkacak ve sorunları çözecek, ardından yine böyle bir adam çıkacak ve biz halen osmanlı olacaktık ne güzel.
tarihin arka odası'nda hakkında yapılan yorumlara göre, tahta çıktığında çok sayıda erkek kardeşini katlettirdiği için epeyce zaman halk arasında çok antipatik bir imajı olmuş. ancak ordunun başında sefere çıkması ve avusturya'ya karşı bazı başarılar kazanılmasından sonra bu imaj biraz yumuşamış.
islamda halifelik Katolik ruhban sınıfındaki gibi papalık şeklinde değildir. yani Papa yetkisini Tanrıdan alır onun sözcüsüdür yasal olarak böyledir ancak islamda halifelik devlet yönetimi ile ilgilidir. Özellikle ilk 4 halife sonrasında net şekilde böyledir ki ilk 4 halife dahi peygamberin yerine dini anlamda bir geçiş durumunda değildir.
Sultan III.Mehmed in kardeşlerini boğdurması ise o dönemin şartlarında alınmış bir karardır. Kendisi de bu durumdan hoşlanmamıştır ancak bir Osmanlı Şehzadesinin hele tahta geçmiş bir Sultanın kardeşi yoktur. Burada hem devletin işleyişi konusunda hassas bir nokta vardır hemde kendi canıyla ilgili bir nokta vardır. Kardeş katlinin uygulamadan kalkmasından sonra devletin günden güne zayıfladığı tahta geçen padişahların eskiye oranla daha basiretsiz olduğu ve eğitim anlamında-devlet işleyişiyle ilgili konularda zayıf olduğu ortadadır. Devir o devirdi yaşandı ve bitti. Allah katında herkes kendi hesabını verecek sonuçta.
Allah gelmiş geçmiş tüm Türk devletlerinin padişahlarından-beylerinden-çelebilerinden razı olsun biz Türkler onlardan razıyız mekanları cennet olsun.
19 kardeşi boğdurmayı ve onlarca cariyeyi katletmeyi normalleştiren " dönemin şartları " diye yutturmaya çalışanlara bakmayınız. " devletin bekası " denilen şey " islam " dan daha büyük değildir. devlet bekası için islam çiğnenip, insanlar öldürülemez. halifesi böyle olan adamdan ne bekliyorsan işte.
bunu desteklemeden önce bir hayal edin. güç sizde, padişahsınız. 19 kardeşinizi, çoluk çocuk dinlemeden öldürtmeyi vicdanınız kaldırabilir miydi ?
vicdanı bunu kaldırabilmiş bir adamı, kendinize devlet büyüğü kabul edebilir miydiniz ?
cevabınız evetse zaten bir psikopatsınız. çok net.
"19 kardeşinizi öldürmeyi hayal edin" diyorlar... Ben Osmanlı şehzadesi veya sultanı değilim ki hayal edeyim veya o ruh haline girebileyim. Ancak hadi farzı misal o döneme gittik o yy içerisinde yaşıyoruz ve Osmanlı hanedanına mensup Erkek bir bireyiz.
19 kardeşim var tahta çıkmışım ki bu kardeşlerle bir yaşamamışım. benim avusturya üzerine yürümek gibi bir planım var doğuda safeviler zayıfta olsa bir tehdit içerisinde vezirlerim-paşalarım ne durumda bilmiyorum. Saraydaki kardeşlerimin Anneleri benim öz annem değil yani kendi çocuklarının tahta geçmesini doğal olarak hayatta kalmasını sağlamak istiyor. Ben bunca tehdit etrafımdayken ne sefere çıkabilirim ne devleti yönetebilirim nede sağlıklı düşünebilirim. Doğal olarak hiç tereddüt etmeden sultan ııı.mehmed hanın aldığı kararı alırım. Çünkü sadece devletin yönetimi değil benim ve çocuklarımın canı da vereceğim karar bağlı.
şimdi bu devirde ve bu çağda yaşadığınız ortamda bu size katliam gibi psikopatlık gibi gelebilir ancak o devirde dünya böyleydi. Sasani pers imparatorluğunda ıı.hürmüz ü öldürüp anne karnındaki ıı.şapur u tahta çıkartanlar vardı mesela. yani o devirde hayat taht böyleydi. Bir devletin başındaki hanedana mensup olmak kolay bir iş değildi aksine ceza gibi bir şeydi belkide. O yüzden böyle evdeki kardeşinize-oğlunuza bakıp yargılamayın o devrin padişahlarını.
evlat ve kardeş sevgisinin yüzyıllarla açıklanabilecek bir farkı yoktur. bu toplumsal değişim geçiren bir milliyetçilik akımı falan da değildir. evlat- kardeş- baba tarihin bilinen dönemlerinden beri bir değişim geçirmemiştir. bu ilişki de değişecek hiçbir şey yok çünkü. 300 yıl önce kardeşini boğmak neyse, bugün de boğmak aynı şeydir. arada hiçbir fark da yoktur. devlet bekası gibi sözler ancak bunun kılıfı olur.
bu mantık ile şu mantık arasında hiçbir fark yoktur:
recep tayyip erdoğan bugün, ülkenin bekasına aykırı olduğu için tutup chp-hdp-mhp ye oy veren milyonlarca seçmeni katlettirip çıkıp dediği vakit " ama muhalefetle falan çok vakit kaybediyorduk, devlet bekası için yaptım " bu durumdan hiçbir farkı olmaz.
yani milli mastürbasyonları ve kendinizi kandırmayı bırakın. kardeş-evlat katli tarih boyunca hiç değişmedi. hiçbir durumda bunu normalleştiremez.
yapılmasının tek sebebi de iktidar zehirlenmesidir. aynı kanuni'nin oğlunu boğdurması gibi.
bazı gerçekler ağır geliyor olabilir, ama en nihayetinde gerçektir.
rekortmen padişahtır. 19 erkek kardeşi ve 20 kız kardeşine ek olarak bir de oğlunu katletmiştir. bunu yapan cellatları zaten yaşatmamıştır. gerçi kendisi de genç yaşta nalları dikmiştir. (o kadar insan boş yere öldü)
"adam katletmiş ama çalışmış caaaanımmm" diyen makarna beyinliler elbette her yüzyıl yaşamaya devam edecek. onların yaşam hakkına saygı gösteriyoruz.
mesele şu ki, "o devirde öyleydi, o yüce insanların kararını siz sorgulayamazsınız, her şey devlet içindi" diyen kömür beyinliler, sultan birinci ahmet'in kardeş katli denen vahşeti kaldırmasına nasıl bakıyor merak ediyorum. o vahşet devam etseydi, çok tapındığınız abdülhamid de, vahdettin de olmayacaktı.
sizin bezelye kadar beyninizle yaptığınız yoruma göre, cahiliye arabistan'ındaki kız çocuklarını gömme olayı da çok normal. abartmamak lazım. ebu cehil de diyordu ki, "kızlar gücümüzü gölgeliyor. mekke'nin ilerlemesi için erkek lazım." yani senin "devlet üçündüüü" gibi zırlamana ne kadar benziyor değil mi makarna kardeş?
sen bu zekanla yezid'in hz. hüseyin'e yaptığı vahşeti en başından onaylıyorsun zaten. daha ne anlatayım ki?