israilin startını verdiği savaştır. diğerleri gaza gelirse işten bile değil. insanoğlunun doğasında mı vardır nedir yıllarca hümanizm bayraktarlığı yaptılar durduk yere israilin sivil halka saldırması doğal karşılandı. üçüncü dünya savaşıda doğal karşılanır zannımca.
ikinci dünya savaşından bu yana yaşanmış, yaşanılan ve yaşanılacak olan olaylar bütünü ile ele alınırsa, şuanda yaşanılan ve geçmişte yaşanılmış savaştır.
ırak'ta çamura saplandı denilen abd'nin sesten hızlı giden uçaklarıyla aslında neler yapabileceğini göstereceği savaştır. Savaşın sonucunda ise, gerekirse yeni bir dünya düzeni kurulur, ve türkiye de bu düzende yerini alır.*
böle giderse silahların değil de virüslerin konuşacağı bir savaş olması muhtemel.. kim daha erken tedavi bulursa virüslere o kazanır gibi.. tabii virüs üretenlerin zengin olması kaçınılmaz..
şundan 2,3 ay öncesine kadar üzerinde paranoyalar oluşturup 4 arkadaş konuyla ilgili 72 saatlik bir çalışma yapmış olduğumuz ön görüdür. evet patlak verecek kanaati mevcuttur hepimizde hatta müneccimlerle seviyeli bir ilişkimiz olduğu için buna tarih olarakta 2017 ve 2020 arası dedik. sonuç ? sonuçmu misaki milli sınırları cebeli tarık'a uzatılmış bi türkiye. elbette (bkz: bi siktir git çay koy) diyenler vardır şu anda aranızda ama biliyoruz ki aynı kürtlerin olduğu gibi araplarında çobana ihtiyacı vardır ve bu göreve layik görülen toplumda türk toplumudur konuyu irdelerken bu noktayı atlamadan bakıldığı takdirde birazda üzerine gidip doğru başlıklar altında aranırsa artık aynı paranoyaya sahip insanlar görebilirim etrafimda.
muhtemelen yakın zamanda başlayacağını düşündüğüm savaş. eğer ki düşen polonya uçağını rusyanın düşürdüğü ispatlanırsa ve nato devreye girerse korkarım ki 2012 kehaneti gerçekleşebilir.
büyük ihtimal abd ve ekibinin- içinde bizde varız malesef- kazanacağı, iran, venezuela ve kuzey kore gibi devletlerde rejim değişikliğinin yaşanacağı savaş olacaktır.
uzmanlara göre abd'ye askeri ve silah bakımından dünyada kafa tutacak devlet şu an için yok. ama 10 yıl içinde bu devletin çin olacağı düşünülüyor. eğer çin'de bu savaşa dahi olursa dengeler değişebilir. yalnız çin bu savaşta yenilirse uygurlarda bağımsızlığını kazanabilir.
sahi bi avusturya-macaristan veliahtı vardı ona nolmuştu.
Unutmayalım ki bu dünyanın egemen gücü değişirken her zaman savaş olmuştur. Bazılarının dediği gibi sadece ekonomi alanında ki gelişmelerle dünya liderliği el değiştirmeyecektir.
http://haber.gazetevatan....mp;Categoryid=4&wid=5zülfü livaneli nin yazısı.
Yalnız Türkiye nin değil, bütün dünyanın ahlaki bir çöküş içinde bulunduğunu söylediğimde kimsenin hak vermemesine alışmış birisi olarak susuyordum.
Çünkü son yıllarda cebi biraz para görmüş eski solcular, böyle görüşleri dinozorluk olarak niteliyorlardı.
Baksanıza hayat ne güzeldi: Lüks lokantalar, büyük alışveriş merkezleri, Türkbükü tatilleri, Batıyı kıskandıracak eğlence merkezleri.
Bu değirmenin suyu nereden geliyor diye sormak eski kafalılık haline gelmişti.
Hele gelir dağılımı adaletsizliğinden, yarı aç yarı tok yaşayan geniş halk kitlelerinden söz etmek iyice gericilikti, çağı anlamamaktı.
Önemli olan işsizlik, açlık değil hangi şarabın iyi olduğu, hangi lokantanın neyi iyi pişirdiğiydi.
Bizim gibilere kötümser dinozor gözüyle bakıyorlardı.
Nasıl olsa gazeteler de halk için değil, elitler için çıkıyordu.
Son günlerde iki dostun haber vermesi sayesinde okuduğum iki makale, büyük ahlaki çürüme konusunda yanılmadığımı göstermesi bakımından sevindirici oldu.
Birincisi Edgar Morin in Le Monde ta yayınlanan yazısı.
Fransız düşünür, büyük bir çürüme yaşadığımızı ama bunun bir metamorfoza uğraması olasılığını dile getirmiş.
Eric Hobsbawm ise yeni bir dünya savaşı için bütün koşulların oluştuğu fikrinde.
Bunlar çok ciddi beyinler.
Batı da alarm zilleri çoktan çalmaya başladı ama buralardan hâlâ duyulmuyor.
Kapitalizmin nimetleri sayılıp dökülüyor.
Oysa Harvard Business School un yani kapitalizmin Mekkesi olan okulun yönetim kurulunda bulunan bir arkadaşım, son toplantıyı anlattı.
Orada bulunan herkes vahşi kapitalizmin bittiğini, artık geriye dönüşün mümkün olmadığını belirtmiş, yeni bir düzenin gelmekte olduğunda fikir birliğine varılmış.
Böyle fikirler az gelişmiş ülke aydınına geç ulaşır ama bir gün mutlaka ulaşır.